"Ayrılık yoksa eğer,
Bilinmez sevdanın kıymeti,
Ve hasret varsa yolun sonunda,
Gönlün sabretmesi gerekir..."
Serkan
(4 gün sonra)
Her güzel şeyin bir sonu vardır ya hani; her sevdanın sonunda ayrılık rüzgârları eser de nihayetinde hasret biter ya. İşte bundan sonra anlatacaklarım tam da bununla ilgili. Geçen dört gün boyunca her şey yolundaydı. Şimdi mi? An itibariyle evde oldukça gergin bir hava vardı. Eylül'ün telefonuna ulaşamıyordum ve bu beni çıldırtıyordu. Tabii bir de bilinmeyen numaradan gelen o mesajlar. Kerem aklını kaçırma noktasına gelmiş, evi temelinden yerle yeksan edecek durumdaydı. Fidan ise hiç bir şey demeden hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Küçüğüm kaçırılmıştı büyük ihtimalle. Ne benim dayanacak mecalim vardı, ne de Kerem'in... Daha fazla dayanamadım, dışarı attım kendimi. Aracımı sahile sürdüm. Sol yanım acıyordu, hem de çok. Şimdiye kadar hiç böyle bir acı yaşamamıştım, onu daha şimdiden öyle özlemiştim ki... Sahile vardığımda olağan gücümle, sanki ses tellerime garezim varmışçasına haykırdım:
"NEREDESİN EYLÜL? KAÇ GÜNDÜR SOL YANIM SENSİZLİKTEN SIZIM SIZIM SIZLARKEN... NEREDESİN KÜÇÜĞÜM?"
Canım çok yanıyordu, onsuz geçen şu dört gün bana dört yıl gibi gelmişti. Ne yapacağımı hiç bilmiyordum. Aklımı kaçıracaktım. Tabii kaldıysa! Tam zamanında! Telefonum çalıyordu ve arayan deniz yıldızımdı.
-Alo? Abi? Neredesin?
-Sahildeyim deniz yıldızı. Bir şey mi oldu?
-Az önce Kerem'e bir telefon geldi. Galiba Eylül ile ilgili bir ipucumuz var.
-Mu zopon daçkimi?(Ne diyorsun kardeşim?)
-Duydun işte. Eylül ile ilgili bir ipucu bulmuşlar.
Duyduklarımla neye uğradığımı şaşırmış, bir yandan da kalbimin gümbürtüsünü sakinleştirmeye çalışıyordum. Şu son dört gün boyunca öyle çok yanmıştı ki kalbim onsuzluktan. Öyle acı çekmiştim ki...
-Alo? Abi orada mısın?
-Hı? Kusura bakma dalmışım deniz yıldızı.
-Belli, her neyse, Eylül yüksek ihtimalle kaçırıldı. Sanırım birileri daha dayağa doymamış abi. Sahilde volta atacağına duruma el atarsın belki.
-Sağ ol deniz yıldızı, ben bir iki telefon konuşması yapacağım.
-Peki abi.
Fidan
Güç bela sakinleşebilmiştim. Bunda Kerem'in de payı büyüktü tabii, kendi acı çekmesine rağmen yine beni düşünmüştü koca yüreklim. Onun bu hali içimi parçalıyordu. Onu üzgün görmeye dayanamıyordum işte, en az onun kadar ben de üzgündüm, Eylül her zaman her haliyle beni deli etmeyi başarsa da kardeşim gibiydi. Ona bir şey olursa... Herhalde bu şehri kül ederdim, o kadar alışmıştım ki.. İşte! Yine gözlerim dolmuştu.
-Deniz gözlüm? Yine mi ağlıyorsun sen?
-Ne yapayım? Çok özledim onu, üstelik az önce abimle konuştum. Canı acıyordu Kerem, çok acıyordu.
YOU ARE READING
Sevdalık Geliyorum Demez(Sevdalık Serisi-1) TAMAMLANDI
RomanceKaradeniz'de başlıyor bizim hikayemiz; çocukluk yıllarına dayanıyor sevdamızın miladı, her ne kadar çocuk da olsak, küçücük yüreğimizde sakladığımız onlarca şey, söylediğimiz onlarca söz, kurduğumuz hayaller çocukluktan uzaktı. Ben Fidan Girgin, Kar...