TUZAK- Bölüm 24

2.4K 245 21
                                    

Birkaç saat deniz kenarında keyif yaptıktan sonra korumaların direktifi ile keyfimiz kaçmıştı. Suat yine aynı sert sesi ile konuştu.

"Artık odanıza dönmeniz gerekiyor hanımlar."

Bu hapis hayatından bıkmıştım. Sürekli emirler ve kısıtlamalar. Sürekli birilerinin korkusu ile yaşamak gerçekten bunaltıcıydı. Normal gençler gibi yaşamak hakkımdı ve ruhum direnmemi söylüyordu. Amcamın evine gittiğim o günü bile özler hale gelmiştim.

Emir ile atışarak yaptığımız el egzersizlerini, solfej derslerini, piyano başında bana ukala tavırları ile verdiği dersleri bile özlemiştim. Sıla ablanın gülen yüzünü ve bizim için hazırladığı harika sofralar şimdi hayal olmuştu. Agresif yanlarım açığa çıkmıştı. İçimden gelen ses diren Lara diyordu. Artık kendi isteğime göre hareket etmek, bir şeylerden gerçekten zevk almak istiyordum.

" Biraz daha kalmak istiyoruz."

Oh bir çırpıda söylemiştim. Suat, hiçbir tepki vermeden bizden uzaklaşarak telefonda birileri ile konuştu. Kısa bir konuşmaydı bu, o daha yanımıza gelmeden telefonum çaldı. Arayan amcamdı, bana verdiği özel numaradan arıyordu. Hiçbir şey olmamış gibi açtım telefonu, bir yandan da Eymen ile konuştuğumu duyup duymadığını merak ediyordum. Çünkü amcamın kurduğu koruma mekanızması bana her yerde gözleri ve kulakları olduğunu düşündürüyordu.

"Amcacım, nasılsınız?"

Amcamdan ses gelmedi önce, sanırım bana ne söyleyeceğini bilemiyordu ya da hatlarda bir sorun olabilirdi diye düşünürken amcamın kükreyen sesi geldi.

" Lara, sana odaya gitmen söylendiğinde hemen odaya gideceksin. Küçük kızlar gibi beş dakika daha muhabbeti yapma yoksa oraya gelir sana gerçekten küçük bir kız muamelesi yaparım. Beni anladın mı? Bu arada Ayşe için de aynı şey geçerli... Hemen odanıza ve çocuklar ne diyorsa onu yapın!"

Offff! Bu gerçekten sert olmuştu. Amcama kekeleyerek "tamam" dedim. Bu azarı beklemiyordum ama amcam ve koruma mekanizması iyi çalışıyordu.

Hemen yerimizden kalkıp toparlandık, normal gençler gibi yaşamak bizim için bir hayal olarak kalmıştı. Odaya doğru yürürken odamıza yakın gözlemecilerin orada yine Eymen'i gördüm. Yanında üç tane daha adam vardı. Onlar da bizim korumalar gibi iri yarı ve kaslıydı. Her halde Eymen'in ağabeyleridir diye düşünmeden edemedim. Birlikte tatil yapmaya gelmiş olmalıydılar. Kaçamak bakışlarımı önüme çevirip, odamızın önüne geldik. Korumalar duşumuzu almamızı söylediler. Duştan sonra yemek için dışarı çıkacaktık. Emir'in diğer versiyonuydu başımızdakiler. Onun kadar gıcık olmasalar da sürekli bizi yöneten tavırlarından ve dibimizde dolaşmalarından sıkılmıştım. Ayşe duşa girince ben onu bekledim. Sonra da hızlıca ben duşumu aldım. Üzerimi giyinirken Ayşe'ye Eymen'in beni heyecanlandırdığını anlattım. Ayşe ise tedirgindi.

"Lara bence tanımadığın bir çocuğa güvenmemelisin. Ben korkuyorum."

"Öf Ayşe ya , iyice ödlek oldun sen de..."

Ayşe şu anda otuz yaşında bir kadın tarzıyla konuşurken ben aldırmıyordum.

"Kızım bizimkilerden korkarak tüm hayatı kaçırmamı istiyorsun. En güzel yıllarım birilerinden kaçarak geçiyor ve bu ailemin suçu, benim değil! "

"Lara bak, peşinde tehlikeli adamlar var. İlkinde kurtuldun; ama bu bir daha olmayacağı anlamına gelmiyor. Hem bizimkiler sürekli bizi izletiyorlar görmüyor musun? Diyelim ki Suat'la Mert'i atlatıp çıktık, amcan kesinlikle bir şekilde Eymen ile çıktığını öğrenir. Burada başka adamları da var. Sonrasını düşünmek bile istemiyorum."

ŞİFRE- Bir Su Perisi HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin