" Ömerle buluşmaya gidiyordur, baksana şu heyecana." diyen babamda merdivenlerden inip yanımıza geldiğinde tam oldu.

" O çocuğu elimden kaçırayım deme Sırma." diyerek uyaran bakışlarını üzerime yollayan babamla gözlerimi devirdim ve dışarıya yöneldim.

" Bu arada Sırma." deyip beni durduran annem yanıma gelip tişörtümün ucunu tuttu ve her zaman ki küçümseyen bakışlarıyla konuştu.

" Bu üzerindekilerle Ömeri elinde tutamazsın, bunlar ancak senin sabahladığın barlarda ki serserilerde işe yarar. Ki o da bir gecelik." dediğinde kaşlarım çatıldı.

" Ne demek istiyorsun sen?" dediğimde elini üstümden çekti ve eteğini düzeltip tekrar konuştu.

" Diyorum ki bu şekilde davranarak hiç bir yere varamazsın, çünkü onun gibiler sürtüklerden hoşlanmaz. Hoş seninle ne işi var daha anlamış değilim ama biraz daha düzgün davranırsan senden hevesini alması biraz daha uzun sürer." dedikten sonra arkasını dönüp gitti.

Bense orada öylece kaldım. Ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi bilmeden öylece durdum orada. Herkes her şey tamam da... Benimle ilgilenmez hatta sevmez tamam da... Yıllarca bir kez olsun arkasını dönüp ne halde olduğuma bakmadı tamam da... Yine de o benim annem! Beni o doğurdu!

" Sırma hanım, Sırma hanım iyi misiniz?" diyen Mediha hanıma baktığımda endişeyle bana bakıyordu. Gözümden damlayan bir damla yaşı hızla sildim.

" İyim, bir şeyim yok." deyip kapıya yöneldim.

Arabama binmek üzereyken başıma giren müthiş bir ağrıyla öylece kaldım. Bir kaç saniyenin ardından ağrı dinmeyince en azından ağrı kesici alabileceğimi düşünerek eve girdim ve mutfağa yöneldim. Tam mutfağın kapısına geldiğimde duyduğum seslerle durakladım.

" Ne oldu yine abla? Neye kızdın?" diyen kızı Mediha hanım cevapladı.

" Daha ne olsun, az kaldı delirtecekler kızı! Kim bilir yine ne dediler de bu hale geldi Sırma hanım." dediğinde kaşlarım havaya kalktı. Bu evde beni düşünen birileri mi varmış?

" Aman abla boş ver, yakında oda Can bey gibi kaçıp kurtulur. Hem bakarsın şu bahsettiğin Ömer beyle evlenir."

" Ay İnşallah kızım, bir tanısan öyle iyi bir çocuk ki Ömer bey evladım."

Bazen en ummadığınız insanlar size destek olabiliyormuş. Çünkü ben Mediha hanıma karşı da diğer çalışanlara karşı da hiç bir zaman dikkatli davranmadım. Onlara karşı hep kabaydım, hep emredici, hep ezici. Sonuçta onlar bizim emrimizde çalışan insanlardı. Ama bir kez olsun şu mutfağa girmeyi aklıma getirseydim, belki de daha yaşanılabilir bir hayatım olurdu. Derin bir nefes alıp mutfağa girdiğimde bakışlar bana dönerken Mediha hanım ayağa kalktı.

" Bir şey mi unuttunuz Sırma hanım?" dediğinde başımı iki yana salladım.

" Biraz başım ağrıyor da ağrı kesici var mı?" dediğimde başını salladı. Biraz sonra elinde ki suyu ve ağrı kesiyi uzatırken endişeyle sordu.

" Bu aralar başınız çok ağrıyor, bir sorun mu var?" dediğinde başımı iki yana salladım ve ilacı içip boş bardağı geri uzattım.

" Teşekkürler." dediğimde şaşkın yüzleri arkamda bırakıp mutfaktan çıktım. Sanırım ilk defa onlara teşekkür ettim. Bu aralar gerçekten başım çok ağrıyor. Sanırım içkiyi bıraktığım için olan bir şey. 

Otele vardığımda resepsiyonda ki erkek görevliye Ömeri görmek istediğimi söyleyince kısa bir telefon konuşması yapıp tekrar bana döndü.

" Böyle buyurun." deyip bana yol gösterdi.

Hayat Seninle GüzelWhere stories live. Discover now