13.Bölüm

37.4K 2K 110
                                    

- İYİ OKUMALAR-

ÖMER 

Üç gündür İstanbuldayım ve galiba seni özledim. Hayatıma öyle bir sızdın ki Sırma, sana kızamıyorum bile. Senin okuduğun okula gelene kadar sadece bir kez karşılaştık ama buna rağmen seni çevrende ki herkesten daha iyi tanıyorum. Belki de bu yüzden bu kadar çabuk alıştım sana. Belki de bu yüzden uzaklaştıramadım seni kendimden.

Sebebini bilmiyorum ve çok da önemli değil artık. Şu anda önemli olan tek şey seni özlemiş olmam. Gözlerimin seni arıyor olması, kulaklarımın o güzel sesini arıyor olması önemli olan. Ciğerlerimi dolduran çiçeksi kokunu arıyor oluşum önemli olan. Ve daha da önemlisi bu özlemin sebebi. İşte bu benim için asıl mesele bunun benimle değil de kalbimle alakalı bir durum olması. 

Ve sana itiraf edeyim korkuyorum. Korktuğum şey senin tek bir cümlenle senin için savaşlar çıkarabileceğini fark ettiğim içimde ki bu adam. Korktuğum şey bu adamın yine senin bir iki cümlenle tüm savaşlarından vazgeçebilmesi. Korktuğum şey içimde ki adamın bana senin hakkında söylediği şey, tam bitti dediğim yerde her şeyin daha yeni başladığı ve seni bir kez daha bana öyle masumca bakarken bırakamayacağım...

" Ömer bey masa hazır, yemek için sizi bekliyorlar." diyen Nurayın sesiyle defteri kapattım ve çekmeceye koydum.

" Tamam iniyorum şimdi. Neşeye uğradın mı?"

" Uğradım ama inmeyeceğini söyledi." dediğinde derin bir nefes aldım.

" Sen annemlere bir şey söyleme birazdan ineriz biz." dediğimde başını salladı ve kapıyı çekip çıktı.

İstanbula geleli üç gün oldu. Geldiğimden beri Neşeyle uğraşıyorum. Ne odasından çıkıyor ne de adam gibi biriyle konuşuyor. Bunun daha çok ilgi çektiğini ve ne babamın ne de annemin bu işin ardını bırakmayacağını söylesem de kar etmiyor. Yerimden kalkıp Neşenin odasının önüne gittim ve kapıyı çalıp içeriye girdim.

" Melek gerçekten bir şey yemeyeceğim." diyen Neşe yorganın altından konuşmuştu. Gidip sinirle o yorganı üstünden çektim ve yere bıraktım.

" Ya ne yapıyorsun, ya?" diye bağırırken çok sevdiği siyah uzun saçlarını geriye atmıştı.

" Hemen kalkıp yemeğe iniyorsun Neşe?" dediğimde omuz silkti.

" Sen in, ben inmeyeceğim."

" Bunu ikinci bir kez tekrar etmeyeceğim Neşe, hemen kalk."

" Yemeyeceğim ben ya git başımdan!" diye çıkıştığında son kozumu oynadım.

" Eğer hemen o yataktan kalkıp hayata geri dönmezsen, bu beni bu odada son görüşün olur." dediğimde ciddiyetimi tartarcasına bana baktı ve ciddi olduğumu gördü.

" Ama canımın içi..."

" Ben söyleyeceğimi söyledim, iki dakikan var sadece." deyip arkamı döndüm ve odadan çıktım. Tamam yaşadığı kolay bir şey değil ama bir şekilde  bunun üstesinden gelmeli.

Aşağı inip yemek masasına yöneldiğimde bahçe kapısından giren büyük dedemi görünce onun yanına gidip elini öptüm. Bir haftadır eski bir dostunun yanındaydı yeni gelmiş.

" Nasılsın dedem?" derken koluna girmiş masaya gelmesine yardımcı oluyordum.

" Rabbime şükürler olsun, eyum. Sen nasulsun, işler nasul gidey?"

" Şükürler olsun dedem, çok iyi gidiyor."

" Eyu, eyu Allah eyuluk versun." derken dedem sandalyeye oturmuştu.

Hayat Seninle GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin