Eğitim.

477 42 7
                                    

Multimedya: Legolas ve Tauriel

Dedim ve babamı bulmak için odasına gittim O da hazırlık yapıyor planlar hazırlıyordu. Kapıyı çaldım ve içeri girdim.

"Baba sana birşey söylemek istiyorum."
"Tabikide söyle oğlum."
"Baba bizim bir fikrimiz var aslında Tauriel'in fikri. Biz düşündük ki savaş hazırlıkları olana kadar bizde askerlerimize savaş taktikleri verebiliriz. Biliyorsun Tauriel bu konuda iyi beraber eğitim vermeyi düşünüyoruz."

Tauriel'in adını duyunca endişelendi biraz düşündü ve cevap verdi.

"Savaş taktikleri konusunda sen daha iyisin sen verebilirsin."
"Tauriel onların zayıf noktalarını daha iyi biliyor. Onunla alıp veremediğin nedir baba bu kinciliğinden ne zaman kurtulacaksın? Özel yeteneği yok diye mi onu sevmiyorsun? Bir ailesi yok diye mi sevmiyorsun? Evet onun bir yeteneği olmayabilir sana göre ama onun merhameti var sen ne dersen de bu eğitimi ikimiz vereceğiz!"

Dedim ve çıktım çok şaşırmıştı. Ama onu bu kinciliğini sadece kendisini düşünmesini istemiyordum. Bir zamanlar bende öyleydim ama Tauriel sayesinde kurtulmuştum. Obana iyi geliyordu. Her neyse bir an önce çalışmalara başlamalıydık. Gruplara ayırıp plan yapmamız gerekiyordu. Planları beraber yapmamız için Tauriel'i odama çağırdım.

TAURİEL

Legolas beni odasına çağırdı. Eğitim için beraber plan yapmanız gerektiğini söyledi. Legolas'dan uzak durmaya çalışıyordum ama ne oluyorsa yollarımız hep kesişiyordu. Fazla durmak istemediğim için hemen gittim. Kapıyı çaldım 'gel' sesini duyana kadar içeri girmedim. İçeri girdiğimde birazcık şaşırdım. Odası büyüktü, yerde kırmızı siyahlı halı vardı. Kapı ve pencereleri ahşaptı. Oda da genellikle kırmızı ve siyah tonları hakimdi. Odanın kuzeyine bakan taraf da biraz büyüklükte bir balkon vardı. Doğu tarafında bir yatak,yatağın rengi bile siyahtı. Odada ki tek açık renk perdelerdi ve yatağın tahtalarına bağlı olan beyaz dantelli örtülerdi. Odanın batı tarafında ise bir koltuk ve bir masa vardı.Balkonun kapısı açıktı. İçeriye giren rüzgar saçlarımı uçuşturuyordu. Aynı zamanda da kapıda asılı olan beyaz perde de..

Burası ferahtı içeriye Ay'ın ışığı giriyordu. Bizim temsilimiz olmasa bile ben gökyüzündeki Yıldızlara bakmayı Ay'a dokunmayı istemişimdir. Legolas' bizde ay ve yıldız gibiyiz. Legolas Ay hep bir tane yukarda parlayan bense bir yıldız her yerde benim gibiler olan. Ama onun için bir tane. Onun seçeceği bir tane.. Bizim beraber olmamız ay ve yıldızın beraber olmaması gibi..

Beni bu düşüncelerden Legolas uyandırdı. Elimdeki kağıtları ona uzattım.Gülümsedi ve kağıtları masanın üzerine koydu.

"Bir şey içer misin?" dedi.

Hayır anlamında başımı salladım. Oturmam için koltuğu işaret etti oturmaya doğru giderken dolabın üstündeki resimlere takıldı gözüm. Çerçevenin birinde 3 kişi vardı. Sanırım annesi babası ve kendinin çocukken çizdirdiği bir resimdi. Onun yanında da bir kadın vardı.

" Annem." dedi.

Arkamdan. Benim ailemden kalan şeyler annemin kolyesi, babamın bana armağan ettiği tarak ve ormandaki büyüleyici manzara, üçümüzün olduğu bir resim.

"Özür dilerim."
"Bakabilirsin."

Annesine tekrar baktım. Siyah uzun saçları vardı. Yeşil gözlüydü benim gibi. Annesi güzel bir kadındı. Ama Legolas babasına benziyor. Sarı saçlı, mavi gözlü.

" Annene hiç benzemiyorsun."

Dedim babasına benziyordu. Ama eminim ki annesi çok iyi birisiydi. Babası da eşi öldüğü için bu kadar sinirliydi. Ve Legolas da bu yüzden hep sertti.

Ay ve YıldızWhere stories live. Discover now