invisible

57 9 0
                                    


multimedia: hiç görünmez olmayı dilediniz mi?

Ledar ve Yandsir ellerinde taşlar koridora çıktılar. Yandsir hala ejderha kılığındaydı ve koridorda yürümesi bu haliyle imkansızdı. 

Ledar ona döndü."Bak Yandsir aklıma bir fikir geldi. Bu böyle olmaz. O mavi gözlerle hayatımda gördüğüm  en yakışıklı ejderhasın ama bu şekilde çok dikkat çekeriz."

Yandsir Ledar'ın sözlerin bitirmesine fırsat vermeden atıldı. "Benim gözlerim mavi değil, yeşil biraz dikkat et lütfen."

Ledar gülmeye başladı. "İçinde bulunduğumuz şu durumda bile nelerle uğraşıyorsun. Ya boşver şimdi renkleri, şekilleri... Gelip geçici şeyler bunlar. Ben diyorum ki bu taşları kullanıp şekilden kurtulalım."

"Ne demek istiyorsun?"

"Diyorum ki taşları kullanıp görünmez olalım. Hem istediğimiz yere girip çıkabilir, hem de istediğimiz gibi hareket ederiz."

Yandsir bu fikri çok sevmişti, ellerini çırpmak istedi ama ejderha olduğu için bunu başaramadı. "Peki ama nasıl yapacağız, bu taşlara dokunup olmak istediğimiz şekli düşünüyorduk. Görünmez olmak nasıl hayal edilir ki?"

Ledar: "Ver şu taşları önce ben deneyeyim. Küçükken dedem bana şekil değiştirebilen bir sihirbazın hikayelerini anlatırdı. Sihirbaz bu sırrı ile pek çok kişiyi kandırır ve sırrı öğreneni ise öldürürmüş.  Bir adam saf gibi görünüp, sihirbazdan bunu nasıl yaptığını öğrenmiş. Sihirbaz ile aralarında bir savaş olmuş. Savaşı kazanan padişahın kızı ile evlenecekmiş. Diğer adam en sonunda görünmez olarak bu savaşı kazanmış."

"Çok ilginç bir hikayeymiş. Haydi biz de deneyelim. Ne hayal edeceğiz? Görünmemeyi hayal etmemek zor değil mi?"

"Bence görünmek zor, Yandsir. Görünmemek daha kolay. Ver sen şu taşları haydi haydi..."

Ledar taşları eline aldı. Gözlerini kapadı. Dedesini, dinlediği masalları ve görünmez olmayı düşünmeye başladı. İyice bu konuda yoğunlaşmaya başladığında ayaklarından başlayarak şeffaflaşmaya başladığını hissetti. Bir kaç dakika içinde tamamen görünmez olmuştu. Yandsir şaşkın şaşkın ona bakıyordu. Ledar kısık bir sesle konuşuyordu. "Haydi Yandsir sıra sende.Sadece şeffaf şeyler düşün, su gibi, aynalar gibi..."

Yandsir taşları aldı. Ledarın dediklerini düşünmeye başladı. Bir kaç dakika içinde  o da görünmez olmuştu. Artık her şey ikisi için daha kolay olacaktı. Fakat bir problem vardı. Görünmez oldukları için ikisi birbirlerini de göremiyorlardı. Fısıltıyla konuşarak önce odada bıraktıkları Serminder üzerinde yeni görüntülerinin nasıl olduğunu test etmeye karar verdiler. Odanın kapısı önünde durarak yavaşça kapıyı aralayıp içeri süzüldüler. Serminder elleri, ayakları, ağzı bantlı bitkin bir şekilde yatıyordu. Kapı aralanınca kafasını kaldırdı. Gözlerindeki panik ifadesi açıkça belli oluyordu. Ama ağzı bantlı olduğu için ses çıkaramadı. Bakışlarını odada gezdirerek kimin girdiğini anlamaya çalıştı ama başaramadı.


Görünmez olmayı başardıklarına inanan iki arkadaş koridora çıktılar ve nerede olduklarını anlamak için ilerlemeye başladılar. Burası daha önce kaldıkları beyaz gemiye hiç benzemiyordu. Koyu renkli karanlık bir gemiydi. Etrafta kimseler yoktu. Herkes uykuda olmalıydı. Geminin kumanda paneline doğru ilerlediler. Burası diğer yerlerden farklı olarak ışıklar içindeydi. Uyuklayan bir nöbetçi dışında burada da kimse yoktu.

Ledar ve Yandsir görünmez olmanın avantajlarını kullanarak odanın içini incelemeye başladılar. Ledar büyük ekrandan geminin rotasını çözmeye çalışıyordu.  Çok hafif bir sesle Yandsir'e fısıldadı. "Baksana şu gördüğün garip gezegene doğru gidiyoruz. Ben bu gezegen ile ilgili hiç bir şey bilmiyorum. Daha önce gördüğümü hatırlamıyorum."

"Yandsir bana mı diyorsun, dedi. Ben daha önce bu yaşadıklarımı hayal bile edemezdim."


"Bence görünmez olmanın avantajlarını kullanıp gideceğimiz yere ulaşmayı bekleyelim. O gezegenin durumuna göre hareket ederiz. Bu arada biz de geminin diğer yerlerini kolaçan edelim. Bakalım bizden başka kimler var?"


İkisi yavaşça dışarı çıktılar. Nöbetçi onların içeri girip çıktığını fark etmemişti bile. Birbirlerine gülümsediler. Ama tabi ikisi de bunu göremediler.


İki arkadaş, bilinmez bir gezegene doğru ilerlerken,  hayalet gibi koridorlarda süzülerek etrafı keşf etmeye çalışırken kendilerini bekleyen yeni maceraların neler olabileceğini düşünüyorlardı.


OTA #WATTYS2016 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin