16.Bölüm:Dost-Düşman Hangisi?

34K 1.5K 84
                                    

Multimedya:

İnsanın kendini sevmemesi? Bir insan kendini sevmemesini geçtim de kendisinden nefret ederek nasıl yaşadığına anlam veremiyorum. Ben kendimden nefret ederek 25 yıl yaşadım. Tabi buna ne kadar yaşanmak denirse. Tam 7 yıl önce hayatıma giren bir adam ve onun hayatıma girdiği ilk günden itibaren Kapan'la birlikte kendimi bitirmeye başlamıştım. Henüz bir kaç ay öncesine kadar birbirimizden ölesiye nefret ettiğimiz, birbirimize vermediğimiz zararı bırakmayan ve onu bitirmek içim and içmiş ben... Benden nefret eden bu adam neden 2 gün önce zarar görmemi istememiş, Halis'in bana oynadığı oyunu bozmuştu? Peki neden ben bana oynan oyunu bozan adama oyun oynuyordum. Bu kadar mı adileşmiştim.

Şimdi bir restorantta oturmuş, Toygar'ı bitirmek için çok sevgili halasıyla planlarımızı konuşacaktık. Düşünmemeliydim. Çünkü düşündükçe kendimden nefret etmeye başlıyordum. Düşündükçe, Toygar'ın bana inan bakışları, bana yaptığı kötülüklere pişman olan adamın bakışları gözlerimin önünde canlanıyordu.

"Hoş geldiniz efendim.

Ayla hanım her zamanki asaletiyle karşımdaki yerini aldı. Buz mavisi takımının eteğini düzelterek sandalyeye oturdu. Çantasını da hemen yanındaki sandalyeye bırakıp bana kocaman gülümsemesini sundu.

"Merhabalar Asi. Bana ne kadar mutlu edici bir haber verdin bilemezsin. Aaa bu arada geçmiş olsun tatlım. Nasıl oldu burnun?

Bende Ayla hanımı taklit ederek gülümsemeye çalıştım fakat benim gülümseme bayağı bir zorlama olmuştu. Sohbetimiz garsonun gelmesiyle başlamadan bitmişti. Garsonun uzattığı menüleri alarak incelemeye başladım. Ayla hanım menüye bakmadan direkman siparişlerini vermişti.

"Diyet salata ve maden suyu lütfen.

Cidden mi? Yemek yemeğe geliyoruz ve bu kadın salata yemekten mi söz ediyor. Salatada karın doyurmazdı ve ondan nefret ederim. Salataya para veren insanlarada şaşıyordum. İçimden Ayla hanımın siparişlerine göz devirerek garsona döndüm.

"Bana da bir buçuk iskender yanına da elma dilim patates ve kola.

Garson siparişlerimizi alıp çekilmişti. Ellerimi birbirini kenetleyerek masanın üzerine koydum ve Ayla hanımla göz temasına girdim. Boğazımı temizleyerek konuşmama başladım.

"Bu gün şirkete biraz erken gittim ve Toygar'ın odasını kurcalamak için odaya girdim.

Ayla hanım kaşlarını havaya kaldırmış sinsice sırıtarak beni izliyordu. Bu kadından cidden korkulurdu. İçinde resmen bir şeytan yetiştiriyor ve bunu maskeleyerek gizliyordu. Acaba Ayla hanımda Halis gibi yüzüme gülüp arkamdan iş çeviriyor muydu? Sonuçta Halis'i 7 yıldır tanıyor ve onu baba yerine koyardım. Ama sonuç ortada: Halis'te bir düşman. Dost sandıklarım beni daha derine çekerken düşman sandıklarım bana el uzatıyordu. Artık doğru ve yanlış kavramlarını ayırt edemiyor, kim ak kim kara çözemiyordum.

"Odayı didik taradım tabi ki. Lakin hiçbir şey bulamadım. Tek bir şey dışında. Toygar'ın kilitli bir çekmecesi orda bir şeyler saklıyor olmalı.

Ayla hanımsa beni onaylamamaksızın kafasını sağa sola sallıyordu. Ayla hanımda tıpkı benim gibi ellerini masaya koydu. Tam ağzını açacaktı ki gelen garson sohbetimizi tekrar kesmemizin sinyali olmuştu. Garson siparişlerimizi bıraktı ve Ayla hanımın uyarıcı bakışlarını aldığı gibi çekildi.

"Toygar önemli şeylerini şirkette veya evde bırakacak kadar aptal değil Asi.

Ne yani ben aradığım için aptal mı oluyordum. Bir adam neden durduk yere odasındaki çekmeceyi kitler ki? Kesinlikle orda bir şeyler vardı.

Asi Koruma (Tamamlandı)Where stories live. Discover now