Sevdanın Rengi Soluyor

105 27 27
                                    

"Ayrılık kurşun gibi,

Yarası derin,

Sızısı dayanılmaz,

Hele o hasret dedikleri yangın,

İşte o var ya,

O katlanılmaz..." 

(Bir hafta sonra)

Fidan

Her şey harikaydı. Bir gün odamda otururken Eylül ağlayarak içeri girdi. Ne oldu bu kıza? Neden ağlıyordu? 

-Eylül? Ne oldu?

-Fidan abla, sana bir şey söylemem gerek. Ben... Yalan söyledim o gün.

-Ne yalanı Eylül? Ne oluyor?

-Kaçırıldığım gün... Seninle ilgili bir tehdit mesajı almıştım. Aslında sürekli alıyordum. Senin üzülmeni istemediğim için söylemedim. Özür dilerim..

Ve hüngür hüngür ağlamaya başladı kollarımın arasında. Ben ise şaşkındım. Üzgündüm. Yine benim yüzümden olmuştu her şey. Artık kesin olarak emindim. Bu sevdadan çıkış yoktu, ama olmayacaktı işte. Kim bilir belki de bu sevda yarım kalacaktı. Ben de ağladım. Hele ki onun son dediklerinden sonra. 

-Ne olur Fidan abla, bizimkilere sakın söyleme. Bir de... Sakın... Sakın abimi bırakma! Ne olur söz ver bana.

-Kimseye söylemem merak etme Eylül. Ama ikincisi için söz veremem. Üzgünüm.

Bu sefer hıçkıra hıçkıra ağladı, bir yandan da haykırırcasına bağırdı. Sanki ayrılık benim için kolay bir şeymiş gibi. Bilmiyorsun küçüğüm, yüreğimin nasıl kanadığını bilmiyorsun.

-HAYIR! NE OLUR BUNU ONA YAPMA! DUYARSA YIKILIR! NE OLUR BUNU ONA YAPMA FİDAN ABLA! SAKIN! 

İçim acıyordu. Hem de çok. Peki o yıkılacaktı da ben yıkılmayacak mıydım? O üzülecekti de ben gülecek miydim? Keyfimden mi ağlıyordum burada?

-Söylesene Eylül, o yıkılacak da ben yıkılmayacak mıyım? Ben bin kez öleceğim özlemimden! O ağlayacaktı da ben gülecek miyim? Hayır! Ben ondan başkasını ömrümce sevmeyeceğim Eylül! Keyfimden ağlamıyorum burada! Ciğerim cayır cayır yanıyor Eylül! Yanıyor!

Sonrasında tek hatırladığım Eylül'ün bağırışıydı. Gerisi karanlık.

-Yetişin! Fidan ablam bayıldı! Yetişin!

Kerem

Fidan ile konuşmak için evine gittiğimde Eylül'ün çığlığını duydum. Koşarak odasına çıktım. Fidan öylece baygın halde yatıyordu. Gözleri nemli... Ne olmuştu burada?

-Eylül ne oldu burada? Neden ağladınız ikiniz de?

Eylül sustu. Ah tabii ya! Anlamalıydım. Suçlu gibi bakıyordu. Ancak bu durumda ona kızamazdım. 

-Yalandı değil mi?

Sustu, başını sallayarak onayladı sadece. Ona sıkıca sarıldım, sonra da lavaboya gidip elini yüzünü yıkamasını söyleyerek odadan çıkardım. Çok geçmeden uyanmıştı da.

-Kerem?

-Şşş...Yorma kendini deniz gözlüm. Biliyorum her şeyi.

-Kerem, bu sevda yarım kalacak... Benim yüzümden zarar görmenizi istemiyorum. 

Bir dakika! Kabus mu bu? Ayrılacak mıydı benden? Hayır! Buna izin veremem. Sırf bizim iyiliğimiz için bu sevdayı bitirmesine izin vermem! Benden uzak kalsın varsın, ya da hiç görmeyeyim o güzel yüzünü. Varsın ölene dek ona hasret kalayım. Buna izin veremem.

Sevdalık Geliyorum Demez(Sevdalık Serisi-1) TAMAMLANDI Donde viven las historias. Descúbrelo ahora