Bölüm 15

8K 555 23
                                    

Merhaba canlarım. Size hemencecik yeni bölümle geldim. Biliyorum bölüm kısa fakat maalesef elimde olmayan sebeplerden ötürü oldukça zor bölüm yazıyorum benden desteğini eksik etmeyen bütün okuyucularıma teşekkür ederim. O güzel yorumlarınız beni inanılmaz motive ediyor. Multimediada Bertan var.Hepinizi çok seviyorum keyifli okumalar :)


       Selin kapı sesiyle zar zor daldığı uykusundan uyandı. Bu saatte çalan zil hayır olmazdı. O an anladı Selin, kalbi dara düştü birden. Aldığı nefes zehir oldu yaktı ciğerlerini. Zilin tekrar çaldığını duyunca toparladı kendini hemen Bade uyanmadan kapıya bakmalıydı şimdi dağılamazdı. Kapıyı açtığında karşısında yorgun bir Doğuş ve bitik bir Zehra buldu. Zehra'nın elbiselerindeki kanı görünce önce yanağından düşen bir damla yaşı sonra da yerin ayaklarının altından kaydığını hissetti.

Doğuş karşısındaki kızın hafif yalpaladığını görünce öne atılıp belinden destek olmak istemiş Selin kollarına yığılıp kalınca ne yapacağını şaşırmıştı. Kendini çabuk toparlayan Zehra;

"Doğuş hadi al Selin'i de git sen baksana onunda Mehmet komiserime ihtiyacı var gibi duruyor." 

Doğuş başını sallayarak kucağında Selin dışarıya çıktı. Arabanın arka koltuğuna Selin'i yatırıp direksiyona geçerken hala kapıda onları izleyen Zehra'yı görünce dayanamadı. Koşarak yanına gidip sıkıca sarıldı;

"Senin suçun değildi yeter artık kendini üzme eminim Zeynep iyi olacaktır." Zehra hüzünlü bir tebessümle Doğuş'a baktı. Alnına bütün dertlerini unutturacak bir buse bırakıp gitmişti.

       Canan Bertan'ın neye öfkelendiğini anlamadan çekip gidişini izledi. Yattığı yeri mi beğenmemişti acaba? Ya da kısık sesli cızırtıyla dinlediği radyo mu sinirini bozmuştu? Dışarıdan gelen esintiyle ürperdi birden gökyüzünde kapkara bulutlar birikmiş hava kurşun kadar ağırdı. Ne uğursuz bir gün! Üşüdüğünü hissedince usulca kalkıp yatağına yattı. Uyuyamazdı ya, belki biraz ısınırdı. Sokağa giren araba sesiyle irkildi Bertan geldi diye heves etti bir an. Ama Bertan olamazdı bu o arabasını sokağa sokmamıştı tedbir amaçlı şimdi de girmezdi sokağa biliyordu. Kapanan araba kapılarının sesini duyunca telaşa kapıldı birden 1 tane de değil tam 3 tane kapı sesi gelmişti. Canan'ın yüreğindeki korku tohumları filizlenip koca bir çınar olurken kaçabileceği saklanabileceği bir yer aradı. 2 göz odasında derme çatma evinde nereye saklanacaktı ki, nereye kaçabilirdi ? Hem önünde sonunda bulunmayacak mıydı zaten?  Kim koruyup kollayacaktı onu bu saatten sonra? Polis mi ? Bertan ?  O bile  koruyup kollamak yerine Osman'ı avlaması için yem olarak görmemiş miydi ? Balık yemi yutmuştu fakat balıkçı ortalarda yoktu ki. Evinin içine giren adım seslerini duyunca odanın bir köşesine sindi Canan öyle kolayca teslim olmayacaktı. Şimdiye kadar dayanmıştı yine dayanacaktı.

Osman'ın iki adamı girdi önce odaya;

"Geç abi kadın yalnız kimseler yok içeride."Korkak herif önden gelecek kadar bile yürekli değildi. 

Osman hışımla odaya dalıp büyük adımlarla Canan'ın karşısına dikildi. Canan'ın polislere muhbirlik yaptığından şüpheleniyordu. Eğer doğruysa bunun acısını kat be kat ondan çıkaracaktı. Şimdiye kadar zaten sabretmişti fakat artık sabrının sınırına gelmişti. Madem güzellikle olmuyordu zorla olacaktı. 

"Yanına bir kaç parça eşya al gidiyoruz."

"Defol git ben seninle hiçbir yere gelmiyorum!"

"Bana bak kadın benim sabrımı zorlama yetti artık ne diyorsam onu yap." Canan kendine engel olamayıp Osman'ın yüzüne tükürdü. Osman elinin tersiyle yüzünü silmiş alayla bir kahkaha patlatmıştı. Canan'ın saçlarını eline dolayıp hırsla çekti. 

İLLEGAL AŞKLARWhere stories live. Discover now