Black out

65 9 0
                                    


Ledar bunları söyledikten sonra hızla odadan çıktı. Bir an once babasına ulaşması gerekiyordu. Her şey birbirine karışmıştı. Buradan kurtulmalarının tek yolu buydu.

Kendi odasına ulaştığında hemen bir köşeye oturdu ve belli bazı sözcükleri tekrarlayarak zihnini boşaltmaya çalıştı. Sözcükleri hızlı hızlı tekrarlıyor ve derin nefesler alıyordu. Seyahati gerçekleştirmeyi başarırsa zaman eşiğini aşmış olduğundan geri döndüğünde kimse yokluğunu fark etmemiş olurdu. Ama üzerindeki stress yolculuğa başlamasına engel oluyordu. Kelimeleri tekrarlarken Ota'yı düşünmeye başladı. Sevdiği kızın hayali gözlerinin önüne geldiğinde bu yolculuğu onun için gerçekleştirmesi gerektiği düşüncesi onu daha kolay motive edebilirdi.

Gerçekten de bu işe yaradı. Ledar yine ışık huzmesi halinde tunnelde süzülmeye başladı. Aslında son yolculuğunun üzerinden çok az zaman geçmişti . Bu işi bu kadar az zaman aralığı ile yapmak son derece tehlikeliydi. Ledar şu anda bunu hiç umursamıyordu. Tek dileği sevdiği kıza yardım etmekti. Beni affet darken kızın gözlerinde beliren ifade aklından çıkmıyordu.

"Bunları düşünmeyi bırakmalı ve yolculuğa konsantre olmalıyım."dedi içinden. Bir sure sonra babasının gemisine ulaşmıştı. Babasının yüzünde endişeli bir ifade vardı. Bu bekleyiş onu yormuş olmalıydı.

Tüm gücünü toplayıp tahtaya yöneldi ve yazmaya başladı.

"Yardım...Yardım...Yardım..."

Gemidekiler tahtadaki yazıları görünce heyecanla oraya doğru koştular. Babası da bir anda canlanmıştı.

"Lütfen bulunduğumuz gemiye ulaşın, işler karıştı. En azından rotaya müdahale edin. Bizim Sorantes'e gitmemiz lazım."

Ledar gücünün tükenmeye başladığını hissediyordu. Bir an once geri dönmesi gerekiyordu. Eğer bunu başaramazsa sonsuza kadar bu tünellerde kalabilirdi. Kimse onu kurtaramazdı. Bu tünellerde kayıp ruhlardan biri olarak yaşamını sürdürürdü.

Ota'yı düşündü yine, ona doğru çekildiğini hissetti. Daha once hiç böyle hissetmemişti. Daha once hiç kimsenin yanında olup sonsuza kadar onunla birlikte olmak istememişti.

Şimdi ise yanında iken bile onu özlüyordu. Onun kendisine öfkeli gözlerle bakmasına dayanamıyordu. Ormanda ot toplarken rastladığı kız aslında bir prensesmiş. Ledar "bir farkılılık vardı onda" diye düşündü," bir farklılık görür görmez hissetmiştim."

Bu düşünceler arasında yolculuğu tamamladı. Odasına geldiğinde kendisini bomboş hissediyordu. Daha fazla dayanamadı. Etrafındaki her şey karardı ve bayıldı.

Kendine geldiğinde bir an nerede olduğunu hatırlayamadı. Etrafında uzaktan gelen sesler ve gölgeler vardı. Bu gölgeler içinde tanıdık olan kimse var mı onu bile şu an bilemiyordu.

Gölgeler kendisine yaklaştı. İçlerinden biri "uyanıyor galiba" dedi.

Ledar bu sesi tanıdığını düşündü. Ama her şey çok karanlıktı ve kendisini çok gücsüz hissediyordu. Gözleri yeniden kapandı. "Şu an bunu başaramayacağım" dedi içinden. "Gözlerimi açık tutmam imkansız." 

OTA #WATTYS2016 Where stories live. Discover now