Ay ve Yıldız

Çayırlık.

LEGOLAS

Tauriel'i aramaya gittim. Bütün krallıklar toplandı gitmeye hazırlanıyorlar ama ortalıkta yok yukardan bir yerlerden sesler geliyor. Büyük ihtimal orada olmalı yukarı kulenin üstüne çıktım ve Tauriel'in orkla beraber kayalıklardan yere düştüğünü gördüm.
Tauriel'i kurtarmak istedim elime kılıcını aldım oraya gitmek için kuleden atlayarak aşağıya indim. Oraya vardığımda Tauriel'i bulamadım.

"TAURİEL!"

Onu gördüm ve hemen yanına gittim düştüğü için kötü görünüyordu.

" Tauriel iyi misin?"
" Evet."
" Amacın neydi?"
" Onu öldürmeye çalışıyordum."
"Aşağıya atlayarak mı?"
"Eğer atlamasaydım beni öldürecekti."
" Beni çağırabilirdin."
"Özür dilerim Lordum."
"Özür dilenecek bir şey yok. Kendine dikkat et yeter ve bana Lordum dememeni daha önce söylediğimi hatırlıyorum."

Dediğimde gülümsedi.
"Tamam Legolas."
Ben de gülümsedim. Ona yardım ettim ve topluluğa karışarak Saray'a vardık.

TAURİEL

Legolas'ın yardımıyla saraya geldik teşekkür ettikten sonra odama gidip üstümü başımı düzelttim. Gerçekten de kötü görünüyordum. Kendime geldikten sonra krala rapor vermek için dışarı çıktım. Merdivenlerden ilerlerken Legolas'ın babası seslendi.

" Orada ne yapıyorsun?"
" Size rapor vermeye geliyordum Lordum."
" Öyle mi? Peki söyle bakalım hayatında birisi var mı?"
" Hayır ama bunu neden sordunuz Lordum."
" Legolas sana seni sevdiğini söyleseydi ne yapardın?"

Söylediği cümleye çok şaşırdım. Legolas çok sert biriydi ve oldukca da yakışıklı Beni denediğini düşünerek söylediklerine inanmadım.

" Öyle bir şey olmaz Lordum."
" Sen soruma cevap ver."
" Siz sıradan bir elf'le olmasına izin vermezsiniz Lordum."
" Haklısın buna izin vermem."
"Peki efendim."
" Şimdi gidebilirsin savaşta gösterdiğin başarının mükâfatını alacaksın."
" Gerek yok.Ben halkım için savaştım."

Dedim ve cevap vermesine izin vermeden oradan ayrıldım. Zoruma gitmişti. Evet sıradan diğerleri gibi özel güçlerim yoktu. Benim ne hissettiğimi eminim anlamıştır. Çünkü o kimin ne istediğini hissedebilir ve kontrol edebilir. Legolas, onun da yeteneği var. Ne kadar uzakta olursa olsun her şeyi yanındaymış gibi görebilir. Onun da yeteneği babasınınki gibi muhteşem. Onun özelliği de bu işte deniz mavisi gözleriyle her şeyi iyi görebilir. Bunları daha fazla düşünmemek için odama çıktım.

LEGOLAS

Tauriel'den hoşlandığımı babama söyledim. Umarım Tauriel'e söylememiştir. İlk defa birine karşı böyle şeyler hissediyorum. Onu bana çeken bir şey var. O da sert gibi görünüyor ama öyle değil. O çok masum ve iyi birisi. Annemin öldüğü o savaşta Tauriel'in ailesi de ölmüş. Beni anlayan tek kişi oydu.

"Efendim sınırda bir org yakaladık. Tauriel onunla ilgileniyor."

Dedi askerlerden birisi.

Başımı salladım ve zindanın oraya gittim.

"Tauriel nereden gelmiş?"
" Nereden geldiğini söylemiyor Lordum."

Ona ismimle hitap etmesini daha önce söyledim ama bana inadına "Lordum" diyor sanki. Görmezden gelerek konuşmaya devam ettim. Belki de rahatsız oluyor.

" Onu babamın yanına götürün."
" Peki efendim."

Dedi ve babamın yanına gittim.

Babam orgu görünce şaşırdı. Sanki sakladığı bir şey vardı. Orgun yanına gitti ve ona sorular sormaya başladı. Ben de onun yanına gittim.