Neydi bu? Hem dövmek hem de değer verdiğini hissettirmek? Bizim ömrümüz böyle daima kavga ederek mi geçecekti? Birbirimize vurarak?

Yatağa uzandım. Uyumak istiyordum. Basımın kanaması umurumda değil, belki kan kaybından ölürüm...

Yavaşça gözlerimi açtığım da hastanede olduğumu anladım. Etrafıma bakarken yan tarafta uyuyan bir adet Alper gördüm. Acaba ne olmuştu? Neden hastanedeydik?

Uyurken öyle masum gözüküyordu ki. Sanki çok iyi biriymiş gibiydi. O kadar tatlıydı. Uyurken onu izlemek, son derece huzur veriyordu.

Kapı aniden açıldı ve içeriye Miraç girdi. Şaşkınlıkla bana baktı "kardeşim" diyerek yanıma ilerlerken Alper i gördü ve uyumasına aldırmadan boğazına yapıştı.

"Senin geçmişini sikerim lan! Kardeşimi nasıl bu hale getirirsin!"

Yavaşça yataktan kalktım ve Miraç'ı durdurmaya çalıştım. Miraç onu durdurmaya çalıştığını anlayınca bana bağırdı. "Onu mu koruyorsun?" "yapma" diyebildim sadece. "Şu haline bak Didem ne haldesin" diyerek yüzümü gösterdi.

Kolunu tuttum. Alper bizi öylece izliyordu "Miraç" yutkundum. Bunu söylemek zorundayım "ben Alper i seviyorum"

Miraç bunu duyunca şok oldu. Sonra da kahkaha attı "yalan söylüyorsun" başımı olumsuz anlamda salladım. "Seviyorum"

Tam bu sırada doktor geldi ve gülümseyerek içeriye girdi. "Lütfen dinlenin hanım efendi" dediğinde "iyiyim ben" dedim. Doktor gulumsemeye devam etti ve "müjde mi isterim uç haftalık hamilesiniz"

Doktor bizi şaşkınlık içinde bırakıp gitmişti. Üçümüzde saskinca birbirimize bakıyordu. Ben ve hamilelik? Ben daha 19 yaşındayım lan!

Kapı resmen kırılır gibi açıldı ve içeriye Mert girdi. İşte şimdi yanmıştım.! Çünkü o bu konularda en hassas olan kişiydi. Ne olduğunu ben bile bilmiyordum. Böyle birşey imkânsızdı zaten.

"Doktor yanlış söyledi dimi?" bakışlarını bana çevirdi " hamile değilsin dimi Didem?" açıklama yapmak için ağzımı tam açmıştım ki yüzüme tokat indi. "Ulan sen nasıl böyle birşey yaptın?" kafam sağa doğru savrulurken Miraç 'ta Mert'in tarafına geçmişti. "Bırak abi ya " diyerek onu odadan çıkarmaya çalıştı. Ama Mert bana tam bir kez daha tokat atacaktı ki Alper önüne geçti "çocuk benden ve evleneceğiz zaten" dedi. Ben sakınca onları izliyordum. Hayır, ben hamile olamazdım ki.

"Allah belanı versin! " diyerek yüzüme tükürdü mert. Neye uğradığı mı şaşırmıştım. Gözlerim dolmuştu. Benim böyle birşey yapmayacağını bilmiyor muydu? Beni hiç mi tanımamıştı?

. "Sen benim olana asla dokunamazsın" diyerek yumruk attı Alper Mert'e. Miraç'ta Mert'i sürükleyerek odadan çıkardı.

Arabaya bindigimiz de ikimizde konusmuyorduk. Bu fırtına öncesi bir sessizlik gibiydi. Kırmızı ışıkta durduğunda sessizliği bozdum.

"Beni eve bırakacak sın dimi? Sende inandın bu olanlara. Zaten hiç kimse inanmıyor benim böyle birşey yapmayacağıma." bakışlarımı cama çevirdim "ulan kardeşim bile inanmadı" diye mırıldandım kendi kendime.

"Biliyorum" dediginde bakışlarımı ona çevirdim. O ise yeşil ışık yandığı için arabayı harekete geçirmişti."senin böyle birşey yapmadığını ama sana birşey sorucam" gözlerim le onayladım. "İki ay önce sizinkilerle beraber bir balıkçı ya gitmistiniz. Yine tek kız sen. O gece çok fazla icmistin?"

Bir dakika o bunu nereden biliyordu? Gerçekten beni mi takip etmişti? Tamam o gece hattından fazla icmistim. Ama Mert öyle birseye asla izin vermez.

Kalp Kırıkları (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now