7-Biberona Rüşvet

4.8K 467 117
                                    

"Miyav!"

Chanyeol yatakta hâlâ yatan kocasının yanına oturup kafasını onun göğsüne sürttüğünde Kyungsoo anlam verememişti. Az önce miyavlamış mıydı o?

"Miyav mı? Chanyeol iyi misin hayatım?"

Yerinden doğrulup karşısındakinin ateşini kontrol etti fakat anormal bir durum görünmüyordu.

"Miyav!"

"Çocuklaşma. Sorun ne diyorum miyavlamayı kes."

Chanyeol sinirli bir yüz ifadesiyle yerinden kalktı ve gardroba yürüdü. Üstünde sadece iç çamaşırı vardı ve saçları duştan yeni çıktığı için hala nemliydi. Hafif bronzlaşmış sırtı yatağa dönüktü ve bu vaziyetteyken istediği kadar sinirli olsun Kyungsoo'nun umrunda olmazdı.

"Bak gördün mü? Eskiden ben miyavladığımda hoşuna giderdi. Ama şimdi tahammülün yok çünkü sana miyavlayacak başka birini buldun. O küçük velet daha gelmeden pabucumu dama attı."

Bu muydu? Chanyeol bu durumu önceki akşam çıtlattığında Kyungsoo onun sadece ilgi için yaramazlık yaptığını düşünüyordu fakat görünen o ki kocası gayet ciddiydi.

"Aman tanrım. Bu cidden başıma geldi mi?"

Chanyeol şaşkınca arkasına dönüp kediye bakmıştı.

"Ne? Ne cidden başına geldi mi?"

"Bakıcısı olacağım yavru kediyi kıskanmıyorsun ya Chanyeol? Bu diyorum, başımıza gelmiş olamaz değil mi?"

Zavallı Chanyeol hisleriyle dalga geçilince kendini kötü hissedip beyaz gömleğinin düğmelerini iliklemeye başladı. Alt dudağını o kadar sarkıtmıştı ki neredeyse çenesine değiyordu. Kyungsoo onu döve döve sevmemek için kendini zor tutarak yataktan kalktı ve yanına gitti.

"Chanyeol o sadece yavru bir kedi, minik bir bebek. Sen ise benim eşimsin, onu kıskanman biraz saçma değil mi?"

Kollarını ona dolayan kocasına karşılık olarak kaşlarını daha da çattı uzun olan.

"Kendi ağzınla söylüyorsun, ben senin eşinim. Tüm ilginin ve sevginin benim üzerimde olması gerek ama şimdiden her şeyi o kuyruklu velet kaptı. Kıskanmak benim hakkım."

Kyungsoo başka zaman olsa sinirlendirdi fakat Chanyeol o an gözüne o kadar tatlı görünüyordu ki hiçbir şey demeden ona biraz daha sıkı sarıldı.

"Endişelenme sevgilim, sen hala benim bir numaramsın. Ne Jongin ne de başkası sana olan ilgimi çalamaz."

İstediği cevabı ve güvenceyi alan Chanyeol huzurla kısa olanın dudaklarına ulaştı, ona gerçekten de aşıktı.

***

Sehun o gün aceleyle eşyalarını ve Jongin'i Parkların evine bıraktığında herkes biraz heyecanlı ve şaşkındı. Restoranda acil bir işi çıktığı için erken giden şef küçük kediyi ve fil kulaklı devi üzmüş gibiydi.

Jongin sanki ilk defa gelmiş gibi büyük bir dikkatle etrafa bakıp mızırdanırken Chanyeol dün incelemek için getirdiği bir hasta dosyasını çantasına sığdırmaya çalışıyordu.

Kyungsoo koltuğa oturduğunda Jongin kucağındaydı, bu sefer tüm odağı dosya ve çantaydı, çıkan sesler ilgisini çekmiş olmalıydı. Gözlerini kocaman açmış kirpikleri kaşlarına değerken uzun boylu adamı izliyordu.

"Gördün mü Jongin? O bir insan, bizim gibi kuyruğu ve kedi kulakları yok. Fakat istediğim zaman miyavlıyor."

Büyük olan kedi bunu söyledikten sonra Jongin ortamın yabancılığı ile utanmış olacak ki kafasını onun göğsüne gömmüştü, küçük mırıltılar çıkarıp burnunu pamuklu tişörte sürüyordu. Chanyeol aslında onu sevimli bulsa da şimdilik uzak durmak en iyisiydi, Kyungsoo'nun sağı solu hiç belli olmuyordu ne de olsa. Çantasını kaptığı gibi ayakkabılığa koştu, biraz geç kalmıştı.
Onun acelesini farkeden Kyungsoo Jongin kucağındayken kalkıp yanına gitti, Chanyeol ayakkabısını giyerken dosyasını tuttu, dışarı taşan gömleğini düzeltti.

Genç adam ayakkabısını giydiğinde doğrulup eşinin yüzüne baktı. Böyle kucağında bebekle kendini işe uğurluyor olması garip hissettirmişti o an, Kyungsoo ile bir bebek hakkında hiç konuşmamışlardı ama bu konuyu gündeme getirmeyi aklına not etti. İşte, manzara onun kıskançlığını bastıracak kadar tatlıydı. Eğilip Kyungsoo'nun alnına ve dudaklarına bir öpücük kondurdu, bunlar günün en zor dakikalarıydı belki de. Akşama kadar onu çok özleyecekti.

Chanyeol evden çıktığında Kyungsoo her zaman hissettiği o hissin yüzüne çarpmasını bekledi kapının önünde dikilerek. Boşluk hissi... Yoktu. Evde kendinden başka bir nefes ve iki başka gözün olması böyle bir şeydi demek ki. O kendini bildi bileli bir tek  Chanyeol ile yaşamış, bir onun varlığını yokluğunu bilmişti. Şimdiyse hayatına ilk kez birisini almanın heyecanını ve gerginliğini yaşıyordu. Nasıl davranması gerektiği hakkında bir fikri yoktu ama umrunda da sayılmazdı. Böyle tuhaf anlarda tıpkı Chanyeol gibi davranmalı ve akışına bırakmalıydı.

Hafif şişmiş gözlerinden yeni uyandığı anlaşılan bebeğin aç olduğunu düşündü. Öncelikle onun karnını doyurmalı ve gün boyunca ne yapacaklarına karar vermeliydi. Mutfağa acelesiz adımlarla yürürken ona ne vereceğini düşündü. Kendisi neyi seviyorsa Jongin de onu seviyordu muhtemelen. Yani süt...

Jongin'i sabah Sehun'un bıraktığı hafif mama sandalyesine oturttu ve önüne bir havuç koydu. Büyük ihtimalle Jongin havucu yemeyecekti fakat bu kemirmeyeceği anlamına gelmezdi. Zaten Kyungsoo'nun düşündüğü gibi de oldu, Jongin önüne bırakılan havuca aç bir tavşan gibi saldırmıştı, zavallının dişleri gerçekten fena durumda olmalıydı.

Kyungsoo kısa bir süreliğine onu mutfakta bırakarak çantasını almaya gitti salona. İçinden turuncu kapaklı biberonu çıkarıp sıcak suyla yıkadı. Kedi çocukların bünyesi mikroplara karşı oldukça dirençli olabilirdi ama Jongin o güne kadar gördüğü en minyon kedi çocuklardan biriydi. Hasta olmasını asla istemezdi.

Yapılan hazırlıkla birlikte birkaç dakika sonra Jongin uygun sıcaklığa getirilmiş mama-süt karışımını midesine indirmekle meşguldü. Sütü içerken bazen öyle sesler çıkarıyordu ki Kyungsoo onun süt mü yoksa kan mı içtiğinden emin olamıyordu. Biberondaki mama bittiğinde Jongin birkaç kez daha ağzına alıp emdi başlığın ucundaki silikonu. Tek damla bile kalmamış olsa da ufaklık umutlu olmuş olacak ki biberonu ters çevirip masaya vurmaya başladı. Bir yandan da kendi dilinde biberonla konuşuyor ve biraz daha mama için onunla anlaşma yapmaya çalışıyordu.

Kyungsoo olan biteni büyük bir gülümsemeyle izlerken Jongin için üzüldü. O gerçekten sevimli ve zeki bir bebekti, annesini kaybetmesi ve iki babasının da şu an hastanede olması çok büyük bir şanssızlıktı. Normal şartlarda bu kadar olumsuzluk çocukluk çağına gelmemiş bir kedi çocuk için felaketti, ölüm demekti. Ama Jongin öyle güçlü bir bebekti ki ölmek bir tarafta dursun işte burada, tam karşısında biberonuna rüşvet teklif ediyordu.

Büyük olan kedi onun bu anlamsız uğraşına daha fazla dayanamadı ve biberonla birlikte ufaklığın biberona uzattığı havucu alıp tezgaha koydu. Anlaşılan Jongin'e biraz daha mama vermesi gerekiyordu.
***
Merhaba
Bir süredir buna bölüm yazacakken türev kitapçığıyla göz göze geliyordum ama bugün dedim artık yeter...

Şimdi biliyorum bazılarınız bu kedi ne zaman büyüyecek ne zaman Sehunla aşna fişne yapacak merak ediyorsunuz.
Doğruyu söylemek gerekirse birden bire Jongin'i büyütüp hooop Sehun'un kucağına atmak istemiyorum. Yani birkaç bölüm daha bebiş olacak hatta sonra çocuk sonra minnoş bir liseli falan filan uzayacak yani.

Yavaş gidecek ve uzun sürecek büyük ihtimalle ama zaman ne gösterir onu da bilemem.

Bir de Jongin büyüyene kadar yan çifte doyma işine ne diyorsunuz?

Öyle işte onu da söyleyim dedim.
Bu arada cumartesi günü Lys var bende giriyorum.

Dua eden dua etsin mum yakan mum yaksın kedi kesen kessin bakire öldürüp kanını içen bana da yollasın.

Uzadı mı? Hadi görüşürüz. ♥♥♥

Hello Kitty//SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin