Gitme...

318 54 114
                                    

Kerem

Dışarıda silah sesleri... Ula uykum da kaçtı. Bu böyle olmayacak. Kalktım yerimden. Aldım silahımı, kontrol ettim, tam dolu. Çıktım dışarı, Kim ula bu adam? Ne istiyor deniz gözlümden?

-Kimsin sen?

Adam dönüp baktı, pis pis de sırıtıyor. En sonunda adamın yakasına yapıştım.

-Fidan söylemedi mi sana kim olduğumu?

Hey Allah'ım sen bana sabır ver! Geri çekilip silahımı ona doğrultuyorum. O sırada gözlerim odanın açık penceresine takılıyor. Fidan'ım orada durmuş bize bakıyordu. Neden korktu ki?

Fidan

Ne oluyor dışarıda? Ne bu silah sesleri? Kalktım yerimden ve pencereye yöneldim, ama yapmaz olaydım. Kerem silahını çekmiş. Kimi mi vuracak? Yıllardır başıma bela olan, abimden dayak yemeye doymamış o psikopatı. Ancak Kerem ile göz göze gelmemizden kısa bir süre sonra, o adam silahını ona doğrultuyor. Kerem'i vuracak. Dışarı çıkıyorum. Henüz Aylin teyze ve Murat amca uyanmamışlar, ancak yakındır. Tam o adam Kerem'i vuracakken çığlık atıyorum.

-KEREEEEEM! DUUUUURRR!

Bana bakıp içeri girmemi söylüyor ama aldırmıyorum, hatta bir koşuda kendimi onun önüne atıyorum. Sonrası karanlık... Kulağımda onun çığlığı ve tek el silah sesi...

Kerem

Tam arkamda duruyordu, ben aldırmadım. Karşımdaki adam beni vuracaktı. O da bunu görmüş olacak ki bir koşu kendini siper etti. Sonra da vuruldu, gök mavisi elbisesi kıpkırmızı oldu. Yığıldı kollarımda. Elimdeki silahla onun bacağına sıkıyorum. O sırada da annem ve babam uyanmış ve şaşkınlıkla karışık acı içinde kollarımda yatan Fidan'a bakıyorlardı. Annem çığlık attı.

-FİDAAAAAN! FİDAN'IM, GÜZEL KIZIM!

Bir yandan da hüngür hüngür ağlıyordu. Annem Fidan'ı çok severdi. Eylül'den ayırmazdı. Onlara sakin olmalarını söyleyip  araca yöneldim. Fidan'ı arka koltuğa dikkatlice bırakıp öne geçtim. Sürekli aynı şeyi mırıldanıyorum: "Ne olur gitme deniz gözlüm, bırakma beni."

Hastaneye vardığımda aracın arka koltuğundan dikkatlice onu çıkarıp, içeri girdim. Çok geçmeden onu ameliyathaneye aldılar. Sonra da onu vuran adamın yakalandığı haberi geldi. Sonra da babam aradı.

-Alo? Oğlum, vardınız mı hastaneye?

-Vardık baba, ameliyatta şu anda. 

-Annen bir türlü toparlayamadı kendini. 

-Onu kendi kızı gibi sevdiğini biliyorum baba. 

-Bizi habersiz bırakma oğlum.

-Tamam baba.

Telefonu kapatıp beklemeye başladım. Saatler geçtikçe sabrım tükeniyordu. Onu bu kadar erken kaybedemezdim. Bunları düşünürken çalan telefon dikkatimi dağıttı. Arayan Eylül.. Şimdi hapı yuttum. Ne diyeceğim ki ona? 

-Alo? Küçüğüm? Nasılsın?

-İyiyim abicim. Annemleri aradım ama annem hüngür hüngür ağlıyordu. Bir şey mi oldu?

-Eylül... Hastanedeyim. 

-Ne oldu abi? Anlatsana!

-Fidan... Beni  korurken vuruldu. Şu anda ameliyatta.

Ses gelmiyordu telefondan. Verdiği tepkiyi tahmin edebiliyordum. Ağlıyordu, hem de hüngür hüngür. 

-Küçüğüm iyi misin?

Sevdalık Geliyorum Demez(Sevdalık Serisi-1) TAMAMLANDI Where stories live. Discover now