1. Bölüm

6K 206 36
                                    

Merhaba benim biricik ejderha okuyucularım. Sizi cook özledim. Aşağıda sürprizimi göreceksiniz. Size özel bir video çektim. Neyse Perşembe ikinci bir bolum daha var ama onu ancak akşam atabilirim. Bu da ikinci sürprizim. Umarım bölümü beğenirsiniz. Hoşçakalın. Videoyu izlemeyi, yorum yapmayı ve bire vermeyi unutmayın lütfen!!!! Fesatli günler dilerim 😈😈😈😈.

Not; Keşke şarkıyı gerçekten Miray söylese ama değil malesef. Neyse. Belki ben söyler ve yuklerim. Belki ama. Neyse. Size iyi okumalar tekrar.

Mert

Bedenim mi ağrıyordu? Neydi bu acı? Yoktu ki o yanımda. O yoktu. Kalbim buna alışamıyordu. Alışmamalıydı da. Onsuz olmak ne kadar zor olsa da dayanmalıydım ve uyandığında burada olmalıydım. Ama o yoktu işte. Yoktu o. Onsuzdum. Kalpsizdim. Ruhsuzdum. Beni, içimde gittikçe büyüyen bir yumru ile başbaşa bırakmıştı.

Kalbim ağrıyordu. İçimde kocaman bir boşluk vardı. Bu boşluk aynı yumru gibi gittikçe büyüyor ve bedenimi ele geçiriyordu. Keşke olan bana olsaydı. Onun yerinde ben olsaydım. Beni ölü olarak gördüğü zaman ne hissettiğini anlamıştım. O ölmemiş olabilir ama ölü gibi. Ve bu bana acı veriyor. Onu görmek ama ona dokunamamak. Ona bakmak ama gülüşünü görememek. İşte en acısı buydu. Bedeni burada olsa da o yok. Boşluk her dakika daha çok büyüyor ve beni ele geçiriyordu. Hissizdim.

Yavaşça oturduğum yerden gökyüzüne baktım. Elimde onun yüzükleri vardı. Kalbim yavaş atıyordu. Nasıl olmuş bu? Nasıl olmuştu? Nasıl izin verebilmiştim buna? Onu kendi ellerimle göndermiştim. İçimdeki sıkıntıya güvenmemiştim. Keşke dinleseydim sıkıntımı, keşke izin vermeseydim gitmesine. Keşke daha çok izleseydim onu. Keşke daha çok sevseydim onu...

Elimi sıkmak istiyordum ama yapamazdım. Elimde onun yüzükleri vardı. Yavaşça gözlerimi açıp elimdeki yüzüklere baktım. Onlara zarar vermemeliydim. Onlar onun için önemliydi. Benim için de önemliydi. Birisi nişan yüzüğümüz, diğeri ise ona çizdiğim ve yaptırdığım özel yüzüğüydü. Usulca yüzükleri okşadım.

Biliyordum ki uyandığında ilk sorduğu şey yüzükleri olacaktı. Ben de onları hazır tutmak zorundaydım. Yoksa bana çok kızardı ruhum. Bir süre yüzükleri izledim. Sonra yüzüklerin üstüne bir damla düştü ama umurumda olmadı. Zaten benim hiçbir şey umurumda değildi ki. O yoktu sonuçta. Ruhum yoktu. Kalbim yoktu. Yaşamam için bir sebep yoktu. Ölmeliydim belki de.

Evet ölmeliydim ama o hala yaşıyordu sadece ruhen yoktu. Ya uyanırsa ve ben burada olmazsam çok kötü olurdu. Önce beni bulur, sonra da bunu bana bir güzel (!) ödetir. O uyandığında burada olmak için ölmemeliydim.

O uyuduğundan ve uyanmadığından beri kaç gün olmuştu gerçekten? İki gün mü olmuştu? Yoksa bir asır mi?
İçimdeki acı artarken gözlerimi kapattım ve acımı unutmaya çalıştım. İçimdeki acı gözlerimi kapattığımda artıyordu. Çünkü o vardı gözlerimin önünde. Bana gülümseyerek bakan Miray.

Tam iki gündür normal durmaya çalışıyordum. İçim acıyordu. Normal mi duruyordum gerçekten? Yapabiliyor muydum bu rolü? Yoksa ölü gibi miydim? Tek yaptığım kaçmaktı. Resmen karımdan... bir dakika durun nefes almam lazım. Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Gözlerimi kapatır kapatmaz Miray geldi gözlerimin önüne yine. Derin bir nefes aldım. Sanırım devam edebilirdim. Resmen karımdan, ruhumdan kaçıyorum.

O tam tamına iki gündür yoktu. Onun sesini, nefesini hissedemiyordum. O yok olmuştu sanki. Hayır durun. Yok olmamıştı. Buradaydı ama yoktu. Sanki bedenim durmuştu. Durmuştu dünya. O yoktu ki. Kalbim yoktu. Ruhum yoktu. Gündüzler artık geceydi. Geceler ise gece kalmıştı, sadece daha da kararmıştı. Karanlığa gömülmüştü her şey. Bedenim ve kalbim de buna dahildi. Her şey siyahtı artık.

Ejderha Kız 3; Kehanetin İzleri #Wattys2016Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz