perfect strangers

59 7 1
                                    


multimedia: uzun süredir tanıdığınız biri ile aslında mükemmel yabancılar olduğunuzu hissettiniz mi hiç? Ota, kimin için böyle hissediyor, Ledar'ı ne zaman affedecek?

Ota, istemeden tekrar Lazarus'un yanına geldi. Yavaşça koluna dokundu. Bileğini uzattı Yumuşacık bir sesle konuşmaya başladı..

-Canım ya biliyorsun benim tenim çok hassas, şu bileklik çok rahatsız ediyor. Rica etsem çıkarabilir misin?

Lazarus kızın yüzüne şüpheli bir şekilde baktı. Bileğindeki hafif kızarıklığı görünce daha fazla soru sormaya gerek görmedi. Bileklikteki gizli bir bölmeye şifreyi girdi ve açtı.

Ota bileğini ovuştururken bir yandan da Lazarus'a teşekkür ediyordu. Lazarus beline sarılarak kızı kendisine doğru çekti.

-Teşekkür etmene gerek yok bir tanem. Sen benim biricik aşkımsın. Seni ne çok özlemişim. Şu işler bir bitsin gezegenimize dönünce muhteşem bir düğün yapalım. Ama önce şu aptallar sürüsünden kurtulmamız lazım.

-Babam ve kızkardeşime bir şey olmadığı sürece diğerleri benim için önemli değil, dedi Ota. Yalan söylerken yüzünün kızarıp kızarmadığını merak ediyordu. Bu adamla nasıl nişanlandım ki ben diye düşündü. Şu an onu tamamen bir yabancı gibi görüyordu.Tam o sırada Ledar gözünün önüne geldi. Her ne kadar aldatılmış olsa da Ledar aklına geldiğinde ona bir şey olması fikrine dayanamıyordu. Hastalandığında başında beklediği gün aklına geldi. Ledar o zaman ne kadar savunmasız görünüyordu. Başında beklemiş, kendisine gelmesi için dualar etmişti.

"Ah Ledar bunu bize yapmayacaktın!" diye geçirdi içinden. "Bu kadında ne buldun bilmem?"


Keşke burada olsa da bu soruları ona sorsam, umarım onunla görüştüğümde tüm bu soruları sormaya fırsatım olur. Bu hainlerin ne planladıklarını hiç tahmin edemiyorum. Belki de bir daha hiç göremeyeceğim onu ve diğerlerini.


Aslında son bir kaç saatte duydukları nedeni ile içinde Ledar'a karşı gitgide büyüyen bir öfke  duyuyordu. Adeta o da kendisi için bir yabancı haline gelmeye başlamıştı. Ama yine de onunla karşılaşmak, gözlerinin içine bakmak ve tüm bunları niye yaptığını sormak istiyordu.


Tam bu sırada Argus'un yüksek sesle verdiği talimatlar dikkatini çekti. Fakat bu dili bilmiyordu. Değişik tuhaf bir dille konuşuyordu. Argusu dinlerken birden garip bir şey oldu. Gözünün önünde sinema perdesi gibi bir şey açıldı ve Argusun söyledikleri yazılı halde çevrilerek ekrana yansımaya başladı. Ota böyle bir yeteneğinin olduğunu daha önce hiç fark etmemişti. Dikkatle gözünün önünden geçen kelimeleri takip ederek neler olup bittiğini anlamaya çalıştı.


Tam olarak neden bahsettiklerini anlayamasa da gelecek olan bir gemiden bahsediliyordu. Gemi ve içindekilerin gezegene iner inmez yok edilmesi emrediliyordu. İletişim kurdukları kişiler mesajı aldıklarını gemi tamamen inene kadar gizleneceklerini onlar gezegene indikleri anda onları yakalayarak verilen emri yerine getireceklerini söylüyorlardı.


 Ota dehşet içinde gözünün önünde kayıp giden kelimelere kilitlenmişti. Ümitsizliğe kapılmanın zamanı değildi. Bir şekilde gemidekilere ulaşmanın bir yolunu bulmalıydı. Astral seyahati deneyeli çok kısa bir süre olmuştu. Bu kadar kısa aralıklarla tekrar yapması ölümüne yol açabilirdi. Başka bir yol bulmalıydı.

Konuşmayı anladığını belli etmemek için Lazarusa döndü.


"Sevgilim, sabah kahvaltıda bir şey yemedim. Mutfak ne taraftaydı. Açlıktan bayılmak üzereyim." Bunları söylerken sevimli bir tavır takınmışt. Lazarus bu hoş gülümsemeye daha fazla karşı koyamadı.


"Hayatım biliyorsun şu koridorun sonunda, soldaki kapı. Seninle gelmek isterdim ama şu an kumanda odasından ayrılmam doğru olmaz. Sen git güzelce yemek ye. Şu an senin hastalanmanı istemem."


Ota yavaşça koridora çıktı. Mutfağa gitmek yerine etrafı kolaçan etmeye başladı. Buradan kurtulmasını ya da gemideki dostlarına haber vermesini sağlayacak bir şeyler bulmalıydı. Odaların kapılarını tek tek açmaya başladı. Bu odalardan birinde işe yarar bir şeyler olmalıydı.


En son açtığı odanın kapısında garip bir iletişim cihazı gördü. Bu dünyada iken anne ve babasının kullandığına benzer bir şeydi. Hemen cihazın yanına gitti. Ledar'a nasıl ulaşabileceğini bilmiyordu. Düğmelere rastgele basarak yakın aramalar yapmaya başladı. İletişim cihazının ekranında kısa bir süre sonra aradığı gemi belirmişti.


Cihaza yaklaştı ve sakin bir ses tonu ile Lazarus ve arkadaşlarının planını anlattı. Gemidekiler çok şaşırmıştı.


Goldia ümitsizce "ne yapacağız peki" diye sordu. Ledar kızın cevabını beklemeden atıldı.


"Tamam merak etmeyin aklıma bir fikir geldi. Bu adamları ve arkadaşlarını nasıl alt edeceğimi biliyorum. Siz her şeyi bana bırakın." Sonra ekrana yaklaştı ve Ota'nın duyabileceği kadar sesini alçaltarak konuştu.


"Bekle beni sevgilim, seni gelip kurtaracağım." Ota bu sesi duymaya daha fazla dayanamayacağını hissetti, ekranı kapadı ve hızla odadan dışarı çıktı.


 


 


 


 

OTA #WATTYS2016 Where stories live. Discover now