Selam. Çoğunuz Baekhyun ve Yifan'ın tepkisini abartılı buldunuz ama bence normal davranıyorlar. Babanızın en yakın arkadaşıyla yatsanız aileniz ne yapar? Yifan ve Baek yine yumuşak davranıyor bence, biraz da onların açısından düşünmeye çalışın ki her şey abartı gelmesin size. Neyse ben kaçayım artık. Sizi seviyorum bebeklerim, iyi okumalar *-*
◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆◆
"Ne düşünüyorsun?"
Baekhyun üstündeki sabahlığın kuşağını bağladıktan sonra kocasına sordu. Ellerine sürmek için uzandığı krem tüpünün boş olmasına sinirlenerek yatağa oturdu. Yifan sırtüstü uzanmış tavanı izliyordu.
"Oğlumuzu düşünüyorum."
"Onunla ilgili düşünecek bir şey yok Yifan. En yakın arkadaşımla duygusal bir ilişki yaşadı. Her ne kadar dillendirmeye korksam da... Tanrım, yattıkları da açık. O daha çok genç tamam mı? Sürekli etrafındaki güçlü erkeklere aşık olduğunu zannediyor. Chanyeol meselesini unuttun mu? Yaptığı hatanın farkına vardı bence. Bir süre sonra unutacaktır. Buradaki üniversitelerden birine kaydını aldıracağız, okulundaki tatlı çocuklardan birine vurulacak ve sorun-"
"Sorun kime aşık olduğu veya ne yaptığı değil Baek. Çünkü kızdığımız her şeyi çoktan yaptı ve geri dönüşü yok. Sorun olan şey Jongin'in bu kadar yalanı bu kadar profesyonelce söylemesi, bizi kandırabilmesi. Ona olan güvenimi kaybettim, anlıyor musun? Geçen gün kredi kartından çanta siparişi verip vermediğini sordum ona. Vermediğini söyledi ve ben inanmayıp kontrol ettim. O vermemiş sen vermişsin ama gerçekten ona güvenimi bu denli kaybetmek beni mahvediyor."
Baekhyun günlerdir beynini kemiren her şeyi eşinin ağzından duyunca bir an kafasının arkası uyuşmuş gibi hissetti. Oysa ne de güzel saklamıştı bu gerçekleri kendinden. Hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya ne kadar da hazırdı.
Tıpkı Jongin'in henüz Japonya'ya gitmediği günlerde olduğu gibi üçü beraber kahvaltı edecekti her sabah, Jongin'e mutlaka biraz zeytin yemesini tembihleyecek ve şekeri azaltacağına dair kendine söz verecekti. Tatil günleri kedi çocuğu büyükannesine ya da Kyungsoo'ya postalayacak ve Kris ile sevişecek daha sonra oğlunu böyle bir şey yüzünden evden uzaklaştırdığı için vicdan yapacaktı.
Akşam yemeğinde ona en sevdiği köfteleri yapacak ama çorbasını içmeden köfteleri ona vermeyecekti. Beraber yedikleri yemeğin bulaşığını kocasına ve oğluna toplatacak ve kendisi mısır patlatacaktı. Gece yarısına kadar film izleyeceklerdi, Jongin babasının dizinde uyuyacaktı. Baekhyun fotoğraflarını çekecekti.
Bunların hepsi yaşanmış şeylerdi ve Yifan ile Baekhyun sanki o günler yıllar öncesinde kalmış gibi hissediyorlardı.
"Ne yapacağız? O bizim oğlumuz. Hayatımızı ona güvenmeden devam ettiremeyiz Yifan. Belki gerçekten çok ama çok seviyordur Sehun'u?"
"O haysiyetsizin adı bile sinirlerimi tepeme çıkarıyor. Keşke iki üç tekme daha atsaydım. Ama tekrar karşıma çıktığı ilk anda mahvedeceğim onu. Andım olsun, dinlene dinlene döveceğim ki elimde gebermesin."
Baekhyun aldığı derin nefesi gürültüyle verirken omuzları düştü.
"Hâlâ şaka gibi geliyor. Nasıl yapabildi Sehun bunu?"
"Sübyancı it. Senden sonra gözüm kapalı güvendiğim tek adamdı. Oğlumu da seni de hiç şüphesiz emanet ederdim. Ettim de. Şu hale bak, ben sorumluluğunu ona veriyorum, o arkamı döndüğüm an oğlumla düzüşüyor. Peki Jongin'e ne demeli? Koskoca Japonya'da başka erkek mi bulamadı? Kuduracağım sinirimden."
