15.Bölüm

42.2K 2.4K 228
                                    

 - İYİ OKUMALAR-

SIRMA

Sabah uyandığımda Ömeri koala gibi sarmıştım. Başım göğsünde kollarımla belini sarmışken, onun bir eli belimde diğeri başının altındaydı. Rüyasında her ne görüyorsa dudaklarında küçücük bir tebessüm belirdi ve ağzından fısıltı gibi bir isim çıktı.

" Menekşe'm." Menekşeyi anladık da o sonda ki iyelik eki ne ya! Ben dalmış Menekşenin kim olduğunu düşünürken birden dışarıdan gelen köpek sesiyle irkildim ve yerimden sıçrayıp küçük bir çığlık attığımda Ömerde sıçrayarak uyandı.

" Ne! Ne oluyor?!" diyerek etrafına bakındığında onu böyle uyandırdığım için suçlulukla yere baktım." Sırma ne oluyor iyi misin? Kabus mu gördün yine?" dediğinde başımı iki yana salladım.

" Şey, ben... Köpekler birden havlayınca...korktum." derken son kelimeyi duyduğundan şüpheliydim. Başım hala yerdeyken Ömer çenemden tutup başımı kaldırarak ona bakmamı sağladı ve konuştu.

" Korkma, bizim köpeklerimiz onlar." dedikten sonra kısa bir an durup devam etti. " Hadi kalkıp giyin, kahvaltımızı edip alışverişe çıkalım. Sonra da biraz gezeriz." dediğinde alnıma değen sıcak dudaklarıyla söylediklerini bir süre kavrayamadım. O kalkıp odadan çıktığında ancak söylediklerini idrak edebilmiştim. Sonra aklıma Ömerin rüyasında gördüğü kız geldi. Menekşe, kim acaba? Eski sevgilisi falan olabilir mi acaba?

O çıktıktan sonra elimi yüzümü yıkayıp dün akşam odama bırakılan beyaz elbiseyi giydim. Elbise üzerime tam olmuştu, sanırım bu kıyafetler Neşenin olmalı çünkü onunla aynı bedeni giydiğimizi Ömerde kaldığım 2 günde fark etmiştim. Odadan çıktığımda Melekte Neşenin odasından çıkmış Emir Alinin odasına giriyordu.

" Uyandın mı abiciğim? Kahvaltı hazır sizi bekliyoruz." deyip tam kapıyı çekecekken vazgeçip tekrar konuştu. " Gelirken şu huysuz şirineyi de getir olur mu?" dedikten sonra kapıyı çekip bana döndü. 

" Aaa, uyanmışsın. Ben de seni uyandırmaya geliyordum." derken onun yanına varmıştım. " Günaydın, hadi kahvaltıya inelim." 

Aşağı indiğimizde Emir Ali ve Neşe dışında ki herkes masadaydı. Herkese günaydın dedikten sonra gidip Ömerin yanında ki boş yere oturdum. Biraz sonra Emir Ali ve Neşe de inince kahvaltıya başladık. Uzun masa bugüne kadar gördüğüm en büyük yemek masalarından biriydi. Aile kalabalık olduğu için bu normaldi sanırım. Demir amca masanın bir başında otururken Serhat amca tam karşısında diğer başta oturuyordu. Eşleriyse hemen yanı başlarındaydı. Herkes neşeyle kahvaltısını yaparken İrem teyze evin en küçüğü olan 12 yaşında ki Şuleye bakarak konuştu.

" Sütünü iç Şule, onu içmeden okula gidemezsin."

" İçiyorum İrem anne." diyen Şule abisinin kıvırcık saçlarının aksine dümdüz siyah saçlara sahipti. Önünde ki kâkülleri zaten şirin olan kızı daha da güzelleştirmişti. Şule sütünü içmeye başladığında bu kez Afşine döndü İrem teyze.

" O yumurta yenecek, Afşin Sancaktar. Duydun mu beni?" dediğinde Afşin yüzünü buruşturup derin bir iç çekti ve hiç bir şey söylemedi. Şuleyi anladım da Afşin benden bir yaş küçük ama annesi hala onun yediklerine karışıyor ve o da annesine karşı gelmiyor, ilginç.

Bu sırada Ömerle Afşinin bakışmaları ilgimi çekti. Afşin eliyle yumurtayı gösterdiğinde Ömer başını olumlu anlamda salladı. İkisi de yumurtalarını dilimlediler ve Ömer yumurtasını yerken Afşin onun tabağına yenilerini bırakmaya başladı. Böylece masadakilere çaktırmadan bütün yumurtaları Ömer yemiş oldu. Ben onların bu haline gülümserken Demir amca konuştu.

Hayat Seninle GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin