"Merak etmeyin iyiyim. Sadece onu Hayatımdan çıkarıyorum. "

Eda elimdeki kağıdı alıp biraz inceledikten sonra tekrardan bana uzattı. Hayat yerinden kalkıp ortada volta atarken Eda konuşmaya başladı.

" 3 yıl önce bugün bu saatlerde yazılan bir yazıyı yakmak iyi fikir ama hergün böyle yaparsan bize verdiğin söz pek yerini bulmayacak gibi."
Kafamı Alya'dan ve Hayat'tan çekip Eda 'ya çevirdim. Ve hak verdiğimi söylercesine onu onaylayıp konuştum.

"Hergün yazdığım bir defter değil bu. Ama merak etme bu ilk yaprak olduğu için böyle davrandım . Bir daha olmaz alışınca geçer ."

Kağıdın bir ucunu ateşe verip yanışı izledim bir süre. o sırada ateşi söndürmek istercesine hızlandı gözyaşlarım. Kızlarla kafa kafaya verip yanmasını izledik aptal aşık ef'in.

°•○●°•○●

"Babam beni hiç sevmediği gibi sevdirmemişti.yemin ederim bunu bile bana olan gizli ve yoğun hislerimdendir diye konumlandırırdım ."

"Birgün aşık olursam eğer o adam şah damarım kadar yakın olacak bana. O gitti mi nefesim kesilecek mesela. "
Sonra o geldi. Sanki benim için bir işaretti. Tüm kötü şeylerin güzel olması için gönderilmiş gibiydi. Ayakta kalmak , bir daha pes etmemek adına gelen bir işaret. Fakat yanıldığımı fark etmem uzun sürmedi. Gariptir ki pes etmek huyum değil. Sanırım bu yüzdendi ısrarla olması için , tekrar bir araya gelmek için çırpınışlarım. Şu an olsa bunu yapacak bir gram güç yok bende. Aşktan ziyade huzurmuş her şeyin temeli..."

Hakan siigarasını yakıp çakmağı bana uzattığında bende bir yaprak daha yırtıp sonrasında sigaramı yaktım.

"Sevmeyi sev yine de. bakarsın tekrardan seversin. Kaldırım taşları arasında papatyaya can veren Tanrı'nın kudretini iyi biliriz. "

Ona gülümseyip oturduğum yerden kalkıp bu sefer ben uzattım ona elimi sıkıca kavrayıp oturduğu yerden kalktı Hakan. Daha Sonra sigara dalı dumanlarımız arasında parkta yürüyüşe devam ettik. Spora aşık keşler temalı bir yürüyüştü bunun adı. Ne kadar umutlu ne kadar cesur ruhluydu diye düşündüm. Tüm aksi giden şeylerin tezini çürütmek için gelmişti sanki bu dengesiz dünyaya.

"Az kalsın unutuyordum."

Sesi endişeyle çıkınca bende gözlerimi hemen ona çevirdim. ceketinin cebinde bir şeyler aradığını görünce iyice merak edip nefesimi tuttum. O cebinde aradığını bulmaya çalışırken benim telefonumda yine bir gizli numara araması belirdi.
Ama yine de açtım.

"Efendim?"

Yine yanıt alamamıştım. Neden susuyor neden sesi mi dinliyordu acaba ? Ya da kimdi de bu kadar gizli tavırlar sergiliyordu. Belki babam'dır.

"Sonunda buldum. "

Telefonu kapatıp Hakan'a döndüm tekrardan. Elindeki hediye paketini bana uzatıp açmamı istedi. Hediye paketini açtığımda ahşap el yapımı bir kolye ile karşılaştım. Emek harcanmıştı çok belli oluyordu.
Kolyeyi parmaklarım arasına alıp bakışlarımı ona çevirdim . Sanırım içinden gelen şeyleri böyle küçük hediyeler ile gösteriyordu. Onu seviyordum. Bende yarattığı bu his buğlağını seviyordum.

" bu ne için ?"

Gülümseyip kolyeyi elimden alıp konuştu.

"Takabilir miyim ?"

Onu kafamla onaylayıp takmasına izin verdim. kısa olan saçlarımı toplama gereği duymadığım için geçip kolyeyi boynuma takmasına izin verdim. sonra yeniden görüş alanıma girip daha ben sormadan o açıklamaya başladı.

İyi Ki Geçtiler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin