Deli Divane

117 28 46
                                    

"Divane yüreğimin sesini dinle,

Yârim, duyuyor musun?

Nasıl da deli taşkın, bak!

Sana olan sevdamı,

Şimdi anlıyor musun?"

Kerem

Sevdiğimle bir süre köprüde oturup uzun uzun konuştuk, ikimizde de bir tuhaflık vardı. Durgunduk ikimizde, bilmiyordum nedenini. Nereden bilebilirdim ki bu sevdanın bu kadar çetrefilli olacağını?  Bilemezdim, gerçi bilsem de bir şey değişmeyecekti. Yeni yeni anlıyordum sevdamın bana neden hep 'Deli Yüreklim' diye seslendiğini. Haklıydı, deliydim. Evet, sevdiklerim için yapamayacağım şey yoktu. Özellikle de Fidan, onun için her şeyi göze alabilirdim. Ona geç kalmıştım ben, bu kadar erken veda edemezdim. Er ya da geç Fidan bunu anlayacaktı. Ben düşüncelerimle boğuşurken, deniz gözlümün o tatlı sesiyle ancak kendime gelebilmiştim.

-Kerem! Kime diyorum?

-Affedersin deniz gözlüm dalmışım.

-Fazla dalma deli yüreklim, çıkamazsın.

Güldüm ister istemez, dönüp sevdiğimin Karadeniz gibi uçsuz bucaksız olan mavilerine baktım.

-Gözlerinde boğulmadıktan sonra, düşüncelerimde boğulsam neye yarar deniz gözlüm.

Bir anda kaçırdı gözlerini, iyi ama ben onun uçsuz bucaksız mavilerinde kaybolmak istiyordum. Bakışlarımı  o okyanus misali mavilerine kilitledim.  Ansızın yüzünde o delisi olduğum gülüşü belirdi. Ben onu hep gülerken görmeye alışmışım, onun okyanus mavisi gözlerinde kaybolmaya, yanımda olduğunu bilmeye ihtiyacım vardı benim. Onsuzluğa katlanamazdım. Ancak tuhaftır ki, deniz gözlüm son zamanlarda bayağı durgundu.  Bilmiyordum, bilseydim ayrılık rüzgarlarının yakın olduğunu... Göremedim.. Ama ben de Kerem isem, gerekirse peşine düşüp kapısında mum olmazsam...

-Deniz gözlüm, iyi misin? Bir durgunsun.

-Bilmem, sence iyi miyim deli yüreklim?

-Durgunsun, bir sorun mu var?

-Onu da bilmiyorum.

Birden buruk bir tebessüm yerleşti o güzel yüzüne. Ne oluyordu şimdi? 

-Fidan? Sevdam, sen iyi değilsin.

-Çok belli oluyor değil mi Kerem?

-Ben senin sol yanını bilirim be deniz gözlüm. 

-Bilmiyorum Kerem, yorgunum.

Fidan

Kerem beni iyi tanırdı gerçekten. Ne zaman canım sıkılsa, ne zaman mutlu olsam, hemen fark ederdi. Saklayamazdım. Ama yine de kalbimdeki bu amansız sızıyı dindiremiyordum. Ne oluyordu bana? Neden böyle darmadumandım? Kendime gelmeliydim bir an önce, hem yanımda beni delicesine seven bir adam varken bu halde olmamalıydım. Anlamıyordum. Cidden anlamıyordum.

-Gidelim mi şurimşineçkimi?(Canımın içi)

-Gidelim Kerem, biraz uyumak istiyorum. Sen de yanımda olursun değil mi?

Ah salak kafam! Bu da soru muydu? Cidden soracak başka soru kalmamış mıydı?

-Seni hiç bir zaman yalnız bırakmadım ki ben, bundan sonra da bırakmaya niyetim yok zoğa toloniçkimi.(Deniz gözlüm)

-Deli seni. Kime çektin acaba sen?

Kerem gülmeye başladı bu sorum üzerine. Komik mi bu şimdi?

Sevdalık Geliyorum Demez(Sevdalık Serisi-1) TAMAMLANDI Where stories live. Discover now