Savaş Yaklaşıyor!

613 47 9
                                    

" Neredeydin?"
" Hayatımda ilk defa huzur bulduğum bir yerdeydim."
" Bana böyle davranmayı ne zaman bırakacaksın? Ben senin babanım bunu unutma."
" Sen bana gerçekleri söyleyene kadar böyle. Neden bu şeyin altından kalkamayacağımı düşünüyorsun? Ben de senin oğlunum, sende bunu unutma! Benden bir şey saklayacak yaşı çoktan geçtim ben."
" Haklısın aptallık ettim. Peki, sana her şeyi anlatacağım zaten biliyorsun. Yorgun görünüyorsun bugün dinlen, yarın anlatırım."

Başımı onaylar anlamda sallayıp odama çıktım. Umarım Tauriel'in tahmini doğru çıkmaz.

⭐⭐⭐

Sabah uyandığımda güneş yüzünü yeni gösteriyordu. Bütün saray uyurken babamla konuşmak istedim eğer gerçekten ortada bir savaş varsa halk bunu duymamalıydı. Geceyi her yönüyle gösteren hemen yanında ırmaklar akan toplantı avlusuna gittim. Babam da oradaydı yalnız değildi. Yanındaki akrabalarımız olan Elrond amcam vardı. Krallıklarını bırakıp buraya neden gelmişti ki? Demek ki ortada büyük bir sorun vardı. Onların yanına gittim ve konuşmaya başladım.

" Sorun nedir?"
" Anlatacağız gel otur." Dedi Elrond. Ardından babam konuşmaya başladı.
" Orta çağı ele geçirmek isteyen kötülükler tekrar toplanıyor. Daha önce yapamadıkları yarım kalan işleri tamamlamak için geri dönüyorlar. Şuan çok zayıflar ama gün geçtikce dahada güçleniyorlar."

Dedi babam devamını Elrond anlattı.

" Üstelik onlarla beraber olan büyücüler de var sadece büyücülerde değil insanlar, orglar ve daha bir sürü yaratıklar."
" Kısacası yıllar önce yapılan o büyük savaş tekrar yaklaşıyor."

Tauriel'in tahmini doğruydu. Büyük bir savaş yaklaşıyordu daha da önemlisi babam dün bu yüzden kapıları kapatıp
nöbetçileri çoğaltmıştı.

" Anlıyorum ama bu savaşı biz kazanacağız."
dedim.
"Bu savaş da sadece bizim krallığımız yetersiz kalır. Diğer savaşta ne büyük kayıplar verdiğimizi sen de biliyorsun." Bir an durdu.
" Anneni de o savaşta kaybetmiştik."
"Yalnız değilsiniz Thranduil. Biz de elimizden geleni yapacağız. Bu sadece sizin savaşınız değil. Bunu unutma,bizde o savaşta çok büyük kayıplar verdik. Ben de eşimi kaybettim. Bunu beraber kazanacağız."

Babam şimdi kendini daha iyi hissediyordu.

"Galadriel'ide çağırmalıyız."
"Legolas haberciye söyle bir mektupla haber gönder."

Başımı salladım ve avludan ayrıldım. Kaç saat konuştuk bilmiyordum.Güneş tamamen gözüküyor sarayın her yeri dolmaya başlıyordu. Bilmiyordum ama endişeliydim. Annemin öcünü almaya yemin etmiştim ve bu sözümüde tutacaktım. Öyle düşüncelere dalmışım ki geldiğimi bile fark etmedim.

" Haberci!"
" Efendim Lordum."
" Galadriel'in krallığına git ve bu mektubu ona ver."
" Tamam Lordum."

Tekrar avluya giderken düşüncelere daldım. Elrond geleceği görebiliyordu bu savaşla ilgili bir şeyler gördüğünü umarak onların yanına vardım. Kahvaltı yapıyorlardı oturmamı işaret ettiler.
"Size sormam gereken bir soru var efendim."

İkisi de şaşırmış benim sorumu bekliyorlardı.

"Sor bakalım."
"Bu savaşın sonucu ile ilgili bir gelecek gördünüz mü efendim?"
"Gelecek değişir Legolas, geleceği kişilerin kararları belirler.Biz savaşacağımızı ve bu kararı aldığımızı gördüm. Bundan sonrasını görmem için yaşamamız gerek. Hem geleceği tamamen görebilseydik bize acı veren şeyler için önlem alırdık."

Dedi ve başını yana çevirdi. Birden eşinin de o savaşta öldüğünü hatırladım soruyu sorduğum için pişman olmuştum. Babam bana baktı ve anladı ,bir şey demedim ve bir şeyler atıştırıp misafirler gelene kadar olanları Tauriel'e anlatmak için oradan ayrıldım.

Ay ve YıldızWhere stories live. Discover now