Karanlığın hâkim olduğu, vicdansızların avere avare gezdiği, bu dünyada ışık aramak bu biraz olanaksızdı...
Hayatımızdaki tüm olumsuzluklara rağmen mutluluğu aramak ve yine her zaman ki gibi başarısız olmak... Her zaman kaybetmek ve her zaman savaşm...
"Annem gitti.. Babamda gitti. Ustam, öğretmenim, koruyucu meleğimde gitti. Onu gördüm anne, baba. Ağabeyimi. Onu hissettim, lakin o beni hissetmedi, kabul etmedi. Bana ay parçam demedi. Küçük gardaşım gelmiş, demedi. Bana; sen benim gardaşım değilsin, dedi... Siz niye beni yalnız bıraktınız ki... İmdi daha çok yalnızım. Hem de ağabeyim bana inanmaz iken..."
________________
(6. Bölüm)
Keyifli okumalar...
...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Kol dirseğinizi açar mısınız beyim?"
Dedi Ahu, ona baktığım da öfkeyle kaşlarını çattı:
"Ne diyorsun sen hatun, bu nasıl bir yardım istemektedir?"
"Beyim lütfen, bizim için çok mühim!"
Ahu, dur artık ne olur. Oflayarak yüzümü diğer tarafa çevirdiğim de Ateş Bey'in yanına hemen hanımı geldi. Cengaver'e baktığımda; bir an aklına bir şey gelmiş gibi sevindi, lakin Aliye Hatunu görünce yine kaşları çatıp Ahu'ya baktı. Bana bakışlı çok farklıydı Ahu'yla konuşuyor lakin gözünü benden bir an olsun ayırmıyordu, sanki bir şey demek ister de biri onu durdurur.
Bir anda kendimi kaybetmiştim ne Cengaver bana bakmaktan vazgeçiyordu, ne de ben ona. O, olabilir mi? Acaba bu sefer gerçekten, Ağabeyimi bulabilir miyim? Ya oysa. O vakit dualarım gerçekleşti mi? O vakit Ağabeyim artık beni yanımda mı olacak... Ben ölünceye dek... O vakit Ağabeyim hep beni mi koruyacak. O vakit. O vakit. Dünyanın en bahtiyar insanı biz mi olacağız?
Prenses bozuntusu Aliye Hatun, Cengaver'in karşısına geldi ve Ahu'yu diğer tarafa savurdu. Bu bu ne hadsizlik. İmdi bunu kabul edemem. Hatunun tam karşısına geçecekken Sarı beni kolumdan tutmuştu. Sarı'ya baktığımda Ahu'ya bakıyordu, imdi ondan emir alıyordu.
"Sarı, tez bırakasın beni."
"Olmaz ablam! Ahu abla doğruları söyler, belki bu sefer odur."
"Sarı, bırak bu hatun kim ki beni-"
"Beyim sol dirseğinizi açar mısınız?"
Madem bir halt yiyoruz, iyi o vakit. Görelim bakalım, lakin şunu unutmayın Ahu, Sarı eğer bu seferde o çıkmazsa Irdın üzerine yemin ediyorum ki bir daha asla ama asla ağabeyimi aramayacağım!
Bilirim o değil der aklım, lakin kalbim deli gibi çarpar 'o, o, o' diye haykırır. Zira gözleri tıpatıp ben Kara'nın oğlu Cengaver diye haykırır durur.
Cengaver, şaşkınlıkla bir bana, bir Ahu'ya, bir de beyi Ateş Bey'e bakardı. Cengaver, sinirle sol dirseğini kaldıracaktı ki tam engel oldum.
