Ateş Topları

46 6 0
                                    

multimedia: Ledar kimi yakıyor, kim ateş topu oluyor, ateş topu ne demek?

Tünel karanlık, soğuk ve ıssızdı. Ota gözlerini kırpıştırarak açtı. Karanlığa alışmaya çalışıyordu. Yanına sokulduğu kişinin kim olduğunu anlaması için bir süre daha geçmesi gerekti. Bunun Ledar olduğunu fark ettiğinde ise geri çekilmek istemedi. Bu anı biraz daha yaşamak ister gibiydi. Gözleri karanlığa alınca kardeşi Goldia'nın ağlamaktan bitap düşerek bir kenara kıvrılmış yattığını gördü. Yandsir de onun yanındaydı. Gezegenin güzel kızları bebeklerini kaybetmiş olmanın üzüntüsü içinde tünelin dört bir tarafına dağılmışlardı. Hüzün hakimdi her yere.

Ledar hafifçe kıpırdadı. Uyumaya devam ederken kolunu attı ve Ota'ya sarıldı. Ota bir an soluğunu tuttu. Ne yapması gerektiğine karar veremiyordu. Uyumuş gibi davranmak veya kendisine sarılan adamı iteklemek konusunda kararsız kaldı. Ledar ise sarılmakla kalmamış kızın saçlarındaki buklelerle oynuyordu. Ota hafifçe öksürdü. Yeni uyanıyor gibi gerinerek kalktı. Ledar da birden uyanmış ve nerede olduğunu hatırlamaya çalışıyor gibi alnını kırıştırmıştı. O da gözlerini kısarak bir süre karanlığa alışmaya çalıştı.

Nerede ve kiminle olduğunu farkedince, elini istemeden kızın saçlarından çekti. "Pardon, prenses. Uykuda istemsiz bir şekilde fazla yaklaşmışım." Aslında istemeden olduğundan çok da emin değilim, sevgili prensesim, diye ekledi içinden. Sana dokunmak şu hayatta bıkmadan yapabileceğim tek şey.

Tüneldekiler yavaş yavaş uyanıyorlardı. İçlerinde bulundukları durumu hatırlayınca her yerden hafif hıçkırık sesleri gelmeye başlamıştı.

Goldia üzgün bir ifade ile kızkardeşine baktı.

"En güzel günümüzde şu başımıza gelene bak. Bir sürü şey kaybettik. Bebekler, babam... Onlara nasıl ulaşabileceğimiz konusunda hiç bir fikrim yok."

Ledar ayağa kalktı, prensesin önünde saygı ile eğildi.

"sizinle resmi olarak tanışma fırsatımız olmadı, prensesim. Ben Komutan Ledar. Kızkardeşinizle Dünya gezegeninde tanıştık ve daha sonra bir sürü şey yaşadıktan sonra burada tekrar biraraya geldik. Gerçi hafıza ile ilgili bir problemden ötürü beni pek hatırlamıyor ama yakında bu durumun düzeleceğine eminim. Size nasıl yardımcı olabilirim?"


Bir yandan da zarif bir hareketle kızın elini tutmuş ve önünde reverans yaparak bu eli zarif bir biçimde öpmüştü. Goldia gülümsedi.


"Tanıştığımıza memnun oldum Komutan. Şu an nasıl kurtulacağımızı bilemediğim için, nasıl yardım edebileceğiniz konusunda da bir fikrim yok. Fakat bir şekilde bu yolu bulacağımızdan eminim. Daha önce olduğu gibi  bu olayı da çözebiliriz sanırım."


O sırada Yandsir uyanmış pantolon cebini karıştırırken ortaya çıkan taşlara bakıyordu. Bunu ablalarına doğru uzattı.


"Baksanıza daha önce bu taşları kullanarak kurtulmuştuk. Yine işe yarar mı acaba?"

Taşları görünce Goldia'nın birden yüzü aydınlandı.

"Aman Tanrım! Sıfır Taşı! Sen bu taşları nereden buldun. Bunlar çok önemli. Buradan kurtulmanın yanı sıra pek çok şeyi gerçekleştirebiliriz bunlarla. Çabuk onları bana ver!'

Ota huzursuzca kıpırdandı. Kardeş de olsalar Goldia ile yeni tanışmıştı ve ona her konuda güvenmek şu an zor geliyordu.

Taşları Yandsir'in elinden aldı. Kız kardeşinin yanına yaklaştı.

"Bu taşların neden bu kadar önemli olduğunu bize anlatmalısın, sevgili kardeşim", dedi.

Goldia bu soru karşısında bir an bocaladı. Sonra sakin bir şekilde anlatmaya koyuldu.

"Biz yıllardır bu taşları arıyoruz. Yanlış ellerde olursa evrenin dengesini değiştirebilecek taşlar bunlar.

Bu nedenle sadece konudan anlayan kişilerin elinde bulunmalı. Siz iyisi mi bunları bana verin, ben de bizi buradan kurtaracak bir yol düşüneyim."

Ota kardeşine gülümsedi. "Elbette vereceğim ama biliyorsun bunları bulan benim. Bunlarla her ne yapılacaksa benim de bilgim olmalı. Hatta olayların içinde olmalıyım."

"İyi de güzel kardeşim, sen kuralları bilmiyorsun ki. Nasıl olacak bu iş? Taşları yanlış kullanırsak sonsuza kadar bu tünellerde kalırız, farkında mısın?"

Ota bu bilgi üzerine korkarak elindeki taşları kardeşine uzattı. Kardeşi taşları bırakır bırakmaz elinden kaptı. Elindeki torbaya yerleştirdi. Torbayı da boynuna astı.

"Pekala, haydi harekete geçelim. Bakalım taşlar bizi Karanlık Tanrıdan kurtaracak mı? Öncelikle burada olduğumuzu Argus ve Lazarusa bildirmemiz lazım, taşları işaret fişeği gibi kullanarak onlara yerimizi bildireceğim."

Yandsir merakla atıldı. "Bunu nasıl yapacaksın abla?"

Ota ise bu ikisinin adını duyunca iyice huzursuz olmuştu.

"Onları çağırmamız şart mı? Daha önce tek başına bir sürü iş yapmışsın, bu gezegeni kurtarmışsın, yine yapabilirsin. Haydi gel birlikte deneyelim, Ledar da burada."

Goldia ikisine uzun uzun baktı, bir yandan da elindeki taşlara bakıyor karar vermeye çalışıyordu.

Ledar heyecanla ileri atıldı.

"Ateş topları, buradan kurtulmamız için gereken şeyi buldum. Ateş topları..."

OTA #WATTYS2016 Where stories live. Discover now