19.Bölüm:Fön Rüzgarları

32.5K 1.4K 103
                                    

Multimedya:Toygar

   Şimdi hayal etmeye başlayalım. Evinizde bahar temizliği yapmaktasınız ve yorgunluktan pestiliniz çıkmış. Bir yandan  süpürgeyle etrafın pisliğini alırken bir yandan kiri, tozu alıyorsunuz. Belinizin ağrısıyla iki büklüm olmuş ve başınız dönmekte... Tam hemen önünüzdeki pislikleri süpürmek için uzanıyorsunuz ve o an kafanızı açık unuttuğunuz pencereye gömüyorsunuz. Anlınızdaki şiddetli zonklamayla kalakalıyorsunuz. İşte şuandaki baş ağrım bunun iki misli olabilir. Gözlerimi açmadan elimi anlıma götürdüm ve ovaladım. Tanrım gerçekten berbat bir gece geçirmiştim. En kötüsü de her zamankinin aksine bu sefer tüm olanları noktası, virgülüne kadar hatırlıyordum. Keşke elimde sihirli bir değnek olsaydı da hafızamı sıfırlasaydım. Dün geceden görüntüler zihnime dolmaya başlarken baş ağrım daha dayanılmaz bir hale girmişti.

   Yumuşacık bir yatak ve yastıkta olmama rağmen tüm vücudum dayaktan çıkmışcasına sızlıyordu. Bana iyi gelecek şey iyi bir duştu fakat bu yataktan beni kaldırabilecek bir güç yoktu. Birden anlımda hissettiğim bana ait olmayan parmaklarla gözlerimi cin çarpmışcasına açtım. Toygar parmaklarını anlımda gezdiriyordu ve yüz kasları ifadesiz bir şekilde duruyordu. Gözlerini sadece yaptığı işe odaklamıştı. Parmakları anlımda gezindikçe rahatlamaya başlıyordum. Bu gerçektende iyi gelmişti. Gözlerimi kapatmadan onu inceledim. Üzerinde yeni, rahat kıyafetler vardı. Altında koyu lacivert kot pantolonu, üzerindeyse siyah kapşonlu ceket ve içinde aynı renk ince kazak vardı. Aklıma takılan kısım bu kıyafetleri nerden bulmuştu.

    "Bu kadar tembellik yeter sıra sende.

   Toygar parmaklarını anlımdan hızla çekti ve hafif bulunduğu yerden kayarak sırt üstü uzandı. Gözleri muziplikle parlıyordu. Dün geceden bahsetmeden birbirimize masaj yapmaya devam edecek gibiydik. Açıkcası bu benim işime gelirdi. Yattığım yerde gerilip eklemlerimi bir nebze olsa rahatladım. Yattığım yerden kalkıp oturur pozisyonda Toygar'ın geniş omuzlarına ellerimi indirdim. Elim altındaki sert kaslarına masaj yapmaya başlamıştım ve anında elimin altında rahatlayan kasları hissedebiliyordum.
Parmaklarım omuzlarından kürek kemiğine yol alırken içinde bulunduğumuz yakınlıktan rahatsızlık duymamama sinir olmuştum. Tanrım şuan resmen bjr sürtük gibi düşmanım, rakibim, en önemlisi patronumla aynı yataktaydım. Bide benim hakkımda kötü düşünmesine sinir oluyordum. Eee adam tabi öyle düşünecek. Şuanda içjnde bulunduğum durum öyle düşünmesi için benim onun eline verdiğim sebepti.

   Dalmış bir vaziyette masajımı bitirdim ve ellerimi sırtından çektim. Kafamı eğip Toygar'ın suratına baktım ve o da benim gibi uzaklara dalmış bir haldeydi. Gözlerini benim gözlerime dikti.

   "Toygar ben gerçekten dün için çok özür dilerim.

   Toygar'ın zifiri gözleri, zifiri gözlerimde dağılırken sesim oldukça zayıf çıkmıştı. Ses tonuma içimden küfürler savurmaya başlamıştım.

   "Dün için özür dileyecek bir şey yapmadın Asi. O hale gelemene ben sebp oldum. Çok fazla içmene izin vermemeliydim. Hem dün oraya niçin gittiğimizi unutma! Senin başarın içindi.

    Toygar'la kavga etmeden, birbirimize hiç bir küfür savurmadan, iğneleyici tek bir kelime olmadan konuşmak zihnime sert darbelerle iniyordu. Her geçen dakika bu adama ısınıyor ve ona ihanet edememe gerçeğiyle yüzleşiyordum.

    "Diğer odaya ne oldu?

    "Diğer oda senin odandı. Sabah görevliler halletmiş olmalı.

   Toygar'da yattığı yerden dikleşip sırtını yatak başlığına yasladı ve karşıklı yatakta oturmaya başladık. Gözlerimle odayı taradım. Dünkü sersemliğim yüzünden dikkatimi çekmeyen fakat şuanda fazlasıyla ilgimi çeken geniş, harika ötesi odayı hayranlıkla süzdüm. Mor ve siyahın uyumuyla dekore edilmiş oda nefes kesiciydi. Mor benim en sevdiğim renkti ve odaya hayranlığımı arttırıyordu. Zemin simsiyah, parıltılı mermerlerle kaplıydı ve temizdeki tavanda koyu aynalı camlarla birlikte tabanla uyum sağlıyordu. Odanın bir ucuna kurulmuş mor koltuk takımı ve devasa boyuttaki televizyon uyumla bir köşede duruyordu. Üzerinde bulunduğumuz yataksa nerdeyse dört kişinin sığabileceği bir yataktı ve üzerin mor renkli örtü vardı. Odadaki tek açık renk krem renkli duvarlardı ve bu duvarlarında bir parçasını koyu mobilyalar kapatıyordu. Odanın haline daha fazla salyalarımı akıtmadan tekrardan Toygar'a döndüm.

Asi Koruma (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin