27. Bölüm

31.5K 2K 180
                                    

- İYİ OKUMALAR-

SIRMA

O partiden sonra tam üç gün geçti ve ben hala Ömere ulaşmaya çalışıyorum. O geceden sonra hiç bir şekilde konuşamadım onunla. Telefonlarımı açmaması bir yana evine gittiğimde kapıyı bile açmadı. Hatta otele gittiğimde beni Ömer değilde İskender karşıladı ve Ömerle şimdilik görüşmememin daha iyi olacağını söyleyip beni geri yolladı. 

Zil sesiyle başımı kaldırdığımda Selim hoca öğretmen masasında ki kitabını alıp bana baktı ve başıyla beni dışarı çağırdı. Kalkıp onun arkasından sınıftan çıktım ve hemen yanında yürümeye başladım. Öğretmenler odasına girdiğimizde hiç kimse olmadığı için rahatladım. Kendisi geniş masanın etrafında ki sandalyelerden birine otururken bana hemen yanında ki sandalyeyi işaret etti.

" Gel, otur Sırma." Gidip oturduğumda konuşmaya başladı.

" Bu kez Ömeri gerçekten sinirlendirmişsin Sırma." dediğinde onu onaylamak için başımı salladım.

" Özür dilemek için uğraşıyorum ama kendisine ulaşmamı engelliyor." dediğimde gülümsedi.

" Çünkü hala çok sinirli ve bu sinirle seni kırmak istemiyor. İster inan ister inanma Ömer sinirlendiğinde gerçekten çok kırıcıdır. Öyle anlarda dilinin kemiği olmaz ve karşısında ki insanı nasıl kıracağını da çok iyi bilir. Bunu bizzat yaşadığım için biliyorum. Sonrasında çok pişman olsa da bunu yapar. O yüzden şu anda senden uzak durmak istiyorsa bırak uzak dursun. Zamanı geldiğinde o gelip seninle konuşacaktır. Eğer bitirmeye karar verecek olsa bile, öylece arkasını dönüp gitmez. Mutlaka seninle konuşur." dediğinde yine başımı salladım.

" Peki düşünüyor mu?" diye sorarken gözlerimin dolmasını engelleyemedim.

" Açıkçası bununla ilgili net bir bilgim yok. Benimle bu konu hakkında hiç bir şey konuşmuyor ama belki İskenderle konuşmuştur. Yine de Ömerin böyle bir karar alacağını sanmıyorum, bu kadar kolay vazgeçmez o. Dediğim gibi sinirinin geçmesini bekliyor." dedikten sonra ayaklandım.

" Başka bir şey yoksa çıkabilir miyim hocam?" dediğimde başını salladı.

" Tabi." dediğinde oradan çıktım. 

Son dersten sonra okuldan çıkarken bir kez daha Ömeri aradım ama meşgule atılan 300 küsur telefonumdan biri oldu. Yavaş adımlarla yürürken bir yanıma Ali diğer yanıma Kerem geldi ve benimle yürümeye başladılar. Arabama yöneldiğimde arabanın yanında bekleyen Mert ve Ozanla kaşlarım çatıldı. Okul üniformaları yoktu üstlerinde. Yanlarına vardığımızda Ali önüme geçip konuştu.

" Ne istiyorsunuz?" dediğinde Mert ellerini havaya kaldırarak konuştu.

" Sakin ol koca oğlan, Sırmadan ufak bir şey öğrenmemiz gerekiyor." dediğinde bu kez Kerem konuştu.

" Sizin Sırmayla konuşacağınız hiç bir şey olamaz. Olay çıkmasın, gidin buradan." dediğinde Ozan bir adım öne çıkıp bana baktı.

" Ömerin ev adresini verir misin Sırma?" dediğinde Ali kocaman bir kahkaha attı.

" Siz salak mısınız? Ya da biz mi öyle görünüyoruz? Ömerin ev adresini aldığınızda hiç iyi şeyler olmayacağını herkes biliyor." dediğinde Ozan bu kez ona baktı.

" Bakın bilmediğiniz şeyler var. Ömer bizim arkadaşımız ve biz onu birazcık tanıyorsak şimdi köşesine çekilmiş sessiz sakin sinirinin geçmesini ve olayların durulmasını bekliyordur. Ama bu kez biz de onunla beklemeliyiz." dedikten sonra bana döndü.

" Onlar bilmiyor ama Ömer bizden mutlaka bahsetmiştir, senin bildiğine eminim. Biz Ömerin arkadaşıyız ve bu arkadaşlığı korumak için çok uğraştık. Hiç beklemediğimiz bir anda, hiç beklemediğimiz bir şekilde Ömer vazgeçti ama biz vazgeçmedik, vazgeçemedik. Şimdi onun yanında olmamız gerekiyor, bu son şansımız Sırma, lütfen." dediğinde ona ve hemen arkasında ki Merte baktım.

Hayat Seninle GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin