37.BÖLÜM:KAN

Comincia dall'inizio
                                    

Alkim odadan çıkınca hançerimi cebime koydum. Ona çok ihtiyacım olacaktı.

                         *****

"Ölüm şaşırtıcı bir konu değil."

"Bu bir felaket demek olabilir. Bir an önce ona ulaşmalıyız."

"Nasıl?" 

"Bir vampiri getirmenin tek yolu kandır."

"Bunu yapamazsın."

"Neden güzel şeyler de düşünmüyoruz?" Barlas araya girmişti.

"Biz Arel ve diğer vampirlerle birlikte bir şey yapabiliriz diye düşünmüştük."

"Ne zaman bu kadar yakın oldunuz?" Pars sinirleniyordu ve bu iyi bir yöne gitmiyordu.

"Aslında iyi fikir." Pars bana doğru dönerken bakışlarımı korkusuz bir biçimde ona çevirdim.

"Peki."

Bir nefes vererek Görkmen'e mesaj attım. Bu öğleden sonra bir şeyler yapmak iki taraf için de iyi olabilirdi ve aklımdaki şey gerçekleşebilirdi. Görkmen olumlu cevap verince diğerlerine haber verip koltuğa uzandım. Ne kadar uyusam da yetmiyor gibiydi. Gözlerimi kapattım.

  22.

Koşuyorum ama her zaman olduğumdan daha hızlıyım. Ağaçları fark etmiyorum. Yanımdan geçen bir ceylanın gözlerinde kendi yansımamı görüyorum. Tenim bembeyaz ve tek renk kırmızı. Gözlerim, kıyafetlerim kırmızı. Vampir olduğumu anlayınca yavaşlamaya çalışıyorum ama sanki koşmak zorundayım. Önümdeki gölge arkasını döner dönmez dişlerini boynuma geçiriyor.

 48.

Az önce koştuğum yerdeyim ama şimdi insanım. Etrafım şimdiye kadar gördüğüm tüm vampirlerle çevrili. Ayaklarımın dibinde tek bir ok ve yay var. Fırlatmaya çalışıyorum ama elime aldığım anda kayboluyor. Koşmaya çalışıyorum ama sanki yere çivilenmiş gibiyim. Bütün talihsizlikler beni buluyor gibi. Hava kararıyor ve etraf zifiri karanlık oluyor. Ben çığlık atmayı durdurunca vampirler yaklaşıyor. En sonunda yere çöküyorum. 

52.

Tekrar kendime geldiğimde yine aynı ormandayım ama bu sefer kuş cıvıltıları duyuyorum. Güneş gözlerimi kamaştırıyor ve Pars kolunu belime doluyor. Gülerken uzaktan bir çığlık duyuluyor. Bir anda yağmur başlıyor. Pars geri çekiliyor. Ben ona dönerken ağzından kanlar geliyor. Yanımdaki ağacın dallarından kanlar damlıyor. Yağmur damlaları yüzümü yakıyor ve yine o vampiri görüyorum. Gülümsüyor. Kan bedenimi ele geçiriyor ve boğuluyorum.  

                         *****

 "Derin."

Koltuktan sıçrayarak kalkıyorum. 

"Nasıl her yerde uyuyabiliyorsun?"

 Rüya olduğunu anlayınca derin bir nefes alıyorum. 

"İyi misin? Yine o rüyalar mı?"

"Evet. Artık kötü bir hal almaya başladı."

"Ve gerçekleşiyor."

 Gerçekleşmemesi gerekiyordu. 

"Gördüklerime göre davranırsak engelleyebiliriz."

"İstersen gitmeyebiliriz."

"Hayır." Sesim yüksek çıkmıştı.

"Yani benim yüzümden planlar bozulmasın."

Yaklaşıp alnımdan öptü.

"O zaman çabuk ol. Vampirler çoktan gitmiştir."

 Vampir sözcüğünü duyunca "22" sayısından sonra gördüklerimi hatırladım. Bu mideme kamplar girmesine sebep olsada gülümsedim. Kalkıp Pars'ın arkasından arabaya bindim.

"Nereye gidiyoruz?"

"Bilmiyorum. Vampirler seçmiş."

Cama kafamı yasladım. Birazdan yapacağım şey çok tehlikeliydi ama savaş olmamalıydı. Araba yavaşladığında geldiğimiz yere göz attım. Etrafta yüksek tepeler vardı ama tam ortada kalan yer çok güzeldi. Beraber indik ve diğerlerinin yanına ilerledik.

"Sonunda geldiniz."

 Gülümsedik. Hemen oyuna başlayınca yemeği düşündüm ama sonra vampirlerle olduğumuz aklıma geldi. Diğerlerinin arkasında yerimi aldım ve gelecek topu beklemeye başladım.

                         *****

Çok yorulmuştum. Onların enerjisi bitmiyor olabilirdi ama ben insandım. Cebimdeki hançerimi yokladım. Yerindeydi. Diğerleri kendini oyuna kaptırmışken gelirken gördüğüm en yüksek tepeye çıktım. Çıkmak zor olmuştu nefes nefese kalmıştım. Gözlerimi kapattım. Soluklanırken vazgeçmeyi çok istiyordum. Onu çağırmak yapılabilecek en ürkütücü şeydi. Bulunduğum yerden diğerlerini görebiliyordum. Henüz yokluğumu fark etmemiş gibilerdi. Hançeri cebimden çıkarıp sıkıca kavradım. Keskin ucunu koluma götürürken içimden "bir vampiri getirmenin tek yolu kandır." diye tekrarlıyordum. Dişlerimi sıkarak kolumda ufak bir kesik açtım. Kanın ilk damlası yere düştüğünde vampirler gözlerini yukarı çevirdi ama çok geçti. Onu arkamda hissedebiliyordum. Sesini duyduğumda tepeden tırnağa donduğumu hissettim.

"Merhaba Derin." 

BALIN (TAMAMLANDI)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora