22. Bölüm

36.9K 2K 172
                                    

BÖLÜMDE GEÇEN ŞARKI KİMLER GELMİŞ ( NAZAN ÖNCEL& MANUŞ BABA)

-İYİ OKUMALAR- 

SIRMA

Ömer kısa bir an ne diyeceğini bilemez halde bana baktı. Bir şey söylemek için ağzını açtı ama sonra geri kapattı. En sonunda uzanıp yüzümü ellerinin arasına aldı ve beni kendine çekti. Alnını alnıma dayarken derin bir nefes aldı.

" Sen var ya benim şu dünyada gördüğüm en güzel ve en masum şeysin." dediğinde nedense hiç üstüme alınmadım.

" Ben mi?" diye sorduğumda gülümsedi.

" Evet, sen. Çok masumsun, çok güzelsin ve sadece benimsin." dedikten sonra alnıma uzun sayılabilecek bir öpücük kondurdu. Bunun üzerine yüzümde istemsiz bir gülümseme oluştu. Geri çekilip tekrar yüzüme baktığında kaşları çatıldı.

" Şu haline bak ya, bir daha katiyen kavga istemiyorum." derken yüzümde yeni yeni sızlamaya başlayan bir yarama dokundu. Ama şu anda o yaralarla pek ilgilenmediğim için Ömerin beline sarılıp başımı göğsüne yasladım.

" Sana bir şey söylemezlerse bende kavga etmem." dediğimde bir eliyle belimi sararken diğer eliyle yüzümü yüzüne çevirdi ve alnıma küçük bir öpücük kondurdu.

" Sana bir şey diyemiyorum ben artık. Hadi gel de, şu yaralarını temizleyelim mikrop kapmadan." dedikten sonra elimi tuttu ve kapıya yöneldi. Bu sırada bize bakan ve fısır fısır konuşan onca insanın içinde düşmanca bakan bir çift göz ilgimi çekti. Aras, Ömere öldürecek gibi bakıyordu. Daha ilginç olansa Mert ve Ozanın bıyık altından gülümsüyor oluşlarıydı.

" Hazır elim değmişken Arası da benzeteyim mi? Sana çok pis bakıyor." derken yüzümde var olan gülümseme bir anda kızıl ejderhanın ortaya çıkmasıyla donup kaldı. Şaka yapmıştım sadece! Arabanın kapısını açıp oturmamı bekledi. Oturduğumda hala aynı sinirle bana bakıyordu. Bir elini arabanın kapısına dayayıp üzerime eğildi ve sinirle konuştu.

" Eğer Arasın on metre yakınına bile yaklaşırsan, hiç tanımadığın bir Ömerle karşılaşırsın! Hatta on metreyi bırak onun olduğu ortamlara mecbur olmadığın müddetçe girmeyeceksin bile! Anladın mı?" dediğinde bunun gerçek bir uyarı olduğunu fark ettim. Az önce ki ' kavga etmek yok' ricaydı galiba.

" Şakaydı sadece, güleriz diye. "dediğimde derin bir nefes daha aldı.

" Şakanın ne olduğunu biliyorum Sırma, söylediğim şeyi anladın mı !?" diye hırladığında başımı salladım. Aras = tehlikeli madde, yaklaşmak yok.

Benim başımı sallamamla üzerindeki ceketi ve kravatı çıkarıp arka koltuğa attı. Sonra da arabanın bagajını açıp küçük bir çanta getirdi ve önümde diz çöküp çantayı açtı. Çantadan bir şeyler çıkarırken bana baktı.

" Torpido gözünde küçük bir su şişesi olacak verir misin?" dediğinde başımı sallayıp şişeyi verdim. Çantadan çıkardığı şişeyi görünce gözlerimi kıstım.

" Ne yapacaksın onları?" dediğimde alay eder gibi baktı.

" Şunu içip kafayı bulacağım," derken elindeki şişeyi gösteriyordu." Bunu da meze yaparım diye düşünüyordum." derken de pamuğu işaret etti.

" Ne yapabilirim Sırma, yüzün mahvolmuş. Yüzünü temizleyeceğim." dedikten sonra pamuğa biraz su döküp yüzümde ki yaraları sildi önce. Daha sonra da şişede ki renksiz sıvıdan döktü ve yüzüme yaklaştırdı. Onun bu hareketiyle geriye kaçtığımda kaşları çatıldı.

Hayat Seninle GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin