Okulda İlk Günüm - Bölüm 5

3.6K 313 22
                                    

Kahvaltıdan sonra Akın'ın direktifi üzerine içeriden çantamı alıp çıktım. Birlikte arabasına doğru yürüdük. Biz tam kalkacağız diye beklerken, uyuz da gelip arabaya oturdu.

Okulumun ilk gününde de etrafımda mı olacaktı? Çok huzursuz olmuştum. Allah'ım bu şahsiyetle aynı okulda mı okuyorduk acaba? Yaşı benden büyük görünüyordu ama...Lisede okuyabileceğini düşünmüyordum. Dayanamadım, arkaya dönüp sordum:

" Sakın aynı okulda okuduğumuzu söyleme!"

Uyuz bir kahkaha attı; kahkahası kulaklarımı sağır edercesine arabanın içini kaplamıştı.

" Aynı okulda olduğumuz doğru, ama ben okumuyorum, okutuyorum. Senin gibi ufaklıkları eğitiyorum yani."

Şu an arabadan inip koşmak, yanlarından kaçmak istiyordum. "Olamaaaaz." Diye bağırmak istiyordum. Hayatımı zehir edeceği daha ilk günden belliydi. Akın konuşuncaya kadar duyduklarımın kötü bir şaka olmasını diledim. Ama değildi. "Emir yurtdışında müzik eğitimi aldı, benim asistanım. Çok yakında yeni müzik okulumuzu açacağız."

Duyduklarım gerçek olamazdı; kaç yaşındaydı bu çam yarması... Ve neden beni bulmuştu. Ah anne, bana yaşattığın kötü sürprizlerin ardı arkası kesilmiyor ki...Şimdi ben ne yapacağım. Yol boyunca hiç sesimi çıkarmadım, yaşayacak ve görecektim. On Temmuz Mahallesi'nden aşağıya doğru iniyorduk. Şehir merkezine inmemiz beş dakika sürdü, şehir merkezinden sonra üst geçidin olduğu yola saptı sonra da yine yokuş yukarı. Çok ilginç bir şehirdi; ne İstanbul'a ne de İzmir'e benzemiyordu. Yeşillikler arasında uzanan yokuş yollar ve alabildiğine çok merdivenler vardı. Burada yaşayan insanların hayat azmini temsil ediyordu sanki. Zorlukla yukarılara tırmanmak... Peki ya ben, düştüğüm çukurlardan yukarılara tırmanabilecek miydim? Hayat beni nereye sürükleyecekti, bir yere at olabilecek miydim?

Heyecanla nihayet önünde durduğumuz yeni okula baktım.  Herkes arabadan indi, ben ise hala bakıyordum. Yeni hayatımı uzaktan izlemek gibiydi her şey. Düşüncelerimi bölen ise, kapımı açıp inmem için emir veren kişi oldu: Tabiî ki gıcık Emir... Mühtehzi gülümsemesi ile ben sana okulda neler çektireceğim der gibi bakıyordu. Böyle kaba bir adamın müzik ile bağlantılı olduğunu düşünmek bile zordu.

Emir, havalı bir şekilde yürüyordu ben ise en çekingen halimle Akın Bey'i takip ediyordum. Karşılaştığı tüm öğrenciler Akın Bey'e saygıyla gülümseyip selam verirken, gıcık Emir'e ise hayranlıkla bakıyorlardı. Ah bir de gerçek yüzünü görebilseydiniz diye geçirdim içimden. Emir öğretmenler odasına girdi, Akın Bey ise beni Müdür'ün odasına götürdü.

Kayıt işlemlerim yapılırken heyecandan kalbim duracak gibiydi. Akın beni kendi sınıf öğretmenliğini yaptığı sınıfa kaydetti. Sürekli kontrolü altında olacaktım demek ki... Bir yanda Akın Bey, bir yanda sürekli benimle uğraşan Emir ile çevrili hayatımı düşünmek istemiyordum.

Kayıt işlemim tamamlanınca Akın Bey'in peşinden onu takip ederek yeni sınıfıma girdim. İlk dersimiz müzik olduğundan Emir sınıfta hazır bekliyordu. Sınıfta bir piyano bile vardı. Burası bir müzik okulu olmamasına rağmen sınıfta piyano oluşuna şaşırmıştım.

Akın, sınıfa girince Emir piyanonun başına geçti ve oturdu. Akın ise masa başında ayakta durarak beni tüm sınıfa tanıttı. Arka tarafa doğru yürümeye başladım. Kıvırcık siyah saçlı güler yüzlü bir kızın yanındaki boş yere oturdum. Akın ders anlatmaya başlayınca tüm öğrencilerin onu dikkatle dinlediklerini gördüm. Muhteşem ses tınısı ile kendini dinletiyordu. Bu adamın ruhu tamamen sanatla doluydu, bunu güzel sanatlar lisesinde okuduğum yıllar sayesinde anlayabiliyordum. Akın'ın konuşmasından heyecanlı bir müzik yarışmasına katılacaklarını anlamıştım. Bugün yarışmanın solisti seçilecekti. Akın bayan seslere ihtiyacının olduğunu belirtti. Ayrıca okul korosu için de seçme yapılacaktı. Bayan solist seçimi için kızları tek tek kaldırıp şarkı söyleteceğini duyunca heyecanlandım. "Allah'ım ne olur beni seçmesin!" Nihayet anneme rağmen normal bir okulda okuyacaktım. Müzikten bir süre de olsa uzakta kalmak bana iyi gelirdi. Yeteneğim de yoktu ki zaten...Üç yıl okuyarak bir enstrümanı doğru düzgün çalamayan bir insandım. Enstrüman çalışmak bana çok zor geliyordu. Sınıftaki kızların parmakları ise havadaydı. Hepsi yarışmaya katılmak için can atıyorlardı. Akın parmak kaldıran kızlara baktı, "Merve gel bakalım" dedi. Emir'in piyano çalışı eşliğinde Merve istenilen şarkıyı söyledi. Merve istenilen şarkıyı Emir'in piyanosu eşliğinde söyledi. Sesini beğenmiştim bence Merve bu yarışma için uygun kişiydi. Dayanamadım, elimi havaya kaldırdım ve asi ruhumu ortaya koydum." Hocam bence arkadaşımızın sesi çok güzel, deneme yapmaya gerek yok."

ŞİFRE- Bir Su Perisi HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin