Chansoo-Jongin ile Bir Gün

Start from the beginning
                                    

"Kyungsoo. Kyungsoo. Kyungsoo.. "

Uyuyan kedi sanki bir sinek kovuyormuş gibi kuyruğunu havaya savurdu ve bacaklarındaki ağırlığın el verdiği ölçüde diğer tarafına döndü. Bu hali o kadar tatlıydı ki Chanyeol bir lokmada yutmak istiyordu onu.

Diğer tarafta güç bela doğrulup ikisini izleyen Jongin onların ne yapmaya çalıştığını az çok anlamış ve dahil olma çalışmalarına başlamıştı.

Kyungsoo'nun kendisine doğru dönen kafasına yaklaştı ve kimse ne olduğunu anlamadan uyuyan kediyi kulaklarından tutarak kendine çekti ve burnunu dişledi. Bu çok sert bi hamleydi.

"Aaaaaaahhhh noluyor be?!"

Aniden acıyı hissedip şok içinde kalkan Kyungsoo durumu anlamak için etrafa bakıyordu ama gözleri o kadar şişmişti ki kendi gövdesini bile göremezdi o an. Hızlıca bir gözlerini bir burnunu ovuşturarak sağa sola döndü, kuyruğundaki tüyler panikten diken diken olmuştu.

Chanyeol keyifli bir kahkaha atarak onu kafasından tutup göğsüne çekti.

"Şşşt, korkma hayatım. Jongin uyandırma sürecimizi hızlandırdı sadece. Üzgünüm."

Sesi hiç üzgün gibi gelmiyordu ama buna çok takılmadı Kyungsoo, bu saatte Jongin'in burada ne işi vardı?!

"Hey Jongin."

Boğuk sesiyle seslendiği çocuğu kucağına aldı ve saçlarına basit bir öpücük bıraktı.

"Sehun bu saatte niye bize getirdi seni?"

Cevap veremeyecek olsa da her an cevap verecekmiş gibi anlamlı bakan gözleri vardı Jongin'in. O kadar farklı bir aurası vardı ki bakan kişi anında içine çekiliyor ve kendini kaybediyordu. O çok güzel bir bebekti gerçekten de.

"Bakma öyle balım. Merak ettim sadece."

"Sehun az önce bıraktı, restoranda acil işi varmış."

"Ah, sorun yok. Biz de bugün daha fazla eğleniriz küçük adamla. Değil mi Nini?"

Kendisiyle konuşulduğunu anlayan ve ses tonundaki samimiyetten şefkati hisseden Jongin heyecanlı sesler çıkararak Kyungsoo'ya sarıldı ve ağzını kocaman açıp yanaklarına bastırdı. Bu onun kendince sevgisini gösterme şekliydi. Öpüyordu belki de.

İki kedi ve bir insan karınlarının iyice acıkmasıyla mutfağa geçtiler. Chanyeol yeşil çay demlerken Kyungsoo elini yüzünü yıkamış ve şort giymişti. Şortlar kuyruğunu rahat bırakmadığı için gece onları giymek kedinin tercihi değildi hiçbir zaman. Hem üşürse Chanyeol'ü onu ısıtmak için hep oradaydı.

***

Kahvaltıdan sonra Kyungsoo masayı ve bulaşıkları toplarken Jongin ve Chanyeol Peppa Pig izliyordu bilgisayardan. Jongin'in ilgiyle ekrana kilitlenmesi çok normaldi ama Chanyeol'ün hiçbir sahneyi kaçırmadan izlemesi Kyungsoo'ya komik geliyordu. Son bardağı makineye yerleştirip salona geçti o da.

Yerde yüz üstü uzanan ikiliye baktıktan sonra yavaşça kocasına yaklaştı ve ata biniyormuş gibi sırtına oturdu.

"Yeolita! Bizi pikniğe götür!"

Kuyruğunu yavaşça arkasında kalan kalçaya çarptığında Chanyeol ilgiyle arkasını dönüp yaramaz kediye baktı.

"Ne?"

"Dedim ki, bizi pikniğe götür. Hava çok güzel. Vakit geçmiyor evde. Hem pisicik hava almış olur. Ben de en sevdiğimiz sandviçlerden hazırlayacağım, ne dersin?"

"Hmm, fena fikir değil aslında. Çilek de alırız."

Chanyeol çileğe bayılırdı ve mevsimi olmasa bile illa bulup yerdi.

Hello Kitty//SekaiWhere stories live. Discover now