BİZ OLALIM MI?- Bölüm 57

1.5K 109 8
                                    



Bahçede o kadar çok bekledim ki, neredeyse bahçedeki ağaçlarla aynı forma dönüşmüştüm. Eminim Emir beni izliyordu ve inadından beni içeriye almıyordu. Bir şeyler yapmalıydım. Yapacağım şey Emir'i kızdırsa da yine de dikkatini çekmem için yeterdi. buna değerdi. Ayağa kalkım etrafıma bakınmaya başladım. Çiçekliklerin etrafını çevreleyen dekoratif taşlara baktım. Bu işimi görürdü. Şimdi kapıyı insan gibi çalmayı da deneyebilirdim. Fakat açılmayacak olan bir kapıda heyecanla beklememin bir anlamı yoktu. Salonun bulunduğu camın önüne giderek taşı olan gücümle cama fırlattım. Yere kadar inen cam büyük bir gürültü çıkartsa da sadece çatlamıştı. Elime taşı tekrar atıp tekrar çıkan gürültüye kulaklarımı tıkadım. Cam bir türlü kırılmıyordu ama vazgeçmeyecektim. Emir güvenli olsun diye insan icadı olamayan bir cam taktırdıysa bunda benim suçum yoktu. Ya da babam yaptırmıştı bilmiyordum. Onlar her işte ortaktı ne de olsa. Babamın biricik mükemmel oğluydu Emir. Camı tekrar elime almıştım ki, Emir evin kapısından bir hışımla çıkarak bana doğru koşmaya başladı. "Lara, şimdi bittin kızım sen. Aklın varsa koş, koş yoksa seni bu kez elimden hiç kimse alamayacak!"

Emir çıldırmıştı."Bunu sen istedin kapıyı açsaydın ben de camı kırmaya çalışmazdım."

"Lara seni elime geçirirsem, cam mı kırılıyor yoksa o narin bacakların mı göstereceğim sana."

Ve sonunda yine başladığımız yere dönmüştük. İlk tanıştığımız günlerdeki gibi, Emir kovalıyor ben ise kaçıyordum. Emir beni dövmek istiyor ben ise korkuyla ondan kaçıyordum. Hızla evin etrafında koşmaya devam ettim. Her an Emir beni yakalayacak korkusuyla koşarken bir yandan da dikkatini çektiğim için seviniyordum. "Lara sana dur diyorum. Süreci uzatmaya çalışman umurumda bile değil, sonuçta canını yakacağım."

Ona hırsla bağırdım, koştuğum için sesim çatallaşmış bir şekilde çıkıyordu." Yalancısın, beni sevdiğini söylemiştin."

Emir önüne çıkan çalılıktan atlarken ben ise köşeyi dönüyordum. " Sevmeyi işe karıştırma Lara, yaramaz bir kız çocuğu olman benim suçum değil. Akıllanana kadar dayak yiyeceksin benden. "

Sonunda havuzun olduğu bölüme gelmiştim. havuzun etrafında koşmaya başladım Emir de beni takip ediyordu." Emir bak, babama söylerim seni, bana sürekli şiddet uyguluyorsun." 

"Çok korktum küçük hanım, ben de babanın bilmediği hatalarını söyleyebilirim ama ben senin gibi çaresiz bir çocuk değilim. Yeter koşmayı bırak, yoksa bana kalmadan bacaklarını kendin kırmayı başaracaksın."

Havuzun etrafında koşmaktan başım dönmeye başlamıştı. Emir'in haklı olduğunu bilsem de şansımı deniyordum. En sonunda daha fazla koşamayacağımı anlamıştım. Son çare havuza atlamaktı, Emir o zaman belki beni affederdi. Hava serindi ve havuzdaki suda buz gibiydi. durdum ve Emir'in yüzüne baktım." Ama ben seni seviyorum!" diyerek kendimi havuza attım. 

Suya düşer düşmez havuzun soğukluğu ile şok yaşamıştım. titriyordum. Emir'de arkamdan suya atladı. Beni belimden tuttuğu gibi havuzun kenarına oturttu ve gözlerime öldürücü bakışlarla baktı." Bu silahını da yemedim küçük hanım. elimden kurtulamazsın. Bu yaptığın sadece hasta olmana sebep olur. Ve ben senin yerinde olsam hasta olmazdım." bir hamlede havuzun kenarına çıkarak beni de omzuna atmıştı Emir. "Ve beni eve doğru götürürken dikkatini çekmiş olmanın sevinciyle içimden sevinirken bir anda peş peşe gelen üç şaplağın vücuduma inmesiyle, canım yanmıştı." 

Buna aldırmadım. Hiç tepki vermedim. Emir beni banyoya götürdü ve sıcak suyu açtı. "Duş alıp aşağıya gel Lara ,seninle son kez konuşacağım ve bu saçmalık bitecek."

ŞİFRE- Bir Su Perisi HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin