29-Hayatımın En Güzel Işığı (M)

Bắt đầu từ đầu
                                    

Sarışın olan bu düşüncenin getirdiği ani kararla kedi çocuğu dizlerinden ve sırtından destekleyerek kucakladı ve mavi suya doğru koşmaya başladı. Küçüğün çığlık ve itirazlarına aldırmadan suyun göğüs hizasına geldiği yerde durdu ve Jongin'i bıraktı.

"Kuyruğum ıslandı! Tanrım... "

"Islanınca daha seksi olmuş."

Kedi çocuk sevgilisinin tuzlu suyla ıslanmış göğsüne bir şaplak indirdi.

"Uydurma! Suya düşmüş sıçanlara döndüm!"

Sehun aceleyle gözlerini devirip sevgilisini iyice kendine yasladı.

"Kuyruğun çoktan ıslandı, artık sızlanmanın alemi yok. Bırak da keyfimize bakalım huh?"

Jongin durumu kabullenip ellerini karşısındakinin geniş omuzlarına koydu.

"O zaman biraz daha ilerleyelim. Burası derin değil."

Sehun'un onaylamasıyla biraz daha ilerlediler ve güvenlik için belirlenen sınırda durdular. Jongin sevgilisinin boynundan deniz gözlüğünü çalıp hızla kendine taktı ve suya daldı. Sehun'un bacaklarının arasından geçip sağ tarafa doğru yüzmeye başladı. Uzun olan da arkasından onu takip ederek ilerliyordu. Berrak suyun içinde rengarenk balıklar ile yosunlar dibe yaklaştıkça çoğalıyor ve Jongin'i mutlu eden bir şaşkınlığa sürüklüyordu. Küçük gruplar halinde gezen sarı, turuncu, mavi balıklar; yeşil su bitkilerinin içinde bir görünüp bir kaybolan yengeçler ve hemen arkasında onu izleyen ve asla oradan ayrılmayacağını bildiği adam... Mutlu olmak için daha güzel bir yer olamazdı diye düşündü Jongin. Haklıydı da belki.

Öğlen vakti yüzmek çok yorduğu için çıktılar sudan ve Sehun yemek yemeyi teklif etti. Birkaç hafif meyve ve sandviç yedikten sonra suya dönmüşlerdi. Anlaşılan Jongin artık tüylerini umursamıyordu.

Önden yüzen Sehun'a yavaşça yaklaşıp arkasından sarıldı.

"Bu akşam nereye gideceğiz?"

Sehun önüne dönüp kedi çocuğu kucağına çekti. Jongin'in bacakları vakit kaybetmeden ince bele dolandı, kalçası tam sarışının kasıklarındaydı. Sevgili olduklarından beri öpüşmekten ileriye gitmek bir tarafta dursun ileriye gidecekleri herhangi bir durumda bile bulunmamışlardı. Tatile geldiklerinden bu yana tensel temaslarının daha da fazla olduğunu farkedip ürktü Sehun.

"Bilmem. Sen nereye gitmek istersin?"

"Burayı bilmiyorum ki, iyi bir klüp varsa birkaç kadeh içmeye gidelim. Eğleniriz."

"Klüp mü? Burası Fiji, kişi başına üç klüp falan düşüyordur. Gidilecek çok iyi yerler biliyorum bilmesine ama sarhoş olman hoşuma gitmiyor Jongin."

Jongin başını yana yatırıp dudaklarını sarkıttı. Hayatta en sevdiği şey aegyo yapmak falan olabilirdi.

"Sehun lütfeeen. Çok içmeyiz. Hem ne zamandır senin dans ettiğini görmedim. Özledim, gidelim huh?"

Sehun kasıklarında duran ve dalga vurdukça kendine sürtünen kalça yüzünden kedi çocuğun söylediklerini yarı yarıya anlamamıştı. Su sabah girdiklerinde de bu kadar sıcak mıydı?

"Tamam, gidelim."

****

"Burası harika sevgilim! İyi ki gelmişiz!"

Jongin alkol oranı düşük olan kokteylinden bir yudum daha içip sandalyesini Sehun'a yaklaştırdı.

"Sen buraya daha önce geldin mi?"

Hello Kitty//SekaiNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ