♣23♧

4.2K 186 2
                                    

(Multimedia: Miraç.
Bölüm Parçası: Birdy-Shelter. Sanırım daha önce de kullanmış olabilirim, hatırlamıyorum ama güzel şarkıdır.)

Geçen hafta bölüm
ekleyemedim evet, ancak yazamayacağım kadar özel bir işle meşguldüm. Kızmayın bana. Zaten beni bilen bilir, geciktirmeyi sevmiyorum. Bölümü tamamlayınca da yarını beklemeden paylaşayım
dedim. :)

-23-

Kalbimin bazen düzenli ritminden sıyrıldığı olurdu.
Buna verilebilecek en iyi örneğimse kesinlikle Miraç olurdu. Çünkü ne zaman onu görsem, onun hakkında bir şeyler duysam, konuşsam kalbimin bana ihanet etmesi an meselesi oluyordu. Kalp ritmim artıyordu. Karnıma saplanmış olan bir şeyin olduğunu hissediyordum. Heyecanlanıyordum. İçimin içime sığmadı anlar işte bu zaman gerçekleşiyordu.

Ancak şuan durum bundan
biraz farklıydı.

Ortalıkta Miraç yoktu. Ne onu görmüştüm, ne de bana
kalbimin heyecanlanacağı
tarzda bir şeyler söylememişti. İngilizce projesini yaptığımız zamanda olduğu gibi. Bugün okula gelmemişti zaten beyfendi. Neyse Lena, konu şuan bu değil.

Günümde kalbimin düzenli ritminden sıyrılacağı şey hiç olmamıştı. Miraçtan bahsetmiyorum. Bugün okulda yoktu. Ancak kalbim düzenli ritminde değildi.
Korkuyordum.
Olacaklardan korkuyordum. Yiğit'in Berenle konuşup konuşmayacağı hakkında
tahmin yürütemiyordum. En azından bugün hakkında. Bugünü atlatabilirsem çoğu şeyi atlatabilirdim. Sanırım.

Bir hata yapmıştım.

Beren beni affedebilir miydi, merak konusuydu. Hatamın sonucunda bu şekilde bir bedel ödeyeceğimi tahmin
edemezdim ki. Ama bunu başlarda düşünsemde çıkar için yapmamıştım. Zaten çift şeklindeki randevular
sayesinde Miraç'la ufak konuşmalar... Tamam. Benim açımdan ufak olmayan konuşmalar, yalnız kalmalar yaşamıştım. O ufak şeylerle bile mutlu olmuştum zaten. Onunla eş olmasanda olurdu Lena!

Neyse konu şuan kendime kızmam da değildi.

Başlarda Miraç ile proje eşi olmak istesemde kesinlikle bu çıkar ile kabul etmemiştim. Yiğit'in durumunu gerçekten fark ettiğimde üzülmüştüm. İçimden bir şeyler kopmuştu sanki onu dinlediğimde. Onda kendimi görmüştüm. Beren'i hiç koşulsuz seviyordu ve ona yardım etmek istemiştim. O da yardımların karşılığı olarak
bana yardım etmek istemişti ve ben bunu kabul etmiştim. Maalesef.

Kabul etmiştim.

Yiğit şuan sinirliydi. Bunda benim payım yüzde yüze yakın bir orandaydı. Benim
yüzümden umutlanmıştı çocuk. Zaten Beren'e sırılsıklam aşıktı. Daha da umut vermiştim. Sonrasında Beren ve Bertuğ'un ilişkilerini söylemiştim ve yıkıldığını gözlerimle görmüştüm. Sözümü tutamadığım gerçeği de
üzerine tuzu biberi olunca her şey boka sarmıştı. Sinirliydi şuan. Gözü dönmüştü. Bana olan sinirinden dolayı Beren'e anlatırken dikkatli anlatmayabilirdi. Beren çıkar için anlaşmayı kabul ettiğimi sanardı. Onun yerine Miraç'ı tercih ettiğimi, hatta onu sattığımı bile düşünebilirdi ki ben düşünürdüm!

Ama Beren anlayışlıydı. Sadece bana karşı değil, her şeye, herkese anlayışlı
davranmak için çabalardı.

Babam yerine Miraç'ı tercih ettiğim gün neler yaşadığımı o biliyordu. O gün tamamen berbat hissetmiştim ve bana destek olmuştu. Belki bu aklına gelirdi. Umarım gelirdi ki
birinin yerine birini koymayı ya da tercih yapmayı sevmediğimi hatırlardı.

Sıçtın Lena. Sıçtın, sıvadın. Bataklıktasın ve hareket
ettikçe, kurtulmak için çabaladıkça daha da
batıyorsun. Daha da aşağılara batmadan, Yiğit bir saçmalık yapmadan, gidip her şeyi kendin açıkla. Yoksa en yakın ve tek arkadaşını kaybedeceksin.

Sen Her ŞeyOù les histoires vivent. Découvrez maintenant