Çatışma ve Sonumun Gelmesi- Bölüm 11

2.8K 293 8
                                    

Yatağıma yattığımda yapabildiğim tek şey düşünmekti. Annemi düşündüm, babamı düşündüm. Annemin beni kendinden uzaklaştırmasına sebepler bulmaya çalıştım, onu haklı gösterecek nedenler aramaya çalıştım. Bir yanım ona kızgınken diğer yanım onu affetmeye çalışıyordu. Ne de olsa benim annemdi. Annemin beni sevdiğine inanmaya çok ihtiyacım vardı. İnsan canından bir parçayı nasıl tanımaz? Bu üzücü bir gerçekti. Gözlerimi kapattım.

Güzel şeyler düşünmeye çalışsam da aklımda dönüp dolaşan düşüncelerin maiyeti belliydi. Hep aynı şeyler; bir labirentte dolaşıp tekrar tekrar aynı noktaya geliyordum. Çıkışı olmayan bir labirentin belirsizliğinde kayboldum.

Sonra Akın'ın amcam olmasına ne kadar şaşırdığımı düşündüm. Evet, buna memnundum gerçekten. Artık bir amcam vardı, hayatta o kadar da yalnız olmadığımın bir delili olan amcam... Bu fikri sevmiştim. Yakışıklı, karizmatik, müzik konusunda yetenekli, sinirlenince kapıyı kırabilecek derecede ayarsız; ama beni düşündüğüne inanmaya başladığım bir amcam vardı. Sanırım artık kendimi ait hissedeceğim bir yer bulmuştum. Burası benim evim olacaktı.

Gözlerimi kapattım. Başımı yumuşacık yastığa gömdüm ve kendi kendime gülümsedim. Uzun zamandır içten bir gülümsemeyi kendime yasaklamıştım. Oysa ki güldüğümde oluşan şirin gamzelerim vardı. Gülünce daha çekilir bir kız oluyordum.

Sabah, gözlerimi açtığımda sanki daha mutlu bir Lara idim. Akşamki gelgitlerim yerini sakinliğe bırakmıştı. Beni bu denli değiştiren ise aidiyetlik duygusuydu. Yataktan kalktım, banyoya gittim. Banyo doluydu. Amcam duş alıyor olmalıydı. Sonra aklıma aniden Emir'in telefonu geldi. Telefonu almıştık ama; ben vermeyi unutmuştum. Üzerimde pembe pijamalarım, ayaklarımda pofuduk terliklerim vardı. Aklıma koyduğumu hemen yapmalıydım. Koşarak odamdan telefon kutusunu aldım. Küçük bir kağıda not yazdım.

" Sulu şakalar yapmaktan vazgeçeceğime söz veremem ama; ıslanan telefonunu yenisiyle değiştirebilirim. Çünkü ben bir periyim."

"LARA "

Küçük notumu telefon kutusunun içine yerleştirdim ve evlerine koşturdum. Sıla abla, yine her zamanki gibi verandadaki masaya günün tablosunu hazırlıyordu. Yemek tablosu olur mu demeyin? Bence çok da güzel olur. Sıla ablanın her rengi içinde estetiğe uygun bir şekilde barındıran tablosu. Nefis lezzetler ve renkler bir arada... telaşla ani bir fren yaparak "Sıla abla Emir odasında mı?" diye sordum. Panikledi" Dur deli kız, ne oldu sabah sabah?" diye sorarken ben "Sonra anlatırım." diyerek Emir'in odasına sessizce girdim. Daha buraya geleli üç gün olmuştu ama bu insanlara yavaş yavaş alıştığımı hissediyordum. Emir'e bile... Çünkü uyuzlukları günümün büyük bir bölümünü istila ediyordu.

Ama uyurken...Uyurken hiç de öyle görünmüyordu. Şu anda karşımdaki kişi Emir olmasaydı kesinlikle aşık olabilirdim. Gelişmiş vücudu yatakla bütünleşmişti. Üzerinde denizci atleti, yorganı beline kadar açıktı. Uyurken onu rahatlıkla inceleyebilmenin rahatlığı ile seyrettim. Normalde kaçamak bakışlar attığım bu genç adam gerçekten etkileyiciydi.

Özenle kestirilmiş saçları uykuda dağılsa da, bu ona ayrı bir karizma katıyordu. Biçimli burnu, uzun kirpikleri çok hoştu. Bir erkek yüzü bu kadar orantılı olabilir miydi? Olabilirdi, buğday teni ve düzgün hatları ile Emir'in dış görüntüsü kusursuzdu. Ve ne acı ki ona aşık olamazdım. Çünkü o uyuz Emir'di ve benden büyüktü. O, şu anda uyanırsa bana yine kızacağını düşünüp sessizce odasından parmak uçlarımda yürümeye çalışarak çıkıyordum ki, bir sesle sıçradım.

ŞİFRE- Bir Su Perisi HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin