Kendi mutluluğumu daima yarım yaşasam da onların mutlulukları beni tamamlıyor ve ertesi güne uyanmam için birer neden oluyordu. Annem ve kızlar olmasaydı eğer ilk intihar girişimim de ölebilirdim. Hayır ela göz için değildi intiharım. Yaşadığım ağır şeyler içindi. Gördüğüm kabuslardan dolayı idi. Büyüdükçe bazı şeyleri hatırlayıp kendimden nefret eder hale geldim durdum , delirdim. Sabahlara kadar hıçkırıklarla boğularak uyudum. Yeni bir güne her uyandığımda kendimden uzaklaştım. Ela Göz beni değiştirmişti . Bunu beni tanıyan herkes fark etmişti . Onunla birlikte intiharı kafamdan çıkartmış ve ilerleyen bir zamanda geçmişimle yüzleşme kararı almıştım . Henüz yüzleşmedim. Tabii Ela Göz umduğum gibi gelmedi bana. Aksine ben ona gittikçe o da benden gitti. Bir adım atıp gelseydi eğer farklı olurdu her şey. Şimdi bunu anlattığım insanlar peki Ela Göz gittiğinde intihar etmek istedin mi diye soruyorlar. Hayır istemedim. Çünkü içimde beni sarıp sarmalayan bir Ela Göz vardı.

En sonunda kendimle konuşmayı. Geçmişe gitmeyi bırakıp banktan kalktım. Daha eve gidip Eda' nın akşam yemeği planı için beni hazırlamasına katlanacaktım. Atıştıran yağmurdan dolayı adımlarımı hızlandırdım. Başka zaman olsa kalıp iç çamaşırlarıma kadar ıslanırdım. Telefonum tekrar titrediğinde çantada telefonu arayarak devam ettim yoluma. Tam telefonu bulup kafamı kaldırdığım anda Çarptığım bedenle sadece kendim duyacak şekilde küfrettim."siktir"

Aklıma Ela Gözlü ile çalıştığımız ilk an, birbirimize baktığımız an geldi. Ama hemen toparlanıp çarptığım bedenin sahibine bakmak için kafamı kaldırdım.
Koyuluğu kilometrelerce uzaktan fark edilcek derece koyu kahverengi gözlere sahipti. Oysa Ela Gözlü'nün gözlerinin sarıya kaçan tonu bambaşkaydı. Ela Göz şimdilik kullanım dışı olmalı Ef. 1 dakikalığına Ela Göz yok tamam mı?

"Kusura bakmayın dalgındım."
Dedi beyaz tenli, kahverengi dağınık saçlı çocuk. Boş bakışlarımı daha fazla deri ceket siyah pantolon aynı siyahlıkta ona eşlik eden botlardan çekip ona çevirdim.
"Önemli değil."
Geçmesi için yana kaydım. Biraz bekledi . Bunu adım atmadığından dolayı anlamıştım. Gözlerinin üzerimde olduğunu da sezdiğimde sinirle dişlerimi sıkıp onu sollayarak hızlı adımlarla oradan uzaklaştım.°•○●°•○●°○●
Henüz geçmemiş baş ağrısı ile Eda ve Alya'nın benim için seçeceği elbiseyi bekliyordum. Neden elbise inanın bilmiyordum tıpkı neden yemeğe gittiğimizi de bilmediğim gibi. Uzun zaman sonra onlara böyle bir günde eşlik etmem beni de şaşırtsa da onları tüm bu durumlarda cezalandırmak beni ayrı üzüyordu. Buna hakkım yoktu onları nedensizce cezalandıramazdım.
Eda'nın uzun bir süreden sonra
"İşte bu "
Diye bağırması ile düşünceleri sineye çekip kafamı kaldırdım Alya da Eda'nın seçiminden memnun olurcasına gülümsedi
Gözlerimi Eda'nın elindeki elbiseye çevirdim. Sade Siyah mini bir elbiseyi bana doğru uzattığını fark ettiğimde nefesimi tutup ayağa kalktım.

"Akşam yemeği için fazla gereksiz ayrıca elbise giymek zorunda değiliz "
Alya sarf ettiğim cümlelerin ardından gözlerini devirdi. Eda'nın tek kaşını kaldırıp bakasıyla cümlemin bitmesini beklediğine emindim.

"Canım benim bu elbise olacak. Hem ne akşam yemeği ya yigit'in doğum günü partisi için havuzlu bir mekan kiraladık orayada pantolonla gidecek değiliz ya."

Ah tamamen aklımdan çıkmıştı yiğit'in doğum günü ama şu anda asıl mesele Eda'nın telefonda bana "Akşam yemeği "dediğine emin olduğumdu.

"Ama sen bana telefonda akşam yemeği demiştin kız kıza dışarda yiyeceğiz demiştin? "

Dudaklarını öne uzatıp düşünür gibi yaptı. Daha sonra dudağını yana kaydırarak umursamadığını belli etti.
"Öyle mi dedim ah pardon ya ! neyse hadi giy şunu daha saçlarını yapacağız bizde giyinelim de"

Sinirle ayaklarımı yere vurup kaşlarımı çattım. ona kötü kötü bakarken o elbiseyi yatağın üzerine bırakıp Alya ile hazırlanmaya koyuldular. İstemeye istemeye giyinmeye başladım. Son olarak siyah, ayak bileklerimi saran ve bileğin üstünde biten ince topuklu ayakkabıyı giyip kafamı kızlara çevirdim Alya sevdiği adam için çoktan süslenmeye başlamıştı. Eda ise bir yandan telefonda- Koray ile konuştuğunu tahmin ediyorum- konuşurken diğer yandan saçlarını maşalıyordu. Sağ omzumu duvara dayayıp onlara baktım. Alya sanırım milyonuncu kez rujunu tazeleyip gözlerini bana çevirdiğinde hemen üzerime doğru atıldı. Beni çekiştire çekiştire makyaj aynasının karşısına oturttu.

"Bence saçlarını dalgalı yapalım zaten omuzlarının üzerinde ve bu durumda küt model gibi olacak "

Alya'nın saçlarımı karıştırarak söylediği şeylerle düşünmekten vazgeçip uslu bir çocuk gibi onu onayladım.

"Saçların bozulmadan şu makyaj işini de yapalım"

Eda sol kulağına küpesini takmaya çalışırken diğer yandan bana daha doğrusu Alya 'ya talimatlar veriyordu.
"Kızlar , ya ben gelmesem ?"
Aynı anda oldukça kararlı bir biçimde kafalarını olumsuz anlamda 2 yana salladılar. Bıkkınlıkla nefesimi tutup saldım.

"Hayat? O evde yalnız mı kalacak ? Kalmasın ben onunla kalırım "
Alya çoktan göz makyajıma başlamıştı.

"Çok naz yaptın. Hem Hayat'ta geliyor. Sen sormadan ben söyleyim o hazırlandı. Hatta birazdan onlar yani Hayat ve Egemen, bizden önce orada olurlar"

Çaresiz boyun eğdim tüm bu saçmalıklara. O aklıma gelir diye korkuyordum. Onun yokluğunda bu kadar insanı bir arada görmek istemiyordum. Birinin gözü diğerinin gülüşü ve ötekisinin bakışı ona benzer kendime kızardım. Nasıl olur da benzer diye hayıflanır dururdum artık. 3 yıl boyunca kaçtım her şeyden .

"İşte hazırsın yavrum "

Alya 'nın konuşması üzerine kafamı ona çevirdim. Elimden zarifçe tutup boy aynasına doğru çekiştirdi beni. Bu ben miydim ? Uzun zamandır kendimi böyle görmemiş olmamın eksikliği ile gözlerimi şaşkınlık ile açtım. Uzun zaman olmuştu göz farını tenimde , ruju dudağımda görmeyeli.. bir tek kapatıcı daima yanımdaydı o da gözlerimin altındaki morlukları kapatmak içindi. Şimdi sanki hayatında bir tek taraflığın izlerini taşıyan kız gitmiş yerini makyajın arkasında eksik yanlarını saklayan özgüvenli kız almıştı.

Kapının zil sesinin kulağıma dolmasıyla silkelenip kendime geldim. Topuklu ayakkabı giymeyeli uzun zaman olduğundan dolayı yürürken sarsılmalarım sanırım birkaç adımdan sonra düzelmişti. Kapıyı kızlar hazırlandığı için ben açtım. Karşımda siyah smokini ile dikilen Koray'ı görünce gülümsedim. Parfümünün kokusu bütün apartmana yayılmıştı. Bedenimi yana kaydırıp onu içeri buyur ettim lakin o girmek yerine. Içeri kafasını uzatıp bağırdı
"Bebeğim hadi.. çıkalım"
Askıdaki deri montumu üzerime geçirip telefonumu siyah deri çantama yerleştirdim.

"Ben hazırım zaten."
Gözlerini bana çevirdi. sanki beni yeni fark etmişti ki kocaman oldu göz bebekleri. Haklıydı. İlk geldiğim yılda benim ruh hastası olduğumu bile düşünmüş hatta bunu bir sohbetimizde dillendirmişti.
"Oha Ef. Bu sen misin ? "
O da Ef ismine çoktan alışanlardandı.
"Maselef benim."
Gözlerini bu sözlerimden sonra devirip tekrar bana çevirdi
"Harikasın. Bence artık dişi bir birey olduğunu hatırlamanın vakti geldi, buz surat"
Eda' nın Koray'ın üzerine atılırcasına sarılması ile sohbet havada kalmış herkes çoktan Koray'ın arabasındaki yerini almıştı.

İyi Ki Geçtiler Where stories live. Discover now