-11.BÖLÜM-

1.3K 83 17
                                    

"Sen ciddisin?" diyerek saskinca bana bakan Miraca gözlerimi devirmekle yetindim. "Tabi ki ciddiyim Miraç. Ama nasıl olacak?"

Elindeki çay bardağını sehpaya koydu. Meryem sultan da dikkatle bizi dinliyordu. "Biliyorsun ben pek anlamam. Ama Cenk bu işleri iyi biliyor. Onunla konusuruz"

Basımı sallayıp onu onayladım. "Ah kuzuma " diyerek beni kollarının arsına aldı Meryem sultan. "Üniversite okumak istermiş. Aferin kızım oku tabi."

Geçen yıl kardeslerimin yalvarması üzerine gitmedigim üniversiteye bu yıl aptal bir adamı gıcık etmek için gidecektim. Böyle de mal bir kişiliğim var.

Alper'in dün ettiği o laflardan sonra dusunmus üniversiteyi okumaya karar vermiştim. Geç değildi sonuçta. Daha 19 yaşındayım. Sabah hemen Miraç'ın yanına gelmiştim.

"Aksam bara gelsenize" dediginde Miraç, kaldığım dusuncelerimden ayrıldım. "Bilmem ki " diye mırıldandım. Alper gelmek istemeyebilirdi. "Sorun Alper ise ben konuşurum onunla" omuz silktim "kendin bilirsin" diyerek gulumsedim. O da gülümsüyordu.

Elindeki pisti kâğıtlarını ortada duran sehpaya attı ve kafasıyla işaret etti "hadi bi el oynayalım" basımı salladım. Uzun zamandır oynamıyordum. Paslanmış mıyım acaba?

-

"Unutmuşum ben bunu oynamayı" diyerek isyan ettim. Uç kere oynadık, üçünde de o yendi ya. "Alper beyle uğraşayım derken" diyerek imali bir bakış attı. Cevap vermedim.

"Hadi çocuklar yemek hazır" diyerek bizi masaya çağırdı Meryem sultan. Miraç kafama yavaşça vurarak yanından geçti. "Evli barklı kızsın bundan sonra yemekler senden" dediginde güldüm "ölmek istersen neden olmasın" o da gülüyordu.

Berbat yemek yapardım. Bir keresinde Miraç'ı yaptığım yemekle zehirlemişliğim var. O zaman nasıl korkmuştum birşey olacak diye.

Aksam yemeğini yedikten sonra Alperi aradım ama telefonu açmamıştı. Neredeydi acaba? Herhalde toplantısı vardı. Üzerime siyah deri ceketimi giydim "Miraç ben gidiyorum akşam barda gorusuruz" diyerek Miraca bağırdım ve Meryem sultana sarılarak evden çıktım.

Eve geldiğimde Alperin hala eve gelmediğini gordum. Neden bu kadar geç kalmıştı? Miraca sordugumda bara gitmeyi kabul ettiğini söylemişti. Neyse bunları umursamamaya çalışarak odama çıktım ve ne giyecegime karar vermeye başladım.

Üzerime dizimin iki karış üzerinde bordo geniş bir etek ve üzerine salaş beyaz bir tişört giydim. Ayağıma da siyah dolgu topuk geçirdim. Ama Alper hala yok.

Yarım saat saçlarımı düzleştirmek ile uğraştım. Makyajımı yaptım. Ama Alperden hala ses yok. Merak etmeye başlamıştım. Neredeydi bu adam?!

Telefonun çalmasıyla "Kardeşimm" yazısını gorunce açtım.

"Efendim Miraç?"

Arkadan yüksek müzik sesleri geliyordu. Sanırım bara gelmişti. "Kızım nerdesin sen? Alper geldi senin bir işinin olduğunu geleceğini söyledi. Sen hala yoksun!" diye bağırdığında şaşkınlıkla ağzın aralandı. Cevap olarak agzımdan sadece "ha?" çıkmıştı.

Neden böyle bir ibnelik yapmıştı? Ya ben ne yapmıştım da beni yarı yolda bırakıyordu bu mal?

"Ya Miraç ben evdeydim. Cenke söylesene beni alsın. Taksi bulamam bu saatte. "

"Birsey yok değil mi? İyi sin?"

O görmese de basımı salladım. Gözlerimin dolmasına izin vermemeliyim. "İyiyim. Barda gorusuruz" diyerek telefonu kapadım. Bunu ona çok pis ödeteceğim. Lanet olsun! Resmen ekti lan beni!

Kalp Kırıkları (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin