Ben ise Brian'a bakarak gözlerimi kaçırdım. Ne kadar sessiz konuşsakta,bizi duyabilecek bir duyuya sahipti. Tıpkı benim,ormanın derinliklerinde ki kurtların hırıltısını duyabildiğim gibi.

'O' kim Kristen?' dedi Brian sesli bir şekilde.

Ben ise uzandığım kanepeden toplanarak,ellerimi önümde birleştirdim.
'Kaza olduğu gün. Birkaç saat öncesinde gölün kenarında soluklanmak için durmuştum.'

Tom araya girerek;
'Lanet olsun Kristen,burada bir göl yok!' dedi.
Ben ise şaşkınlıktan kekeleyerek;
'Hayır Tom yanılıyorsun az ilerde kamyonetle gittim. Orada bir göl vardı.' dedim.

Ama söylediklerimden bende emin değildim. Tom nede olsa burada büyümüştü ve benden daha bir izlenim ve bilgiye sahipti.
Brian ise gözlerini açarak;
'Devam et Kristen.' dedi.

Ben ise titreyen sesimi dinlendirdim ve devam ettim.
' Arabadan indim. Kısa bir süre sonra biri geldi. O bana gördüğün kabusları ben gösteriyorum sana dedi. Ben ise şaşkınlıkla onu izledim. Ona inanmadım ve oda bunu anlarmışcasına,bana tekrar o kabuslardan gösterdi. Ama bu kabus değildi. Bebektim ve annemin kollarındaydım. Beni seviyordu.' dedim ve kısa bir sessizlik oluşmuştu.

Stark'ın elleri omzumdaydı,ellerim ise Brian'ın elleri arasındaydı.
Daha fazla direnemeyerek anlatmaya devam ettim.
'Bu beni güçlendirmişti. En azından bir intikam için hayatta kalmalıydım. Benden sevdiklerimi çalan bir cadının ölümünü görmek için ayakta kalmalıydım.' dedim ve omzumun üzerinden Stark'a bakarak;
'Hafif baygındım. Ama iyi hatırlıyorum,gözleri senin gözlerinin rengindeydi.' dedim.

Stark ise omzumdaki ellerini çekerek odadan çıkmıştı. Dış kapının gıcırdayışıyla evden ayrıldığını anlamıştım.
Brian ise ellerimi daha sıkı bir şekilde tutuyordu.
Dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu ve;
' Bir bardak su istermisin Kristen?' dedi.
Ben ise olur dercesine başımı sallamıştım.

Odadan çıkana kadar onu izlemiştim. Düşünceler beynimde dolaşırken,bedenimi hissizleştiriyordu. Ya rüyamdaki gibi birgün bana öyle davranırsa? Ya tüm sevgisi birgün istemediği gibi kötü gelişirse? Buna dayanamayacağımı çok iyi biliyordum. Rüyamda ki gibi,tüm benliğimi onun ellerine verirdim. Bana yazılan bu hayat hikayesinde,onun sevgisi beni ayakta tutuyorken,sevgi ve sevgim olmazsa hikayenin ve yaşamımın ne anlamı kalırdıki.

Derken,tüm düşünceler ve kurduğum tüm cümleler tekrar canlanmıştı. Tanrım!
Bunu 'O' bilerek yapmıştı.
Çünkü onun sevgisi belkide benim en zayıf noktamdı. Kendimi bu konuda sınamam gerektiğini uyarıyordu. Ama bu benim için en zor sınamaydı. Gözleri sevgisizlikle dolu bir Brian'a karşı savaşamazdım.

Kanepede ki hareketlerimden kuşkulanan Rosa teyzem,yanımda geldi ve;
'Kristen iyi misin?' dedi.
Ben ise hafif bir tebessüm ile;
' İyiyim Rosa teyze. Sadece kabusun etkisindeyim.' dedim.
Rosa teyzem hafifçe gülerek;
'Brian,senin savaşın için elinden gelen herşeyi yapar Kristen. Ucunda kendisinden ve senden vazgeçmek bile olsa.' dedi.

Ben ise duyduğum kelimeler karşısında acı ile dolu bir duygu düşmüştü kalbime. Tek dileğim 'vazgeçmek' ile ilgili bir son olmamasıydı.

Brian kapıda belirmişti. Siyah kazağı halen kaslarını sarmaya devam etmişti. Sarı geçişli saçları dağılmış. Keskin mavi gözleri ise yaşanmışlıklar anısına yorgun düşmüştü.
Elindeki suyu bana doğru uzatarak;
'Al bakalım dişi kurt.' dedi gülümseyerek.
Ben ise elindeki bardağı alarak küçük bir sırıtış yerleştirmiştim yüzüme.

Kapıda beliren Stark ise gülümseyerek;
'Unutma o bir cadıda.' dedi.
Brian omuzunun üzerinden Stark'ı izledi ve derin nefes alarak;
'O benim dişi kurdum. Sizin cadınız olabilir.' dedi gözlerini kısarak.

Ben ise sesli bir kıkırdamayla konuşmayı sonlandırmıştım.
Elimde ki bardağı sıkıca sararak Tom'a döndüm ve;
'Beynimde oldukça ses var. Bunlar beni yoruyor ve onları ayırt edemiyorum.' dedim.

Tom ise gülümseyerek;
'Yarın erkenden ayakta olacağız ozaman. Artık kurt olma zamanın geldi Kristen.' dedi.

Bella ise araya girerek;
'Yarın eğlenceli birgün olacağa benziyor.' dedi.

Brian gülümseyerek elini bana uzattı ve kulağıma eğilerek;
'Bu gece benimle uyumaya ne dersin sevgilim?' dedi.

Ben ise gülümseyerek;
'Memnuniyetle.' dedim.
...

Ellerim,bedenim ve kalbim. İntikam ve sevgiyi bir arada tutan düşüncelerim artık ait olması gereken yerde tamamlanmıştı. Brian'ın bedeninde. Bu anı hiç birşey için değişmezdim. Annemin elleri saçlarımın arasında,babamın kokusu ise bedenimdeydi. Bunların hepsi tek bir bedende birleşirken,sevgim tüm benliğini sarmıştı.
Onsuzluk düşünülecek en zor ve son şeydi benim için...

MühürWhere stories live. Discover now