Bölüm 21- Soru

45 8 6
                                    

Merhaba canlar♡ Bu bölümden sonra biraz detaylara iniyoruz! Seviliyorsunuz x Keyifli okumalar dilerim.
Not: Birkaç gün önce macera kategorisinde #281 olmuşuz biliyorum ufak bir şey ama yine de teşekkür ederim

Merakla bana şarkımın bitip bitmediğini soran yöne döndüm. Bu kişi tahmin ettiğimin aksine Lion değildi. Hatta bu kişinin Lion ile en ufak bir alakası bile yoktu.

Tek kaşımı kaldırıp doğrulurken "Burada ne arıyorsun?" diye sordum. Şaşkınlığımdan memnun olduğunu belli eden bir gülümsemeyle bize en yakın duran polis memuruna baktı.

"Açın şunu."

Polis, dediğine hemen uyarak bulunduğum hücrenin kilidini açtı. Ayaklanıp beni oradan çıkaran Gizemli Adam'a baktım. Boyu benden uzun olduğundan başımı biraz geriye yatırmak zorunda kalınca kendimi ezik gibi hissettim.

Sanki yıllardır arkadaşmışız gibi elini omzuma koyduğunda kardeşi Hutch'a yaptığı gibi benim de omzumu sıkarak canımı acıtacağını sansam da güven verici hafif bir baskı dışında bir şey hissetmedim. Karakolun çıkışına yöneldiğimizde ise hızla Lion'u sordum.

Yamuk bir gülümseme takındı bu kez. "Bence sen onu bir süre unut." diyerek yanıtladığında silkinerek omzundaki elinden kurtulup karşısına geçtim. "Bu da ne demek oluyor? Onu neden hapse attılar? Ve onu neden bir süre unutacakmışım?" Sorularımı ardı ardına sıraladığımda Gizemli Adam'ın durumdan memnun olduğu belliydi. Yine de tüm bunları cevaplamak yerine tek bir cümle söylemekle yetindi. "Çok soru soruyorsun." Sonra da çıkışa yürümeye devam etti.

Birkaç adım sonra omzunun üzerinden bana baktı ve onu takip etmemi işaret etti. Başımı iki yana sallayarak onu reddettiğimde yürümeye devam etti. Memura dönüp Lion'u sorduğumda beni görmezden gelerek ardını dönüp yürüdü. Apartmana nasıl döneceğimi bilmediğimden ve memurlar benimle konuşmadığından tek çare Gizemli Adam'a doğru koştum. Koşmak kötü bir fikirdi.

Yanına yaklaştığımda durdu ve beni bekledi. "Fikrini değişmen güzel." dedi ve yürümeye devam etti. "Beni evime götüreceksin, değil mi?" diye sordum. Birilerine bağlı olmak berbat bir histi. Onaylamayan bir mırıltı çıkardığında durdum. "Önce yemek yiyeceğiz. Senin yüzünden yemeğim yarım kaldı." dedi. "Benim yüzümden mi? Sana gel beni kurtar dediğimi hatırlamıyorum. Yardımına ihtiyacım yok." diye karşı çıktığımda yanıtıyla beni bir kez daha şaşırttı.

"Biliyorum. Çünkü bunu Hutch istedi."

Göz devirip "Ah, Hutch ile görüşmemi istemeyen büyük kardeş beni kurtarmaya geldi çünkü bunu kardeşi mi istedi yani? Cidden buna inanmamı mı bekliyorsun?" dedim. "Bak çocuk. İster inan ister inanma. Seni ikna etmeye çalışmayacağım. Ayrıca gay değilim. Yani seni kendi yatak zevklerim için kurtarmadım. Aynı zamanda Hutch'ın küçük futbol arkadaşları da umurumda değil, ki buna sen de dahilsin. Ama sende beni ciddi anlamda şüpheye düşüren bir şeyler var." diye yanıtladığında konuyu değişmek adına "Gay olup olmadığınla ilgili şüpheler mi?" diye sordum. Burnundan güldü ve ilerlemeye devam etti. Gülümseyerek yürümeye devam ettim.

Pizzacıda otururken ona Lion'un neden orada kalacağını sordum. O ise bana Lion'un benim neyim olduğunu sordu. "Kardeşim." diye yanıtladım. "Bunca zamandır sana bir şey anlatmadı mı? Cinayet gibi bir şeyler? Veya hırsızlık?" dediğinde öne eğilip "Senin yaptığın şey mi?" diye sordum. O da öne eğildi ve alay ederce "Ben cinayet işlemedim." dedi. Göz ucuyla hızla etrafı tarayıp "Henüz." diye ekledi. Onu kast etmediğimi ve onu hırsızlık yaparken gördüğümü söyledim. Omuz silkip bunu herkesin bildiğini söylediğinde onu sabaha yakın para dolu spor çantasıyla gördüğümü söyledim ve o anda yalan söylediğimi fark ettim. O çantada para olup olmadığını bilmiyordum ama gazeteye bankanın yeniden soyulduğu haberi çıkınca şüphelenmiştim. "Seni başka nasıl hapisten çıkardım sanıyorsun? Kefaletini öpücükle ödediğimi mi düşündün?" dediğinde sırıttım. "Lanet olsun! Hayır. Gay değilim. Öyle sırıtmayı kes." dediğinde ellerimi "Ben bir şey demedim." derce kaldırdım.

Pizzaları yeyip apartmanımın önüne vardığımızda bana bir telefon uzattı. Elinden alıp baktığımda bunun benim telefonum olduğunu anladım. "Bunu şimdi mi veriyorsun?" diye alay ettiğimde ani bir mod değişimine girerek "Çok konuşma." deyip dondurucu bakış atarak ardını döndü ve ilerledi. O gözden kaybolmaya başladığında Hutch yanıma geldi. "Hey! Sen tamam mısın?" diye sorduğunda gülümseyerek "Şey, ağabeyim hapiste, benden bir şeyler gizliyor ve az önce hapisten çıktım. Evet, iyiyim." diye alay etmeme rağmen beni duymazdan gelerek "O sana zarar verdi mi?" diye sordu eliyle arkasını işaret edip. Gizemli Adam'ı soruyordu. "Hayır." dediğimde şaşkınlıktan gözleri kocaman açıldı.

"Adı ne onun?" diye sorduğumda etrafı gözleriyle hızla taradı ve bana başka bir soru sordu.

"Evinizde atıştırmalık ve video oyunu var mı?"

MEVKUFWhere stories live. Discover now