-6.BÖLÜM-

1.4K 117 12
                                    

_Miraç_

Sabahtan beri otelde maç izliyordum. Sıkıntıdan patlamak üzereydi. Elimdeki sigaradan bir duman daha çektim. Can sıkıntısı sigaraya sebep işte.

Aslında iyiydi burada. Babaanne dırdırı, kız kardeşin sınırını bozması. Hiç biri yoktu. Kafam rahattı. Yalnız iki gün sonra İstanbul'a geri döneceğim. O zaman işler yine başlayacak.

"Ben çıkıyorum, biraz kızlarla takilayım"

Cenk e yastık fırlattım "işin gücün piçlik lan!" diye arkasından bağırdım. Gulumsedi "kızlar bana dayanamıyor kardeşim, neyse Didem'im gelirse selam söyle, özledim Küçüğümü"

'Yav He He ' der gibi kafamı salladım. Geri zekalı bi de seninle mi ugrasacagim?!

Dünden beri bulutta olmayınca yalnız kalmıştım lan resmen. Mert domuzuyla zaten işim yoktu. Pezevenk! Nasıl da kötüleşmişti bi tanecik kardeşimi!

Telefonum çalmaya başlayınca heyecanla elime aldım. Allahım arayan belki güzel bir insandır, belki sevdiğim kızdır. Hadi lan benim sevdiğim kız yok ki.

"Alo" diyerek telefonu açtım.

"Miraç, Didem senin yanında mi?" Alperin sesi telaşlıydı. Saat sabahın onuydu. Niye beni arıyor bu mal?

"Mal mısın oğlum? Karının benim yanımda ne işi var?" diyerek dalga gectim onunla. Kesin o Zeyno denen kızla bir yere gitmişlerdir. Bu Alper de mal zaten.

"Kavga ettik, evden çekti gitti. Telefonu da açmıyor. Bak seni dinler o, abisisin sonuçta" diye gevelemeye başlayınca sinirle bağırdım.

"Ne demek kavga ettik lan? Ne diye kızın arkasından gitmedin?! Kapat lan kapat" diyerek telefonu kapadım ve Didem'i aradım.

Telefon bir kaç dakika açılmasa da sonra açtı.

"Alo kardeşim nerdesin sen?!" diye sordugumda bir sure ses gelmedi. "Hadi Didem nerdesin? Şöyle abine" diye şefkatle konusunca adresi bana verdi. Hemen ayagima ayakkabıları mı geçirdim ve otelden çıktım.

Kesin sınır kriziydi.

Daha önceleri sık sık geçirirdi.

Ama uzun zamandır olmamıştı.

Ulan Alper!

Adrese geldiğimde taksinin durmasını istedim. Malum burada yasamadigim için arabayı getirmemiştim. Etrafıma bakılırken banklardan birinde masumca oturan Didem i gordum. Arabanın beklemesini söyleyerek Didem'in yanına koştum.

Hiç sesini cikarmiyordu. Yanına oturdum "iyimisin kardeşim?" cevap vermedi, aglamisti, bunu gözlerinin kizarmasindan anlamıştım. Şuan zangir zangir titriyordu. Kolundan tuttum ve nazikce onu ayağa kaldırdım. Burada durmasına ne gerek vardı?

Onu otele getirdim ve yatağa yatırdım. Uyusa, biraz dinlenir kendine gelirdi. Zaten yatağa yattında direkt gözlerini kapadı. Ne yapmıştı bu it kardeşime? Kolay kolay sinirlenen, sınır krizi geçiren biri değildi ki o?!

Didem benim kardeşim. Onu kimseye değişmem. Yıllar önce annem kız kardeşimi doğururken ölünce, kardeşim de yaşamamıştı. Sonra hem annenin hem de kardeşimin gidişinin ardından toparlanmam çok uzun sürdü.

Kardeşim. Didem'im.

O bana yardımcı oldu. Onun hakkını odeyemem. Onun bir abiye ihtiyacı vardı benimde kız kardeşe. Bu yüzden kan kardeş olmuştuk biz. Kanımızı karıştırmıştık. İleride " kan bağınız bile yok " demesinler diye.

O dinleninceye kadar yapabildiğim tek yemeği yaptım kardeşime.

Makarna!

Gerçekten şah eser gibi olmuştu. İnanın bana!

Kalp Kırıkları (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin