29. Bölüm: Savaş

56 4 2
                                    

Yazar aldı kalemi;

Baybars askerlerine gür bir sesle seslendikten sonra ordusunun başında beklemeye başladı. Moğollar biraz daha yaklaştıktan sonra iki ordu karşı karşıya geldi. Baybars ve Ketboğa uzaktan bir süre birbirleri ile bakıştılar. Moğollar'ın haykırışları ile doludizgin atlarını Memlüklüler'e karşı sürmeye başlamalarıyla savaş başlamış oldu.

Baybars'ın başında bulunduğu öncü kuvvet bir süre büyük bir özveri ile Moğollar ile çarpıştı. Baybars atının üstünde karşısına çıkan Moğol neferleri hızla öldürüp bir diğerine geçiyordu. Baybars'ın arkasında Sungur ve Kalavun vardı. İkisi de büyük bir gayretle savaşıyor ve askere güç verecek nidalar atıyorlardı.

Bir zaman sonra Baybars elinde iki kılıcını bir hokkabaz gibi savurun Moğol ile zorlu bir mücadeleye girdi. Baybars'ın öldürmek için en çok uğraştığı nefer bu oldu. Fakat en sonunda neferin boynuna kılıcı soktu. Baybars bu neferi öldürmeye o kadar odaklanmıştı ki kılıcını ona doğru savuran diğer Moğol neferini son anda fark etti ve atını biraz geri çekti. Eğer atını geri çekmemiş olsaydı göğsünden feci şekilde yaralanacaktı. Şimdi Baybars kurtulmuştu ama atı yaralanmıştı. Yaralanan at büyük bir kişneme ile yere hızlı bir şekilde düştü. Yerde bir süre yuvarlanan Baybars o kalabalık ve dehşet içinde birbirine kılıç çeken insanların arasından zar zor kalktı. Kalktığında şükür ki hala kılıcı elinde bulunuyordu. Kısa bir süre sonra ona kılıçla yaklaşan iki kişi gördü ve ikisini de yaya olduğu halde kısa bir zamanda öldürdü. Daha sonra çevresine bakındı. Vakit gelmişti. Şimdi geri çekilmeliydiler. Daha sonra arkada bekleyen asıl kuvvet hilal şeklinde Moğol ordusunun etrafını saracaktı. Bu Moğolları Türk usulü ile yeneceklerdi. Baybars yayan olduğu halde ordusuna emir verdi.

"Geri çekiliyoruz!"

Bu emir orduya kısa sürede yankılana yankılana ulaştı ve Memlük ordusu geri çekilmeye başladı.

Bu sırada Baybars hala yayan bulunmaktaydı. Ordusunun geri çekilmeye başladığını gören Baybars hemen harekete geçti ve gözüne kestirdiği bir Moğol neferi atının üstünde tek seferde öldürdü ve hızla sahibi ölen atın üstüne atladı.

Sahibinin değiştiğini ve ona bir şey olduğunu hisseden at biraz huysuzluk yaptı ve yavaşladı. Zaten arkada kalmış olan Baybars kaçmakta olan ordunun daha arkasında kaldı. Fakat Baybars'ın atlarla arası hep çok iyi olmuştu. Kısa bir sürede bu atın kendisini kabulleneceğini biliyordu. İnşallah bu kısa süre Baybars'ın canından olmasına sebep olmazdı. Kaçan Memluk ordusunu kovalamaya başlayan Moğollar Baybars'ın yanına yaklaşmışlardı. En sonunda Baybars'ın düşündüğü gibi oldu ve at huysuzluğu bırakarak hızlanmaya başladı. Baybars şanlıydı ki orduda ki en hızlı atı almıştı. Bu yüzden kısa sürede arkadaşlarına ulaştı.

Şimdi kaçan Memlükler arkalarından sevinç nidaları ile gelen Moğollara atlarının üstünde geri dönerek ok atıyorlardı. Bu hareketleri Moğolları biraz daha yavaşlatmıştı.

Kutuz gözünü o uzak noktaya dikti. İşte geliyorlardı...

Yorgun savaşçıları hala ok atarak bu yere kadar peşinde Moğol ordusunu getirmişti. Çok az kalmıştı. Bu kâbusun bitmesine çok az kalmıştı. Kutuz gür bir sesle emir verdi yanında ki iki komutana. Bu komutanlar sağ ve sol kanatın başında bulunan komutanlardı.

"Hemen etrafını sarın ordunun."

Komutanlar emiri alır almaz bir solukta kendi bölüklerinin başına geçtiler hızla ilerlemeye başladılar.

Baybars'ın ordusu görevini başarılı bir şekilde yapmıştı. Onlar biraz daha ilerledikten sonra tepelerin ardına gizlenen okçular bütün orduyu yoğun bir ok yağmuruna tuttular bu bile ordunun yarısının ölmesine yetmişti. Bu ok yağmurundan kurtulamayacağını anlayan Ketboğa Noyan ordusu ile geri çekilmeye başladı. Kısa bir sürede, daha yeni kaçan Moğol ordusu gibi kaçmaya başlamışlardı. Fakat bu durumda uzun sürmedi. Çünkü etrafları çoktan çevrilmişti.

Baybars Huşdaş (DÜZENLEMEDE)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora