♣34♧

4.4K 156 8
                                    

Multimedia: Beren

Lenalar'ın gittiği yer gerçekten var ama bilerek gerçek ismini yazmadım. Yazarsam bir şeyler çok belli olacaktı, bunu göze alamadım. Bende kurgusal olsun diye 'Leber' ismini buldum. Lena&Beren arkadaşlığının ilk hecelerini alarak yaratıcı kişiliğimi konuşturdum(!) Umarım seversiniz, ben Leber'i gerçek isminden daha çok sevdim çünkü.

34. Bölüm

‘‘Gerekli kıyafetler tamam. Okuma kitabım tamam. Diş fırçası, tarak, şarj aleti gibi
özel eşyalarım da tamam.’’

Dolabımın önünde dururken unuttuğum bir şeyin olup olmadığını hatırlamaya çalışıyordum.

‘‘Hiçbir şey unutmadın mükemmeliyetçi.’’

Birden Çınar'ın sesini duyunca gözlerimi dolaptan ayırıp ona çevirdim ve gülümsedim. Odamın kapısının önünde dikiliyordu. ‘‘Gelsene.’’ deyip, onu içeriye davet edince önünde birleştirmiş olduğu kollarını çözüp yanıma geldi.

‘‘Bir şeyler unutmuş gibi hissediyorum.’’ dedim alnımı kaşıyarak.

Çınar, elimde duran fazla
kırışmış olan listeyi eline aldıktan sonra gözlerini
kısarak listeme baktı. Beyaz kağıdın üzerindeki mürekkep dağılmıştı, bazı yerler zar zor okunuyordu. ‘‘Dünden beri şu ufak listeyi yalayıp yuttun.Baksana, hepsinin üzerini çizmişsin Lena. Demek ki ihtiyacın olabilecek her şeyi
almışsın.’’

‘‘Ya atladığım bir şey varsa?’’

‘‘Pek sanmıyorum kontrol
manyağı.’’ dedikten sonra gülümsedi. İçim rahat etmese
bile ayıp olmasın diye
gülümsedim. ‘‘Neyse. Beni boşver. Sen bavulunu
hazırladın mı?’’ Kafasını salladıktan sonra yatağıma oturdu. ‘‘İki bavulum vardı buraya gelirken. Küçük olanı Leber'e götüreceğim. Büyük olansa otobüslerimize yerleştirilecek.’’

Pazar günü gideceklerini hatırlayınca suratımı astım. Üstelik tam da ona yeni yeni ısınmaya başlamıştım. Onun gitmesini istemiyordum
çünkü onunla güzel bir dostluğumun olduğunu düşünüyordum. Aynı evde kalmamız işi kolaylaştırıyordu çünkü her an beraberdik ve her şeyi anında anlatabiliyordum. Bazı şeyleri Beren'den bile daha önce öğrenebiliyordu bu yüzden.

‘‘Çınar? Beni unutmazsın,
değil mi?’’

Benden böyle bir şey
beklemediğini mimikleri ile açıkça belirttikten sonra dudaklarını yukarı kıvırdı. Yatağımdaki yerini iyice sağlamlaştırıp ‘‘Yoksa beni
özler misin?’’ diye sordu.

‘‘Sorumu cevapla, lütfen.’’

‘‘Elbette ki seni hep
hatırlayacağım Lena. Hem unuttun mu, yazın Eskişehir'e geleceksiniz sizde.’’

‘‘İçimde kötü bir his var.’’

‘‘O zaman içindeki sesin canı cehenneme. On dakika içinde çıkmak zorundayız.’’

Çınar bacaklarını yatağımdan sarkıttıktan sonra ayaklandı ve hızla odamdan ayrıldı. Bende son bir kontrol yaptıktan sonra, bavulumu ev kapısına kadar getirdim. Annem bizi okula bırakmak için bekliyordu. Çınar'la birlikte ufak bavullarımızı arabanın bagajına taşıdık. Annem de zaman geçmeden koltuğuna kuruldu ve fazla uzun sürmeyecek olan okul yolculuğumuz başladı.

Okula geldiğimizde bahçe İngilizce projesindeki öğrencilerle doluydu. Annem okulun otoparkına arabasını park edince bavullarımızı aldık. Annemle vedalaştıktan sonra sıramı Çınar'a savdım.

‘‘Seninle tanışmak çok güzeldi Çınar oğlum. Yazın ailenle de gelmeni isteriz.’’

Çınar annemin elini sıktıktan sonra onu kucakladı. ‘‘Sizinle tanışmak da çok güzeldi Nermin Hanım. Her şey için teşekkür ederim. Beni evinize kabul edip ağırladığınız, harika bir şekilde beslediğiniz için çok teşekkür ederim.’’

Sen Her ŞeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin