21-Babam Duyarsa Keser Bizi Sendromu

5K 400 164
                                    

İyi okumalar :3

********

Jongin ve Sehun birbirlerine itiraf ettikten sonra bir şey oldu.

Birlikteyken artık daha az konuşmaya ve bakışmaya başladılar. Yeni sevgili olan bir çiftteki utangaçlık değildi bu. Zaten kimse kimseye bir şey de teklif etmiş değildi. Jongin normalde olsa alnına yazacağı şeyleri -Sehun ile öpüşmek gibi- arkadaşlarına söylemek şöyle dursun kendisine bile söylerken çekiniyordu. Çok düşündü ve buna Babam Duyarsa Keser Bizi Sendromu adını verdi.

İtiraf etmişlerdi etmesine ve bu çok romantik olmuştu. Kafaları güzel olsa Jongin de Sehun da asla buna inanmazdı ama gerçekti işte. Duygular karşılıklıydı. Bir yandan bunu düşündükçe içi içine sığmıyordu Sehun'un. Diğer yandan da ne olacağını merak edip duruyordu. Doğru ya, ne sanmıştı? Söyleyip öpünce Jongin'i kaptığı gibi kiliseye götürüp evleneceğini mi? Sevgili olmaları bile çok çok çok zordu.

Olay hala sıcaktı, bu yüzden konuyu konuşmak için erken olduğunu düşündü ikisi de. Bir araya geldiklerinde hiçbir şey olmamış gibi davranıyor hatta çoğu zaman temastan kaçıyorlardı. Bu çok sinir bozucuydu ama elden de bir şey gelmiyordu.

İlk karın yağdığı akşam Sehun dayanamayıp Jongin'in evine gitti. Yüzyüze gelmedikçe görüşmedikleri için deli gibi özlüyordu küçük olanı. Ama gitmeyi seçtiği vakit tamamiyle yanlıştı.

Kapıyı şifreyle açtıktan sonra giriş kısmını hızlıca geçip salona girdi. Salonda Taemin koltuğa oturmuş ve bacaklarını sehpaya uzatmıştı, Mina da kucağına kurulmuş onun ağzını yiyordu. Sehun kedi çocuğun gözlerinin daha ilerisini görüp görmediğini merak ederek öksürdü. Çift anında ayrılmıştı tabii.

"Oh, hoşgeldin hyung. Geldiğini farketmemişim."

Sehun dik dik bakarak onayladı onu.

"Farketmeni beklemiyordum zaten, Jongin yok mu?"

Taemin favori şefini gördüğüne o kadar memnundu ki iğnelenmeyi umursamadan gülümseyerek cevap verdi.

"Odasında ders çalışıyor."

Sehun koridora yönelirken sessizce 'kolay gelsin' diye mırıldandı.

Jongin'in kapısını tıklattı, içeriden bir 'hmm' sesi duyuldu.

Genç şef içeri girdiğinde Jongin sırtı kapıya dönük bir şekilde çalışma masasında oturuyordu. Sehun arkasından sarılıp onu şaşırttı birazcık, kedi çocuk karşısında gördüğü kişiyi hiç beklemiyordu.

"Hyung, hoşgeldin!"

"Hoşbuldum, napıyorsun?"

Jongin ayağa kalkarak masadaki notları işaret etti.

"Yarın sınavım var, ders çalışıyorum."

"Peki, yardıma ihtiyacın var mı? Biliyorsun Japoncam çok iyidir."

Kedi çocuk biraz kağıtları karıştırdıktan sonra altlardan sarı bir dosya çıkardı ve heyecandan kuyruğunu bileğine doladığı adama uzattı.

"Bazı cümle yapılarını anlamıyorum. Ne Korece'ye benziyor ne de İngilizce'ye. Sormak için seni arayacaktım ama geç olmuştu. Şansıma buradasın."

Sehun dosyayı karıştırınca bunun vakti zamanında kendisinin de zorlandığı bir konu olduğunu hatırladı. Elbette küçüğüne yardım edecekti.

"Şimdi anlatayım istiyorsan?"

"Olur, ben sana sandalye getireyim. İçecek bir şey ister misin?"

Hello Kitty//SekaiWhere stories live. Discover now