Israr!

342 25 14
                                    

Merhaba arkadaşlar!
Uzun bir süredir yazmadığımın farkındayım sınavlar, dersler, okul derken vaktim olmuyor.. Ve yorum ve votelerde eskisi gibi değil bu durum üzücü doğrusu umarım beğenirsiniz...

Bakalım bu bölümde neler olacak?!

İyi okumalar!

Dedi merakla ona bakarken yanımıza Hera, Lera ve Emily geldi. Onları Legolas'a tanıttım.
"Hoşgeldiniz. Sizi tanıştırayım, bunlar benim küçük arkadaşlarım. Hera, Lera ve Emily. Kızlar buda Legolas."
"Merhaba."
Dedi Legolas.
"Merhaba."
Dedi kızlar ve aralarında kıkırdayarak tekrar konuştular.
"Kocan mı?"
Dedikleriyle olduğum yerde kaldım. Legolas'a baktığımda kafasını çevirmiş gülüyordu. Yere eğildim ve onlara fısıldayarak konuştum.
"Şşş, çok ayıp."
Legolas kızlara bakarak göz kırptı. Kızlar tekrar kıkırdadılar.
"Birbirinize çok yakışıyorsunuz."
Legolas'da yanıma eğildi ve kızlarla konuştu.
"Değil mi? Ne kadar da yakışıyoruz."
"Legolas."
Dedim utanarak.
"Efendim canım."
Dedi gülümseyerek. Çocuklara döndüm.
"Lina teyzenize gidin size şeker versin."
Dedim koşarak gittiler. Bende ayağa kalktım.
"Çocuklar işte." dedim.
"Çocuklar her zaman doğruyu söylerler."
"Ee sen bana birşey söyleyecektin."
Dedim konuyu değiştirerek. Legolas tam konuşacakken Lina geldi.
"Yemek masası hazır efendim."
"Teşekkürler Lina."
Dedikten sonra Lina gitti. Legolas'a dönerek konuştum.
"Gidelim mi?"
Diyerek yolu gösterdim beraber yemek salonuna geldik. Diğerleri çoktan gelmişlerdi. Ben masanın başına oturdum. Sağ tarafımda Legolas sol tarafımda da Arwen oturdu. Masada çeşit çeşit yemekler, tatlılar, içecekler ve meyve vardı. Canım birşey yemek istemiyordu buyüzden sadece çorba içmeye karar verdim. Yemekleri yerken Arwen konuştu.

"Tauriel sarayın çok güzel."
"Teşekkür ederim."
"Anlatsana Tauriel bütün bunlar nasıl oldu?"
Dedi Aragorn. Herkes bu sorunun cevabını merak ediyordu. Ellerimi masada birleştirerek anlatmaya başladım.

"Bende sizin gibi buranın terk edildiğini sanıyordum. Ama öyle değilmiş o savaştan sonra beni takip edenlerden başka benim buraya geleceğime inanarak beni burda bekleyen yirmi bin elf daha varmış."
Dedim yanımada duran Thromir ve Lina'ya bakarak.
"Ben yokken saraya onlar bakmışlar. Taht'a kimseyi oturtmamışlar. Onlar benim en iyi yardımcım."
Dedim onlara gülümseyerek.
"Herşeye mi? Sarayın maddi durumu, parası falan."
Dedi Elena'nın babası.
"Evet, eğer sarayı gezdiyseniz görmüşsünüzdür."
Dedim nazik bir şekilde.
"Geri döndüğümüzde halkını sana sağsağlim teslim edeceğim."
Dedi Thranduil.
"Teşekkür ederim. Ama bu ziyaretinizi kısa tutmanızı istemiyorum. Burada kalın hatta yemeğinizi bitirdiyseniz sizin gelmeniz şerefine bir kutlama yapabiliriz."
Dedim. Thranduil Legolas'a baktı ve konuştu.
"Benim için uygun senin için uygun mu Elrond?"
"Benim için de uygun zaten savaş öncesi ve sonrası hep kutlamalar yapılır."
"Ama bugün yapmasak olur mu?"
Dedi Elena'nın babası.
"Tabiki de olur."
Dedim. Thranduil bana bakarak konuşmaya başladı.
"Yeteneğini halkına söyledin mi Tauriel?"
"Bir kısmına söyledim."
Dedim Lina ve Thromir bana şaşkınlıkla bakıyorlardı. Masada ki temiz bıçaklardan birini elime aldım. Onlara gösterecektim ama Legolas elimi tuttu.
"Söyleyebilirsin elini kesmene gerek yok."
"Görseler daha iyi olur."
Dedim. Elimi kestim ve onlara doğru tuttum. Elimden akan kanlar yere düşmeden tekrar toplandı ve kesilen yeri kapattılar. Kapanırken küçük sarı ışıklarda eşlik etti.

Lina ve Thromir birbirlerine baktılar pek şaşırmışa benzemiyorlardı. Lina konuşmaya başladı.
"Yeteneğiniz bu mu ladym."
"Evet Lina. Bende hemen hemen yeni öğrendim."
"Yeni mi öğrendiniz?"
"Evet."
"Sizin bu yeteneğiniz küçüklüğünüzden beri var."
"Küçüklüğümden beri mi? Ben herhani bir yerime birşey olduğunda çabuk iyileşiyor sanıyordum."
Lina bana gülümsedi ve konuşmaya devam etti.
"Küçükken anneniz kolyesini takarken elini kesmişti. Babanızda ona yardım ederken elini kesti. Sizde üzülerek onların ellerini tuttunuz. Gözlerinizi kapattınız ve birşeyler mırıldandınız. Annenizin ve babanızın elinden küçük sarı ışıklar çıkmıştı. Hepimiz çok şaşırmıştık."
Biraz düşününce yeni yeni hatırlamaya başlamıştım.
"Hatırladım."
Dedim.
"O zaman savaşta annem ve babam yaralıyken neden beni kullanmadılar onları iyileştirebilirdim. Ve senin annenide."

Ay ve YıldızWhere stories live. Discover now