17-Onu Görene Kadar

4K 393 117
                                    

Selam millet nasılsınız iyisinizdir işalla bende iyiyim teşekkürler geçmek istediğim asıl konu telefonumun bozulması ve benim bilgisayardan wattpade girdiğimde sanki dil bilmeden Kamboçya'ya gitmiş gibi hissediyor oluşum, o denli bir tuhaflık ama eminim sorun bende değil iki yüzlü wattyde. Kensi yorum bildirimi yapmıyor efendim ve bilgisayardan girdiğimde yaptığınız yorumun hangi pasaja yapıldığını anlamıyorum belki bu da benim cahilliğimdir. Yani yorumunuza cevap gelmediyse muhtemelen bana bildirimi gelmemiştir yoksa aksatan biri değilim >.< 

Bu arada twitter hesabımı kapattım sadece ask.fm hesabım açık çok deli dehşet sıkılıyorum ask hesabıma gelin eğlenelim. Tamam bu kadar yaramazlık yeter sizi seviyorum iyi okumalar *-*

********

Jongin taşınalı 2 ay olmuştu. Okullar çoktan açılmıştı ve Sehun ile olan bağları neredeyse kopmuştu.

Sehun ara sıra ona mesaj atıp okulun nasıl olduğunu soruyordu ama Jongin'den gelen yanıtlar hep kısa ve sohbetin devamını getiremeyeceği türdendi. Büyük olan onunla eskiden olduğu gibi saatlerce konuşmak, dedikodu yapmak, oynamak ya da onun kuyruğunu taramak istiyordu fakat kedi çocuk buna pek müsaade edecek gibi değildi.

Jongin kendini öyle büyülü bir dünyaya kaptırmıştı ki Sehun sadece yatağına uzandığında aklına geliyordu. Bazen ona karşı hislerini sorgulayıp kısa cevaplar vererek arayı açtığına pişman oluyordu. Bazen de küçüklüğünde ve şimdi Sehun'un ona yaptığı iyilikler karşısında nankörlük etmiş hissediyordu. 

Yeni evde her şey çok iyiydi, Jongin henüz sadece Japoncasını geliştirmek için bir sene hazırlık sınıfı okuyacağından derslerden keyif alıyordu. Taemin gündüzleri okula ve akşamları dışarı gezmeye giden klasik bir öğrenci tipiydi. Kedi çocuk çoğu zaman öğleden sonra okuldan geliyor, arkadaşının eve gelince yaptığı yemekleri yiyor ve dağınıklığı toplayıp ders çalışıyordu. Birkaç sınıf arkadaşıyla şehirdeki müze ve kütüphaneleri ziyaret ediyor kafelerde keyifli vakit geçiriyordu. En yakın arkadaşları matematik 2. sınıfta okuyan Sana ve Kore'de büyümüş olan Taeil'di. Onun dışında tanıştığı ve sık sık görüştüğü bir sürü insan vardı. Kendisi gibi kedi melezi olanlarla sadece birkaç kez karşılaşmıştı ama insanlar garip davranmıyordu bu konuda. 

Okuldan gelip günlük işlerini bitirdiği bir gün Taemin onu aradı ve akşam nişanlısıyla geleceğini haber verdi. Jongin başta Taemin'in nişanlı olmasına bozulsa da sonraları bu fikre alışmıştı ve ev arkadaşının nişanlısıyla tanışmayı merakla beklemişti. Tanışmada ilk izlenimin ne kadar önemli olduğunu bildiği için hemen işe koyuldu. Hala dağınık olan birkaç yeri toparladı, salondaki kitaplığı düzeltti ve bulaşıkları yıkadı. sade beyaz bir tişört ve Sehun'un ona aldığı dar kotunu giydi. Bu kot haftanın en az 3 günü üzerindeydi ve niye sürekli giydiğini bilmiyordu. Eskiyince Sehun ona yenisini alır mıydı ki?

Akşam saat 8 gibi kapı, şifresi girilerek açıldığında Jongin kendi kendine satranç oynuyordu. O kadar sıkılmıştı ki karşı tarafta kimse olmayınca kuyruğunu koltuğun öbür tarafına koymuş ve ona rakibi gibi davranmaya başlamıştı. Taemin ve nişanlısı içeri girmeden kaldırdı hemen satranç takımını, kimseye rezil olmak istemezdi.

Ev arkadaşı salona yanında orta boylarda zarif bir kızla girdi. Açık kahverengi saçları omzundan biraz daha aşağı dökülüyordu ve gerçekten tıpkı Taemin gibi parlıyordu. Tae onun ritmik jimnastikle ilgilendiğini söylemişti, belki de zayıf olmasına rağmen bu kadar kıvrımlı bir vücudunun olmasının sebebi de buydu. Jongin onların çocuğu olsa ne harika görüneceğini düşünürken kendisine uzatılan eli sıktı. Kızın yumuşak elleri sıcacıktı, ateşi mi vardı?

Hello Kitty//SekaiWhere stories live. Discover now