Bölüm 5- Gözyaşı

109 12 2
                                    

Seviliyorsunuz canlar! Keyifli okumalar dilerim ♡

Karşımda duran erkeğe şaşkınlıkla baktım. Ellerim titreye titreye silahımı indirdim ve kapının yanındaki neredeyse omzuma kadar gelen çekmeceli dolabın üzerine koydum. Kendi bedeni yanında küçük kalan vücudumu kolları arasına aldığında gülümseyerek bende aynısını yaptım. "Küçük Kurt biraz destek ister diye düşündüm." dedi kuzenim Jay. Bir süre daha ona sıkıca sarılmış olsam da sonradan aklıma gelen şey ile irkilerek sarılmayı kestim. "Buraya geldiğine göre..." Devamını getiremedim. Gerçekten ciddi bir durum söz konusu olmalıydı ki buraya kadar gelmişti. Felix'ten öğrendiğim kadarıyla çok sevdiği eşi olan Monica öldürüldükten sonra dünyanın diğer ucuna gitmişti. Artık o da ne kadar doğruysa?

İç çekip odama girdi ve kapıyı ardından kapattı. Odadaki iki adet tekli koltuğa oturduk. Bir süre anlatmak istemiyor gibi yüzüme baksa da onu durduracak herhangi bir şey söylemedim. Bazı bilgileri güvenilir bir kaynaktan almam lazımdı, oradan buradan değil. Bu sebeple onu konuşmaya teşvik edecek bir cümle sarf etmek üzere ağzımı açtım. Fakat o benden önce davranarak "Mia, seni çok sevdiğimi biliyorsun. Sen benim hayatımdaki tek kadınsın. Yaklaşık 1 yıldır." dedi. Cesaretlendirici bir gülümsemeyle yüzüne baktım. "Monica bir yıl kadar önce öldürüldü. Bunu bilmiyordun sanırım..." Sözünü kesip "Biliyordum. Biri söyledi." dedim.

Şaşırsa da sadece bir kaşını kaldırmakla yetindi. Ardından boğazını temizleyip "Her neyse. Bugün sabah olunca kardeşin Trey beni aradı. Gusstavo ve Jeffrey'nin yeniden iş başına geçtiklerini, ayrıca sana musallat olduklarını da belirtti. Ben bir hatayı bir kez yaparım, kuzen. Yaptığım hata ile oldukça değer verdiğim bir kadını kaybettim. Bu kez ondan çok daha değerli birini kaybedemem. Ne pahasına olursa olsun buraya geldim. Seni belki çok fazla koruyacak, belki seni sıkacağım fakat bu gerekli olduğu için böyle. Aklıma gelmişken sorayım. Gusstavo hakkında bilgin var mı?" dedi. Başımı onaylarca salladım. "Bu iyi bir şey. Yani düşmanlarını tanıman. Ben... Bir şeyler düşündüm. Sana Siyah Ayna'yı nasıl yönetebileceğinde dahil birkaç ders vermek istiyorum. Her an her şeyin olabileceği bir hayat sürüyoruz. Ne sen normalsin ne Trey ne ben ne de yaşadığımız hayatlar." diye devam etti.

"Ben orayı yönetip ne yapacağım ki?" sorusunu sordum. Başını iki yana sallayıp "Orası büyük bir para kaynağı, Mia. Hemen herkes orayı istiyor. Yasal veya değil. Bu yüzden günden güne düşman kazanıyor. Düşmanların artması bizim esas istediğimiz şey. Çünkü hiçbiri aklını çalıştırıp tüm düşmanları bir araya getirip birlik olarak saldırmayı düşünmüyor. Ondan dolayı birbirlerini katlederek kendi düşmanlarını da ortadan kaldırıyorlar. Fakat Guss ve Jeff zekiymişler. Mason -kiralık katil- ise onların büyük bir yardımcısı. Yani Siyah Ayna için gözünü kırpmadan öldürebilecek 3 kişi ile karşı karşıyayız. Biliyorum, bir bar için neden bu kadar kıyamet kopardığımızı merak ediyorsun. Orası sadece bir bar değil Mia. Orası ayrı bir dünya." dedi.

Abarttığını düşündüm. Ne kadar ileri gidebilirlerdi ki? Bir mekan -veya ayrı bir dünya ya da her neyse işte- için binlerce kişi öldürülmezdi ki. "Orada yasal olmayan her şey dönüyor. Hatta değil koskoca ülke, dünyanın farklı farklı birçok yerindeki gayri yasal yerlerin merkezi burası. Buradan gerek Almanya'daki silah kaçakçılığını, gerek Çin'deki uyuşturucu satıcılığını, gerek İtalya'daki kiralık katilleri ve daha aklına gelebilecek birçok yeri kontrol edebiliyoruz. Bu oldukça büyük bir sorumluluk ve zeka ister. Herkesin başarabileceği bir şey değil. Her olasılığı düşünülerek hareket edilen bir satranç oyunu gibi. Ya doğru hamleyi yaparsın ya da rakibinin zevkle 'Şah mat!' diye bağırışını izlersin." diye açıkladı.

Yutkunduğumda iddialı bir şekilde gülümsedi. Bu bar görünümlü yerin bu kadar ileriye gidebileceğini hiç düşünmemiştim. Bende aynen Felix gibi uyuşturucu ve kadınlarla ilgili olacağını hatta belki de silah sattığını filan düşünmüştüm. Bu derece önemli bir yere ben yıllardır giriyordum fakat asla bu tür konuşmalara tanık olmamıştım. Evet, saf salak biri değilim ama ciddi anlamda hayatımın oldukça aksiyonlu olacağını da pek sanmamıştım. Anlaşılan benim polisle olan oyunum ve birkaç kez kaçırılma olaylarım sadece minik aksiyonlardan başka bir şey değildi. Yani benimkiler bir nevi ortaokula yeni başlamış birinin dersten ilk kaçışı gibi bir şeydi.

MEVKUFМесто, где живут истории. Откройте их для себя