Bölüm 10 • Mandalinalar...

9.5K 747 116
                                    

Lalin arabasına binip düşünceler içinde evine vardığında hala bugün yaşadıklarının etkisindeydi. Ömer farklı biriydi... Yaşadığı hayatın, sırlarının, amaçsız gecelerinin içine katamayacağı sadece gününü gülümsettiğinde farklı duygulara mahal veren biri olarak kalacaktı. Yine de farklıydı işte. Düşünceli, nazik ve sıcaktı.

Günü tamamlamış olmanın verdiği galibiyet ve elde hiçbir verinin olmadığı bilmenin yarattığı yenilgiyle geceyi noktalıyordu. Bugün onun için eşitlenmişti. Genç kız ceketini kanepenin kenarına bıraktıktan sonra mutfağa gidip suyu ısıtmak için seri hareketlerle ısıtıcıyı aradı. Kahve kupasını ve kahveyi ararken suyun ısındığını fark etti. O esna da gün boyu sessizliğe kavuşmuş olan telefonu çaldı. Isıtıcının kapatma düğmesine bastıktan sonra hızla salona gidip çantasını eşeledi.

Telefonu kimin aradığına bakmadan son anda hızla açtı.

"Alo?"

Irmak'ın ses tonu Lalin'in aksine neşeli ve enerjik geliyordu.

"Görümcelerin en besti! Ne yapıyorsun bakalım?"

Lalin gülerek başını iki yana salladı ve sarsak adımlarla mutfağa doğru yol aldı.

"Benden başka görümcen yok Irmak... Her defasında beni tufaya getirmeye çalışıyorsun." Genç kız hem gülüyor hem de arkadaşıyla ne kadar uzun süredir konuşmadığını düşünüyordu. Abisiyle evlendiklerinden beri hatta sevgili olduklarından beri aralarına aşamadığı bir mesafe girmişti. Tartışmalarında arada kalan taraf olmamak adına hep bir adım geride durmayı Lalin tercih etmişti ama böylesi de canını sıkıyordu... Anlatması gereken şeyler olmasına rağmen sessiz kalmak daha iyi bir seçenekmiş gibi geliyordu şimdi. Oysa ki eskiden öyle olmazdı diye düşündü Lalin. Abisinin bilmesini istemediği bir şeyi artık Irmak'a söyleyemeceğini bilmek kendisini daha da yalnız hissettiriyordu.

"Başka görümcem olsaydı da en besti sen olurdun bebeğim! Sen benim bestimsin!"

Gülerek ısıtıcıdaki sıcak suyu kupaya döktüm.

"Nasıl onare oldum sorma Irmak. Şuan gerim gerim geriniyorum yani..."

Irmak kıkırdayarak lafı anında çevirdi. En iyi yaptığı şeydi bu aralar... Konuşmak istemediği konuları cilvesiyle farklı bir tarafa çekiyor ya da üstüne bir kürek toprak atıyordu. Bu konuda oldukça iyiydi... Benden daha iyi.

"Ne zamandır kız kıza bir şeyler yapamıyoruz diyordum... Ne dersin bebeğim? Party harda var mısın?"

Sıkıntıyla derin bir nefes alan Lalin kahve dolu kabı aramaya koyuldu. Bir türlü nerede olduğunu bulamıyordu.

"Aslında şu sıralar pek çıkasım yok... İstersen bana gel, pijamalarla pinekleriz sonra da abim seni almaya gelir."

Lalin işin ucunun bu noktaya gelmek zorunda olduğunu biliyordu. Öyle ya da böyle Irmak artık onun evli bir arkadaşıydı. Kiminle olduğunun bir önemi yoktu. Kendisini zorladığının farkındaydı ve kimseyi bir şeylere itelemek istemiyordu. Irmak Lalin'in ondan günden güne koptuğunu fark edince büyük bir tedirginlikle eski günleri hatırlatmaya çalışıyordu fakat Lalin her şeyin bilincindeydi. Böyle olmasını istemiyordu...

"Hayır bebek! Ben eğlenceli bir şeyler yapmak için öyle bir fikir sunmuştum."

"Kafam bu aralar yerinde değil... Siz abimle takılın, beni şimdilik pas geçin."

Irmak bir şeyler olduğunu anlamış fakat anlatmadığı için garipsemişti. Eskiden olsa aralarında hiçbir şeyin eksik kalmayacağını biliyordu genç kız ama şimdilerde Lalin ondan bir şeyler gizliyordu. Daha doğrusu buna gizlemekten ziyade anlatmamak denirdi.

Geceyarısı KaçamağıWhere stories live. Discover now