Bölüm 30

7.3K 443 28
                                    

Öncelikle hepinizden çok ama çok özür diliyorum. Laptopum kırıldı yaklaşık 3 aydır yok ve ben vizeler finaller derken okuldan mezun olmaya çalışıyordum. 1 hafta içinde mezun oluyorum şükür. Bölüm yazamadım o yüzden bu kadar çok çok gecikti. Sizleri bu kadar çok bekletmek istemezdim ne olur çok kızmayın bana bundan sonraki bölümümüz zaten final olacak onu da en kısa zamanda yazıp eklemeye çalışacağım sizi seviyorum...

Not: Bölümü telefondan yazdım kontrol etmeye vaktim olmadı bir hatam kusurum varsa affola...

        Önder yanında sere serpe uyuyan kadını izlerken dudağında tatlı bir gülüş vardı. Eve geldikten sonra yaşananlar bir bir gözlerinin önünden geçerken kalbi patlayacak kadar hızlı atıyordu. Zeynep'in huysuz bir şekilde mırıldanarak uyanmasını büyük bir keyifle seyrediyordu ta ki Zeynep o güzel ağzını açıp ta konuşana kadar;

"Öküz müsün Önder iki saattir trene bakar gibi izleyeceğine şu telefonunu açsana.."
"Ne telefonu kızım?"
Önder daha sorusunu bitirmeden tekrar çalmaya başlayan telefonunu Zeynep'in aşağılayıcı bakışlarını görmezden gelerek açtı.
"Neredesin lan sen iki saattir arıyorum açmıyorsun?Zeynep nerede o da açmıyor? Ne yaptın lan baldızıma? Bak oğlum eğer kalıcı hasar verdiysen benim tatlı kelebeğim, Zehra'm ikimizde keser. Ekmek bıçağıyla doğar yani dikine dikine ben sana diyim."
"Doğuş öncelikle sana da merhaba kardeşim ulan iki dakika sus be sus ki bende konuşabileyim dimi ama."
"..."
"Doğuş"
"Efendim kardeşim" 
"Olum gerizekalı mısın neden konuşmuyorsun?"
"Ee sen sus demedin mi?"
"Kapatıyorum Doğuş Allah seni bildiği gibi yapsın kardeşim hadi görüşürüz"
"Dur lan dur önemli bir şey diyecektim ben."
"De hadi."
"Abi sen iki saat açmayınca unuttum ben onu ne diyecektim ben."
"Doğuş 3 saniyen var söyledin söyledin söylemedin kapatıyorum."
"Hehh hatırladım lan hazırlanın bilader düğüne gidiyoruz."
"Ne düğünü yaa ne işimiz var oğlum bizim düğünde ben gelmem."
"Sen bilirsin abicim gelme de Mehmet komiserim silsin sonra seni."
"Mehmet komiserim ne alaka lan sanki onun düğününe gitmedik."
"..."
"Lan yoksa?"
"Evet abicim Mehmet komiserim Selin'i isteyecekmiş bu akşam hadi hazırlanın Muğla'ya gidiyoruz."
"Tamam kardeşim biz 1-2 saate hazırlanır çıkarız. "
"Önder"
"Efendim?"
"Zeynep nerde öldürüp bi yerlere gömmedin dimi lan bak tırtılım ablasına ulaşamıyor."
"Uyuyor Zeynep"
"Yuh olum saat öğlen 1 oldu neredeyse ne uykusuymuş bu."
"Ee yorulduysa demek ki..."
Konuşmayi başından beri dinleyen Zeynep Önder'in son cümlesiyle birlikte sağlam bi tekme geçirdi.
"LANN NAPTIN LAN BALDIZIMA PİÇ HERİFF"
Önder bir yandan karnına isabet eden tekmelerden kaçmaya çalışırken diğer yandan telefondan bağıran arkadaşına gülerek laf yetiştirmeye çalışıyordu.
"Sanane lan sevgilim değil mi istediğimi yaparım. Azıcık sevdim ne var bunda."

Önder'in Doğuş' a verdiği cevapla birlikte Zeynep'in tekmeleri de durmuş bir yandan çarşafı çıplak vücudunda tutmaya çalışırken diğer yandan Önder'e yanaşmaya başlamıştı. Bugüne kadar kendini hep tutmuştu Zeynep bu günden sonra aşkını doya doya yaşayacaktı. Doya doya sevecekti karşısında gülerken gözleri kısılan güzel adamı Önder daha telefonu kapatamadan Zeynep iyice sokulmuş köprücük kemiğinden başlayarak boynuna kadar küçük öpücüklerini kondurmaya başlamıştı.  Zeynep'in 2 öpücüğüyle kendinden geçen Önder telefonu zar zor kapatıp bütün ilgisini sevdiği kadına verdi. Doğuş yüzüne kapatılan telefona bön bön bakmayı bırakıp sevdiğine döndü "Ablan gayet iyiymiş tırtılım merak edilecek bir şey yok."

"Aa iyimiymiş neden açmıyormuş telefonunu verseydin de bi bende konuşsaydım."
"Yok kelebeğim ablanın şimdi biraz işi var sonra konuşursun."
" Ya ne işi Doğuş ver iki dakika konuşayım işte. "
"Al bebeğim al ara ama açacaklarını zannetmiyorum ikisi de çok meşgul şu anda."

İLLEGAL AŞKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin