♣28♧

4.5K 179 29
                                    

Multimedia: Lena

-28-

Miraç'ı uğurladıktan
sonra kapıyı kapattım
ve odama gittim. Kendimi yatağıma bıraktığımda, istemeden gözlerimi
kapattım ve kendimce gülümsedim. Nedenini bilmiyordum ama aptal
aptal sırıtıyordum. Tahmin ettiğim kadar kötü bir yemek olmamıştı. Hatta Miraç ile babamın arasında sorun çıkmaması beni en çok mutlu eden şey olmuştu. Abilerimi siktir edecektim.

Yatağımda hafifçe
doğrulduktan sonra yanımdaki komodinin üzerinde duran telefonuma saldırdım. Olanları hemen Beren'e aktarmak için arayacaktım ki onunla hala barışmadığımız aklıma geldi. Derin bir nefes alırken isteksizce nefesimi verdim. Beren'den başka bir arkadaşım yoktu ki benim.

Aslında vardı.

Yatağıma ellerimi
koyup ayaklarımı sarkıttan
sonra beyazımsı renkteki dolabımın başına geldim. Çekmeceli bölümün kilidini anahtar yardımıyla açtıktan sonra siyak kapaklı defterimi elime aldım. Çalışma masamın üzerinde duran kalemlerden birini de aldıktan sonra tekrardan yatağıma kuruldum.

Uzun zamandır
yazmadığımı fark ettim. Bu demek oluyor ki hayatımda
kötü şeyler olmuyor, ya da iyi şeyler de olmuyor. Belki de oluyordur ama yazmaya üşeniyorumdur... Ama bugün sana anlatmak istediğim şey iki durumu da kapsıyor.

Sevdiğim çocuğu evime davet etmemle başladı her şey. Miraç'tan akşam yemeği için evime gelmesini istemiştim ve ısrarlarım sonucunda beni kırmamıştı. Miraç'ın bize geleceğini bilmeyen anneme ise bu, sürpriz olmuştu. Babam ve abilerimin geleceğini bilmeyen ben ise onları karşımda gördüğümde büyük bir sürprizle karşı karşıya kalmıştım. Bu duruma tepki bile veremezken hayatımda en çok sevdiğim ve değer verdiğim dört erkeği aynı masaya oturtmuş ve sonucunda anlaşmalarını ummaktan başka bir şey yapamamıştım. Elimden ne gelirdi ki? 

Neyseki umduğum oldu
da babamla Miraç çok iyi anlaştılar. Çağın abim de
Miraç'a karşı o kadar soğuk olmamıştı ama Batın abim tam bir faciaydı. Fazla korumacı ve sahiplenici bir yapısı vardı ve bunu göstermekten hiç çekinmiyordu. Bu abicilik oyununu ben çocukken de oynasaydı belki ben hiç dışlanmamış bir çocuk olarak büyürdüm. Benden büyüklerin oyunlarına katılabilir,
geçirmiş olduğum çocukluktan daha iyisini geçirebilirdim. Belki de.

Yemek yerken Miraç'ı bir dövmediği kalmıştı Batın'ın ancak, bunu ağzından çıkan
her kelimesiyle de yapmıştı. Sanırım Miraç'a olan bu katı tutumu onun, benim sevgililik anlamındaki erkek arkadaşım sanmasıydı. Tamam. Miraç, benim erkek arkadaşımdı ama o anlamda değildi. Ah... Bu çok karışık.

Bu kadar güzel bir
olayı, anlatacak kimsemin olmadığını varsayarsam... Berbattan öte bir durumdu. Beren'le hala barışmamıştık çünkü.

‘‘Lena!’’

Bir anda kapımın
hızla açılmasıyla yerimde sıçradım ve hızla defterimi kapatıp yastığımın altına sakladım.

‘‘E-Efendim abi?’’

Gözlerini kısarak bana bakmaya başladığı zaman bana doğru yürüdü. ‘‘Ne sakladın sen yastığının altına?’’

‘‘Hiçbir şey.’’ Sesimin
kendinden emin ve tok bir şekilde çıkmasını dilemiştim ancak titremişti.

‘‘Ne sakladın dedim!’’

‘‘Batın, Sen önce bir sakin
ol. Sonra konuşalım.’’

‘‘Sakinim ben!’’ diye
bağırdıktan sonra aramızdaki mesafeyi kapattı ve elini yastığıma götürdü. Bende çığlığımı bastım. ‘‘Baba! Baba! Koş!’’

Sen Her ŞeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin