Bölüm 4- Yalancı!

120 11 6
                                    

İyi okumalar canlar! Seviliyorsunuz x

Hepimiz Arron'un yalan makinesini tuttuğu loş odada duruyorduk. Felix şaşkınca bir bana bir makineye bakıyordu. Lion ise gururlu bir gülümsemeye teslim etmişti yüzünü. Biz iki kız ise birbirimize sırıtmakla yetiniyorduk. Sonunda dayanamayıp boğazını temizledi ve sandalyeyi işaret ederek "Otur. Sakinleş ayrıca." dedi Arron. Felix ise uysal bir kedi gibi kuyruğunu bacakları arasına kıstırıp sandalyeye yerleşti. Lion ile ben, diğer ikisinin hazırlanışını izlemeye koyulduk.

Lion büyük ihtimalle böyle bir yere geleceğimi veya bu tür bir önlem alacağımı düşünmemişti. Belki de sadece anlaşma imzalatacağımı sanmıştı. Ama hayır. O kadar aptal değildim. Bu yüzden değil mi kardeşimin bana Kurt demesi? Gerçi bunu demesinin bir diğer yanı kurtlara resmen aşık olmam. Onlar o kadar özgür, o kadar itaat düşmanı, o kadar cesurlar ki... Bu gerçekten hoşuma gidiyor. Hatta bir ara rüyalarıma bile giriyorlardı. Rüyamda bir kurtla dosttum o zamanlar. Hemen her gece benzer rüya görürdüm ama paranoyakça geleceğinden dolayı bunu kimseyle paylaşmazdım. Diğer insanlar kitap veya film karakterlerine aşık olurken ben kurtlara aşık olmuştum. Ki ben bu halimden gayet memnunum.

Hazırlıklar tamamlanınca Arron bana başparmağı ile işaret yaptı. Yanına yaklaştığımda Felix, sadece sorduğum soruları yanıtlayacağı konusunda arkadaşımın yaptığı konuşmadan dolayı ikna olmuşa benziyordu. Arron makineyi çalıştırdı ve ilk birkaç soruyu sordum.

"Benden başka birine çalışıyor musun? Veya benden başka birine bir anlaşma imzaladın mı?"

Başını iki yana sallarken "Hayır. Kimsenin adamı değilim. Sadece küçük bir restoranda garsonluk yapıp cep harçlığı çıkarmaya çalışıyorum hepsi bu." dedi. Kalp atışlarının çizildiği kağıda baktıktan sonra yeniden yüzüme baktı. "Benden bu parayı aldıktan sonra bana sadık kalacak mısın yoksa parayı alıp topuklayacak mısın? Kısacası beni kandırmak aklından geçti mi?" sorularını sordum bu kez. "Bana miktarı ilk yazdığın an düşündüm. Sadece bir anlığına. Sonra beni rahatlıkla öldürtebileceğin aklıma geldi. Bu sebeple kandırmaktan vazgeçtim." dediğinde Arron ona koca bir tokat attı. Ardından tükürürce "Yalancı! Doğruyu söyle!" dedi.

Panikleyen Felix'in kalp atışları hızlanınca "Peki! Peki! Buraya girmeden de parayı alıp kaçmayı düşünmüştüm, tamam!" diye itiraf etti. Arron onaylarca mırıldandığında bir soru daha sordum. Yediği tokat onu akıllandırmış olsa gerek hemen doğruyu söyledi. Lion bir anda bir soru sorduğunda Felix yutkundu. "Restoranın adı, patronunun adı ve Mia ile gerçekten barda tanışıp tanışmadığını da bilmek istiyorum." demişti. Baktık ki yanıt vermiyor Arron yumruklarını sıkarak ona yaklaştı. "Barda tanıştık." dedi tereddütlü sesiyle. Odada yankılanan sese -yumruk sesine- rağmen kimse ürpermedi. Lion "Yalan söylüyorsun!" diye bağırdı.

Felix doğruları söylemeye başladığında sinirle yumruklarımı sıktım. O da Jeff'in adamıydı işte ve aramıza sızmak için bir restoranda çalıştırıp birkaç gün beni takip etmişti. Bu yüzden garson olduğunu söylediğinde teknik olarak yalan söylemiyordu. Barda filan tanışmamıştık. Ben bara gitmiş ve içmiştim, bu doğru. Fakat kimseyle içmemiştim. Barmenle sohbet ederek içmiş sonra da uslu uslu evime dönmüştüm. Tamam, buna ben bile inanmadım. Barda kavgaya sebep olduktan sonra eve kaçmıştım. Ama konumuz bu değil, geç.

Lion bana izin isterce baktığında başımı bir kez yukarı aşağı salladım. Dudaklarının sağ kısmı iddialı bir şekilde havaya kalkınca Arron da olayı fark etti. "Ah, hayır. Makinemin yanında olmaz. Dükkanımın arkasında halledin şu işi." deyip kollarını göğsünün altında çaprazladı. Mecburen yukarı çıktık ve Arron odayı kilitlerken; Lion, yalancı pisliği sürükleyerek dükkanın arkasına götürdü. Sesler kulaklarımı doldursa bile umursamadım. "Yarın boş musun?" diye sordum anahtarları cebine tıkıştırmasını izlerken. "Üzgünüm güzelim. Birkaç müşteri randevu aldı. Dükkan son zamanlarda iyi işlemeye başladı. Bir düzene girmek üzere. Fakat ondan sonraki gün boşum." dedi. "Peki. Bir yere gidip bir şeyler içelim. Sana uyar mı?" sorusunu sordum bu kez. Göz kırptığında aynı anda konuştuk.

MEVKUFWhere stories live. Discover now