Aşkın Hikayesi

64 7 1
                                    

Multimedia: Ota ve Ledar  aşkı hikayelere konu olacak kadar güzel sanki.....

Ledar sevdiği kızın peşinden giderken düşünüyordu. Böyle soğuk bir gecenin sabahında Ota ile karşılaştığı orman aklına gelmişti. O sabah Orman'a gitmemiş olsaydı karşılaşmayacaklardı. Hayat ne garip bazen bir yer bazen bir kişi bazen bir an bütün bir akışı değiştirebiliyor. Aniden, masallara, hikayelere konu olacak bir aşk hikayesinin kahramanı haline gelebiliyorsun.

O sabah her zamanki gibi Motofly'ı ile gezmeye çıkmıştı. Sabahın erken saatlerinde herkes uykuda iken dolaşmayı seviyordu. Hele canı sıkkınsa sabah dolaşmaları onu ferahlatan yegane şey haline geliyordu. Uzun süredir aklı, kafası, kalbi bomboş gibiydi. Rastladığı kızlar arasında aşık olduğunu düşündüğü kişiler elbette olmuştu ama bir süre sonra bir şekilde onlardan sıkılmış, farklı sebepler bulup uzaklaşmıştı.

Oysa Ota bambaşka bir kızdı. Onun yanındayken bütün sıkıntılar, sorunlar küçücük bir nokta gibi kalıyor, birlikteyken çözemeyecekleri hiç bir şey olmadığını hissediyordu.

Şimdi de bu garip gezegende, garip varlıklarla birlikte karanlığın içinde ilerliyorlardı ama Ledar bir şekilde bütün sorunları çözeceklerine emindi.

Ota neler düşündüğünü biliyormuş gibi yanına sokuldu ve fısıltılı bir sesle sordu.

"Nerelere daldın böyle, sesin soluğun çıkmıyor. Umarım kulübedekileri kurtarmak için güzel bir plan yapmışsındır."


Ledar o an aklından geçenleri Otaya açıklamayı çok isterdi ama şu an bunun yeri ve sırası değildi. Onun yerine gülümseyerek espiriler yapmaya başladı.

"Aaa lütfen sevgili Ota neden planları benim yapmamı bekliyorsun ki, ben bu konuda kadın-erkek eşitliğini savunurum her zaman. Benden hiç pozitif ayrımcılık falan bekleme. Planlar müşterek. Benim kafam nedense bu gezegendeki sıcak dolayısı ile yeterince çalışmıyor. Şöyle buz gibi bir limonata için neler vermezdim."

"Off ama Ledar, iyi misin? Şu içinde bulunduğumuz duruma bak, sen limonata diyorsun. Hayat sana limon verirse sözü mü aklına geldi?"

"Yok hayatın bana limon verdiğini düşünmüyorum, dedi Ledar içinden de ekledi, her ne kadar limon sarısı saçlı bir kıza gönül vermiş olsam da."

Goldia ikisinin konuşmalarını hiç karışmadan sessizce dinliyordu. "Sevgili kardeşim ve bu adamın arasında bir şeyler var" diye geçirdi içinden. "İyi ama Lazarus ne olacak, Ota ve o nişanlıydı."

Kulubenin arka tarafına geçtiklerinde Ledar bir an gördüğünün gerçek olup olmadığını düşündü. Orada bir motofly duruyordu. Kendi motofly'ına çok benziyordu. Koşarak yanına gitti, inceledi.O gibi ama değil gibi diye geçirdi içinden.

"Kızlar aklıma bir fikir geldi. Ben motofly'la aniden kulübenin kapısının önüne çıkarak gürültü yapayım. Siz de arka kapıdan girerek o karışıklıkta tutsakları kurtarmaya çalışın."

Goldia gülümsedi. "Bu iyi bir fikir gibi ama eksik. Sen gürültü yaptığın anda bu varlıklar seni yakalar. Onların ne kadar sinsi olduklarını tahmin bile edemezsin. Buna engel olmalıyız. Nhura'dan yardım isteyelim."

O sırada kendisinden söz edildiğini anlamış gibi Nhura aniden yanlarında belirdi.

"Benden ne istiyorsunuz, bakalım?"

Kısaca planlarını anlattılar. Nhura yine o eşsiz yeteneğini kullanarak zihinlerine mesajlar yolluyordu.


"Planın başarıya ulaşması için Ledar motofly'la kapıya geldiğinde ben bu bölgede kalarak onu koruyabilirim. Siz kızlar da arka taraftan içeri girersiniz."
Kızlar hemen planı uygulamaya  başladılar. Kulubenin arkasına geçerek içeri girecek bir kapı pencere olup olmadığını araştırmaya başladılar.

Ledar ise motofly'a binmiş önce sessiz moda alarak çok yavaş bir şekilde ön kapıya gelmişti. Nhura burada kendisini bekliyordu. Ledar aniden motoru devreye soktu. Ortalık korkunç bir gürültü ile sarsıldı. Kapı açıldı ve ışık varlıklar belirdi. Ledar'a doğru bir hamle yaparak onu yakalamaya çalıştılar. Ledar ise motofly ile son derece akrobatik hareketler yapıyor, kendisine kimsenin yaklaşmasına izin vermiyordu.

O sırada iki kız kardeş kulübenin arka tarafında içeri girmelerini sağlayacak küçük bir kapı bulmuşlardı. Goldia ustaca bir kaç hareket yaparak kapıyı açtı. Işık varlıklardan biri tutsakların başında kalmış, kapıya gitmemişti. Onları görünce yakalamak için yanlarına doğru geldi. Goldia gezegende bu varlıklarla bir çok defa karşılamıştı. Neler yapacağını çok iyi biliyordu. Işık varlığa doğru ilerledi. Gözlerinin ta içine baktı ve ona garip bir dilde emirler vermeye başladı. Ota kız kardeşinin bu dili nereden bildiğini düşündü. Garip, sert ama kendi içinde ahenkli bir dildi.

Işık varlık, Goldia'nın sözleri karşısında biran sendeledi. Sonra yavaşça yere oturarak ellerini başının üstüne koydu, gözlerini kapadı.

Goldia kardeşine döndü. "Haydi Ota, çabuk hareket etmeliyiz. Tutsakları çözelim." Ota ve Goldia tutsakları çözmeye çalışırken nedense bağlı olmayan Lazarus birden ayağa fırladı. Ota'ya sarıldı.

"Sevgilim, nihayet, nihayet gelebildiniz. Bizi kurtarmaya geleceğinizi biliyordum. Ota adamın elinden kurtulmak için bir kaç adım attı. Yüzünde hoşnutsuz bir ifade vardı. Lazarusun diğer tutsaklar gibi bağlı olmaması dikkatini çekmişti ama bu konuda soracağı soruya doğru dürüst bir cevap alamayacağının farkındaydı. Bu konuyu ertelemeye karar verdi. Onun yerine soğuk bir şekilde gülümsedi. "Elbette gelecektik, babam burada" dedi.

Adeta ona meydan okumuş, burada olmamızın seninle bir ilgisi yok demişti ama Lazarus anlamamış görünüyordu. Tutsakları çözdüler ve hızla dışarı çıktılar. Nhura ışık varlıkları etkisiz hale getirmeyi başarmıştı. O sırada yanlarına gelen Yandsir ellerini çırparak motofly'la adeta gösteri yapan Ledarı alkışlıyordu. Ledar onun yanına gelerek durdu, ve arkasına binmesi için yardım etti. ikisi daireler çizerek kulübenin etrafında adeta zafer turu yapmaya başladılar.

Fabius ve Argus minnettar bakışlarla kurtarıcılarına teşekkür ediyorlardı. Ota ise gözlerini motoflaydan dolayısı ile sevdiği adamdan alamıyordu.

"Onu tanıdığım gün yine böyle bir motoflyın üstündeydi. O gün hayatımın değişmeye başladığı günmüş. Bilmiyordum, bilemezdim. Şu an o motoflyın üstünde olmak ve onunla bilinmeze yol almak dışında hiç bir isteğim yok. Onunla kimsenin bilmediği bir hikayenin kahramanı olmak istiyorum."

İçinden geçenleri anlamış gibi Lazarus yanına yaklaşarak kolunu Otanın omuzuna attı. Ota sinirli bir şekilde adamın yanından ayrıldı ve sert bir ses tonu ile bir süredir içinde tuttuğu soruyu soruverdi.

"Eee söyle bakalım Lazarus, sen neden diğer tutuklular gibi bağlı değildin?"

OTA #WATTYS2016 Where stories live. Discover now