28.Bölüm:Eylem¿?

25.9K 1.3K 65
                                    

   Multimedya:Minik kızımız

    21 Yıl Önce

    Bir baba eşini ve çocuklarını hiçbir zaman yanından ayırmak istemezdi. Ama o mecburdu. Çocuğu için, canından kıymetlisi için onu yanından ayırmalıydı. Bu onun içini parçalasada buna mecburdu. Eğer onu yanından uzaklaştırmazsa düşmanları kıymetlisini öldürecekti. Bu zamana kadar herkesten sakladığı biricik kızı...

   Karısının ağzından bir hıçkırık koptu. Birbirlerinin canını acıtasıya birbirlerine sarıldılar. Gökyüzüde sanki acılarını anlamıştı ve onlarla birlikte ağlıyordu. Önce zifiri karanlıkta bir mor bir ışık parladı ardından gökgürültüsü hıçkırıklarına karıştı. Karısına daha sıkı sarıldı adam. Sonra birden karısı onu ittirip hızla kendinden ayrıldı.

   "Kızımı bırakmam. Onu bir başına bırakamam.

   Kadın dayanamıyordu. Kızını öylece yurda bırakmak istemiyordu. Onun okula başlamasını, ilk karnesini, ilk erkek arkadaşını, ergenliğini, asiliğini... Her şeyini görmek her şeyinde yanında olmak istiyordu. Koca ise kızlarını bırakmaktan söz ediyordu yoksa kızları öldürülecekti. Kadın hırsla komidinin üzerindeki vazoyu alıp fırlattı. Vazo parçalara ayrılırken adam hızla ayağa kalkıp karısının ellerinden tuttu. Karısının saçlarını okşayıp onu yatağa oturttu.

   "Aşkım lütfen bunu yapmak zorundayız. Kızımızın hayatı için buna mecburuz.

   Ufak bir hıçkırık sesiyle ikilinin kafaları sesin sahibine, minik kızlarına dönmüştü. Kapı eşiğindeki ufak kızları oyuncak ayısına sımsıkı sarılmıştı ve korktuğu her halinden belliydi. Adam hemen karısından ayrıldı. Kolları açıp kızını kollarının arasına çağırdı.
  
   "Bebeğim neden ağlıyordun. Gel buraya.

    Ufak kız babasının sıcak kollarıyla sarmalanırken ağlamaya devam etti. Babasının saçını okşaması onu rahatlatsada ailesininüzgün görmek onu ağlatmıştı.

   "Siz ağlıyorsunuz diye ağladım.

    Bu sefer annede kollarını kızına dolarken aile son kez birbirine kenetlenmişti. Kızlarından ne kadar ayrılmak istemeselerde buna mecburdular. Anne şevkatle kızının saçlarına öpücükler kondurdu.

  "Neden uyumamış bakalım benim aşkım?

   "Ben kabus gördüm. Siz arıyordum ama bulamadım. Ben tek başımaydım ve çok korktum.

   Anne ve baba bu sözlerle titremişlerdi. Çünkü bu geceden sonra kızları hep tek olacaktı ve geceleri kabus gördüğünde kimse onu sakinleştiremeyecekti. Kızlarına daha sıkı sarılırlarken sadece kabus olduğunu mırıldandılar. İkili kızlarını aralarına aldılar ve gece boyu gözlerinin kırpmadan onu izlediler. Ona son kez bakıp akıllarına kazımak istediler. Annenin göz yaşları süzülmeye devam ederken baba söz verdi.

   "Sana söz veriyorum onu geri getirecem. Eylem'imize bir gün kavuşacaz.

   Günümüz
  
   Sıfır noktası. Benim için hayat şuandan itibaren sadece sıfır noktasından ibaretti. Kendimi koca bir boşlukta hissediyordum ve sıfır noktası benim için her şeyin yeni bir başlangıcı olacaktı. Bu.kaçıncı yeni başlangıç demek istemiyordum çünkü bende sayısını bir süreden sonra saymayı bıraktım. Kalbimdeki acı geçmiş miydi? Hayır. Ama elbette bir gün geçecekti. Ben güçlüydüm, bu zamana kadar her şeyi kaldırdım bunu da başarırdım. Ben kaybetmeyi küçük bir çocukken öğrenmiştim. Kabuslarımın üstesinden tek başıma gelmiştim.

    İğrenç koku burnuma dolmaya başladığında suratımı buruşturdum. Bu kokudan nefret ederdim ve koku şuandaki ağrılarımı bastırmıştı. Göz kapaklarımı açmaya çalışıyordum fakat başarısızlıkla sonuçlanıyordu. Parmak ucumu hareket ettirmeyi denediğimdeyse ellerime kenetlenen eller hissettim. Büyük ve güçlü eller... Gözlerimi açıp elin sahibine bakmak istesemde bunu başaramıyordum. Sanki tüm bedenim taşa çevrilmişti. Acı bile bir uyuşturucu misaliydi. Aynı elleri saçlarımda hissetmeye başlayınca ürpermiştim. Bir yanlışlık vardı.

Asi Koruma (Tamamlandı)Where stories live. Discover now